beomgyu'dan
Son haftalardır yaşadığım olaylar bünyeme fazla geliyordu. İnanamıyordum açıkçası. Hep böyle şeylerle dalga geçen biri olarak bir anda kendimi bu entrikanın içinde bulmuştum. Benim açımdan korkunç bir deneyimdi. Evet sinirliydim. Herkese her an patlayabilecek durumdaydım. Çünkü yıllardır stabil giden hayatım artık eskisi gibi devam etmiyordu.
En son Yeonjun ile olan konuşmamızın üstünden yarım saat geçmişti. Ve ben yarım saattir duvara bakarak düşünüyordum. Ve bunları kaldıracak gücümün kalmadığını fark etmiştim. Hepsi ayrı ayrı ufak şeyler gözükse de bir araya gelince beni çok etkiliyordu. Biraz daha düşünürsem kafayı yiyecektim. Bu yüzden hızlıca yatağımdan kalkıp hazırlanmaya başlamıştım. Artık akışına bırakacaktım bazı şeyleri. En azından vedayı hak ediyor diye düşündüm kendimce. Ve basitçe hazırlanıp evden çıktım.
Akşam saatleriydi bu yüzden fazlaca gergindim. Özellikle geceleri omegaların tek başına çıkması önerilmezdi. Ama ben akışına bırakmıştım.
Yeonjun açık adres vermediği için pek emin olamıyordum. Bu yüzden sahilde en son, yani yıllar önce buluştuğumuz yere yürümeye başladım.
Her şey tam tahmin ettiğim gibiydi. Yeonjun buradaydı. Elinde içkisini yudumlayarak durgun denizi izliyordu. Gittiğim anda ne diyeceğimi inanın bilmiyordum. Gelmek veya gelmemek için hiçbir sebebim yoktu. Ama düşünmek de istememiştim. Düşünceler sadece başımı ağrıtıyordu. Bu yüzden yol boyunca kafamın içinde bağırarak Taylor söylemiştim. Bir çeşit terapi diyebiliriz buna.
Yeonjun'nun yanına adımlayıp "Oturabilir miyim?" demiştim kısaca. Şaşırmış gözüküyordu. Beni başıyla onayladıktan sonra yanında yerimi almıştım. "Bira almamışsın." diye lafa girmiştim tekrardan. Konuşmaya pek niyetli değil gibiydi şu anlık. " Gelmeyeceğim diyince kendime yönelik bir şeyler aldım." dediğinde bir tık sinir olmuştum. Elindekinin ne olduğunu tam bilmiyordum. Ama akışına bıraktığım için yavaşça elinden alarak kafama dikmiştim. Bugün biraz şaşırtıyordum.
Bu benim adam gibi ilk içişimdi. Aslına bakarsanız bunun özel olmasını isterdim. Bu da benim elimdeydi. Birkaç yudumdan sonra şişeyi dudaklarımdan çekip soluklanmıştım. Tadı başta berbat gelse de boğazımda bıraktığı histen hoşlanmıştım. İçkisini tekrar ona verdikten sonra konuşmasını bekledim. "Şaşırtıyorsun." demişti kısaca. "Klasik ben." demeden edememiştim.
Sonrasında bir süre susmuştuk. Konuşmasını beklediğimi anladığında yavaşça yutkunup konuşmaya başlamıştı. "Bu hale nasıl geldik bilmiyorum. Ama benim payım büyük. Üzgünüm." demişti. Anlamamışçasına kafamı salladığımda anlatmaya devam etti.
"Eskiden aramız çok iyiydi. Kardeşten farkımız yoktu. Ama ben koca bir aptaldım. Çocuktuk işte diyemeyecek kadar hemde. Seni çok kıskandım. Sen her şeyde iyiydin. Mükemmel denilebilecek kadar kusursuzdun. Ve bu beni sinir etmeye başlamıştı. Hala senin yüzüne gülerken yaptığım şeylerden ötürü çok üzgünüm... En azından seni bir yönde geçmek istedim. Bir şeyde senden iyi olmak istedim. Bunları düşünürken aramıza Chaehyun katıldı. Benim için basit ve normal birisiydi. Ama sen ona çok iyi davranmaya başlamıştın. İyi ve saftın çünkü. Ben hem arkadaşımı çaldığını düşündüğüm için seni Chaehyun'dan kıskanıyordum. Hem de seninle aptalca yarışlara giriyordum. Sen Chaehyun'dan hoşlanmaya başladığında yine bu düşüncelere kapıldım. Bir şekilde kendimi Chaehyun'dan etkilenmeye zorladım. Ama olmadı. Yine de rol yapmayı düşündüm. Bir şekilde elde etmeliydim. Ama sen adım atmadığın için rekabetin anlamı kalmıyordu. Ve bu beni daha çok sinir ediyordu. Aramız bu yüzden açıldı. Aptal bir kız muhabbeti gibi görünebilir. Ama tamamen benim yüzümden."
Şu anda duygularımı ifade edemiyordum. Duyduklarım ağır gelmişti. Hem Hyunjin bu olayların neresindeydi? Kafam allak bullak olmuştu. Sadece konuşmasını ve her şeyi anlatmasını istiyordum. İçkisinden bir yudum alıp anlatmaya devam etmişti.
