Hi hii! Şükür tekrar gelebildim. Çok beklettim inşallah beklediğinize değmiştir :') Pazar günü final zamanıı 🤧
Minho'dan
Sabah erken saatlerdi, güneş yeni yeni doğuyordu. Alarmımdan beş dakika önce uyanmama sebep olan şey telefonuma gelen bildirimdi. Hızlı ama yavaş bir şekilde yataktan kalktım ve lavaboya girdim. Elimi, yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım ve sıcak yatağıma tekrar girdim. Bildirimlere bakmak için doğruldum.
"ALLAH KAHRETSİN! CİN BU ÇOCUK, YEMİN EDERİM CİN!"
Jisung Instagram hesabımı bulmuş, kullanıcı ismimi nerden biliyo? Kesin Changbin söyledi, yırtıcam onun ağzını. 'Profilime bakanlar' yerinden gördüm.
Off sanırım zamanı geldi, eğer son postlarıma baktıysa ve kafası biraz olsun basıyosa... Ondan hoşlandığımı anlamıştır. Onunla konuşmam lazım, onunda hislerini öğrenmem lazım. Çünki böyle olmuyor artık, her ne olursa olsun ona hislerini açıcaksın Le Minho! Beni reddetse bile artık hislerimi içimde tutmak istemiyorum.
Jisung'dan
Jeongin, Felix'i uyandırmak için tekrar odalarına gitti. Birkaç dakika sonra kapı tıkladı, hemen kalkıp açtım. Jeongin Felix'i sürüklüyordu resmen, çok komik gözüküyorlardı.
"Babaanne 5 dakka dahaağ"
"Felix omzum ağrıdı, doğru düzgün dur!"
"Ama babaanne"
Jeongin Felix'in ensesine şaplattıktan sonra Felix kendine geldi, banyoya gidip elini yüzünü yıkadı ve yanımıza geri geldi.
"Eee niye toplandık koyun sürüsü gibi? ~F"
"Eben çok güzelmiş Felix onu konuşucaz ~Je"
"Off yeter, yine kavga etmeye başlamayın! ~Ji"
Olanları Felix'e anlattığımız da hiç tepki vermedi. Robot gibi donmuş bizi dinliyordu. Konuşmamız bitince kendine geldi ve konuşmaya başladı.
"Ne yani Changbin benden mi hoşlanıyor? ~F"
"Yok annenden Felix, sen hoşlanmıyor musun? ~Je"
"Sen Hyunjinden hoşlanıyo musun? ~F"
"A a a aa herkes birbirine soru soruyo sıkıldım yani ~Je"
"Kıvırma Jeongin, biz arkadaşız. Birbirimizle herseyi paylaşabiliriz. ~Ji"
"İyi tamam, evet ondan. ~Je"
"Anlayamadııım?! ~F"
"EVET HOŞLANIYORUM KAYIK SURATLIDAN, KIT MISINIZ ŞEREFSİZLER İKİLETMEYİN! ~Je"
"Sensin kıt. ~F"
"Kaşınma cici kardeşim, kaşınma ~Je"
"Yeter ama, her salisa kavga etmek zorunda mısınız? ~Ji"
"Peki sen LeE FeLiX, Hoşlanıyon mu? ~Je"
"Şeyy, bilmiyorum ama çok tatlı biri. Dağ yürüyüşünde baya kaynaştık aslında, bilmiyorum. ~F"
"DUYAMADIIIM! ~Je"
"Of Jeongin, neyse Jisung senj sormiycam seni zaten anladım, ama şu yanımda duran şahış saksısını kullanamadığı için anlamamış olabilir ~F"
"Bardak taşıyo Ciccii karrdeşşimm. ~Je"
"Felix sen in misin cin misin nesin lan nerden anladın, ve evet yani hoşlanıyorum. Ama şu saç boyası olayından sonra zannetmiyorum. ~Ji"
"Instagram hesabına 'mor benim rengim' diye post atan bendim çünkü demi Jisung. ~Je"
"DOĞRU LAN, yinede bilmiyorum ama inşallah ~Ji"
"Tamaam, buzlar eridi, duvarlar aradan kalktı. Sıra beklemekte PUAHAH. ~F"
"Hadi uyuşukluk yapmayalım, aşağı inelim. Koca bir gün bizi bekliyoo! ~Ji"
**********
Aşağı inmek için asansöre bindik. Sıfırı tuşladım. Hepimiz aynaya yaslanmış asansör kapısına bakıyoruz. Kapı açıldığında karşımızda Minho, Hyunjin, Changbin ve Chan'ı gördük. Hemen ardından yandan Seungmin çıktı, Minho her zamanki gibi bol t-shirt ve bol siyah bir eşofman giymişti, kafasında yine geçenlerde taktığı şapkayı takmıştı, Hyunjin rengarenk garip giysiler giymişti, ayağında balığa benzeyen terlik-ayakkabı karışımı şeyler vardı. Yanlarına doğru küçük adımlarla yürümeye başladık.
Chan telefonla konuşuyordu, daha doğrusu bağırıyor gibi bişeydi, Hyunjin Changbin'in kulağına biseler fısıldıyordu sonra gülüşüyorlardı. Hepsi ayrı alemlerde takılıyo, çok komik gözüküyorlardı. Yanlarına vardığımızda Seungmin hepimizin önüne geçti, dikkatlerimizi ona vermemiz için yalandan öksürüp boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Bu akşam ön bahçede açıkhava konseri olucak, isteyen herkes gelebilir. Ama maalesef güzel giyinemeyenleri almıyoruz." Dedi ve Hyunjine doğru baktı.
Hyunjin Seungmin'e gözlerini pörtletti.
"Üstüme alınmalı mıyım?"
"Evet"
"Peki :') "
Jeongin bir anda kahkaha atmaya başladı, onu gören Hyunjin ve Changbinde gülmeye başladı. Hyunjin bir yandan gülüyo bir yandan Changbin'i dürtüyordu.
"Sen niye gülüyon lan PUAHAHAH"
Changbin gülerek Hyunjin'in kulağına fısıldayarak "Felix görsün diye."
Aslında pekde fısıldayarak dememisti sanırım çünkü duymuştum, yanımda duran Felix'te duymuş olacakki bana bakıp dudaklarını gülmemek için birbirine bastırıyodu, en sonunda dayanamayım o da gülmeye başladı. Ardından bende gülmeye başladım.
Beşimizxe kahkaha atıyoduk, dışarıdan çok salak göründüğümüzün farkındayım ama eğlenceli işte. Kahkaha döngüsünü Minho bozdu.
"YA SALAK MISINIZ SİZ? İKİ SAATTİR BÖN BÖN BAKIYORUM HALA GÜLÜYOLAR"
"Iyyy, eğlenmeyi hiç beceremiyosum LeE MiNhO!" Alsında içimden diycektim ama dışımdan demiş oldum.
"Öyle mi?"
"Öyle"
"Görücez"
"Görelim bakalım, hah!"
Gözlerimi kıstım ve kaşlarımı çatıp Minhoya baktım. O da aynı yüz ifadesini yapınca Hyunjin gülmeye başladı.
"Woaa düello mu görüyoruum?! Ama Jisung bence plat-" Hyunjin, Chan'ın ağzına yapıştırdığı şaplakla sustu.
1-2 saat daha kafede oturup ne giyeceğimizi konuştuk. Konuşmayan tek kişi Minho'ydu, ne giyeceğini gerçekten merak ediyorum.
Wuhuu, finale yaklaşıyoruuz! Birdaha ki bölümde kiss gelir mi? 🙀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minho Bizim Jisung Bizim
FanfictionJisung: HEY! BU UÇAK NEREYE GİDİYOR LAN ! Minho: LANLI LUNLU KONUŞMA BENİMLE LAN ! (Tamamlandı🗣)