"Bu okula gelmem ise Hyunjin sayesinde oldu. Eski okulumda tartıştığım basit birisiydi. Kavga ettik ve takımdan atıldım. Okulumu da değiştirmem gerekti. Bu yüzden Sunghoon, Karina ve ben bu okula geldik. Aslında genel olarak Sunghoon'un isteğiydi. Her neyse. Seninle uzaktan rekabet kolayken yüz yüze gelince bir anda her şey değişmişti. Aynıydın. Seni kışkırtmak istedim. Ve türünü öğrendim. Bunu sana karşı kullanmayı düşündüm. Ama yapamadım. Bu çok aşağılık bir şeydi. Zaten hala Chaehyun'dan hoşlanıyordun o zamanlar. Ve en korktuğun şey buydu. İlk defa seni bu şekilde görmüştüm. Bunun nedeni senin türün değildi. Senin kendini düşük görmendi. Ve bu halini hiç beğenmemiştim. Bana karşı gelmeni istedim. Gelmedin, kendini savunmadın. Seni bu halde görmek istemedim. Aradan çekildim. Ama Hyunjin geldi. Her şey yine berbat oldu. İğrenç hissediyorum. Aklına takılan bir şey olursa sorabilirsin. Cevaplayacağım hepsini."
Anlattığı şeyler kafamda yankılanmaya başlamıştı. Asla beklemiyordum. Ama kafama takılan şeyler vardı. Sormaktan çekinmeyecektim. "Chaehyun'dan hiç hoşlanmamış mıydın? Yalan mıydı tamamen?"
İlk sorumla başlamıştım. Eğer hepsini sormaya kalksam burada sabahlayabilirdik. "Kendimi zorladığım için biraz etkilenmiştim. Ama lezbiyen olduğunu öğrendiğimden zaten geri çekilip ona saygı duydum." demişti. Yeterli bir cevaptı."Sanırım en çok bunu merak ediyorum. Senin evine geldiğimde ve başbaşa kaldığımızda bana neden öyle yaptın." Aklımdaki en büyük soru buydu. Sormadan edemeyecektim. "Bir şeylerden emin olmak içindi. Başlarda ego tatmini gibi görünse de... Ah her neyse o anda kızgınlığa giriyordum ve gitmeni istemedim."
dediğinde fazlaca garip hissetmiştim. Fazla tutarsız davranıyordu.Kendini yere bırakıp kumlara uzanmıştı. Şu an nedense içim gereksiz bir huzurla doluydu. Hafiflemiş hissediyordum. Yerde uzanan Yeonjunu izlerken konuşmaya devam etmişti.
"Geçmişte yaşamaktan ve beni bu kadar üzmesinden nefret ediyorum." dediğinde şaşırmıştım. Dışardan duygusuz gözükse de şu anda çok masum ve samimi bir şekilde söylemişti bunu. Cevaplamam gerekiyormuş gibi hissetmiştim. "Geçmişte kalma, anı yaşa."
Diyebileceğim tek şey buydu şu anda."Ama sen benim geçmişimsin." dediğinde kalbimde bir sızı hissetmiştim. Bunu gerçekten ilk defa yaşıyordum. İyi anlamda mı kötü anlamda mı olduğunu idrak edememiştim bile.
"Seni üzüyor muyum." dediğimde sanki cevapsız bırakmak ister gibi "Bazen bize çok kızıyorum." demişti. Beklediğim cevap bu değildi. Nedenini sorduğumda ise bilmiyorum demişti kısaca."Sadece geçmişin değilim bence. Şu anda yanında olduğuma göre?" demiştim. Bugün kartları açık oynuyordum. Akışına bırakma işi bana yaramıştı sanırım.
"Kesinlikle daha fazlasısın. Beomgyu ben her şeyimi sana anlattım." dediğinde bir süre ne cevap vereceğimi bilememiştim. Sanırım o da akışına bırakmıştı. "Gitmeyi sen seçtin." diyebilmiştim sadece
"Gitmedim, ben sadece kendime yenik düştüm." dediğinde ikimiz bir süre susmuştuk. Yatarak gökyüzünü izliyordu. Yanına kıvrılmak istemiştim o an. "Sarhoş musun?" diye sorduğumda tatlı bir şekilde evet cevabını vermişti. Sanırım sarhoş hali normalinden daha iyiydi.
"Peki yarın bunları unutur musun?" diye sormadan edememiştim. Boşuna konuşmak istemiyordum ona göre. "Unutmak ne mümkün." dediğinde hafifçe sırıtıp koluna doğru uzanmıştım. Büyük ihtimalle şaşırmıştı. Ben de şaşkındım. Akışına bırakmak ayağına garip şeyler yapıp duruyordum. Ama sanırım daha gece bitmemişti.
"Beni öper misin?" demiştim.
Evet ben demiştim bunu. Soruma ben gibi o da şaşırmıştı. Hızlıca doğrulup beni de oturur pozisyona getirmişti. Gözlerimin içine bakıyordu. "Sen ciddi misin?" dediğinde hiç düşünmeden başımla onaylamıştım onu. Sonrasında ise.. Tanrım çok utanıyorum. Biz öpüşüyorduk! Ve ben bu geceye ilklerimi sığdırmıştım.
———
SONUNDA
BU BOLUMU YAZMAK ICIN AYLARDIR BEKLIYORDUM OHHH BE RAHATLADIM
işleri çözdük. bölüm garip olmuş olabilir kontrol edemedim ama amacım olayları biraz açıklamaktı umarım beğenmişsinizdirdiğer bölümde görüşmek üzere 💗💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hope ur ok • beomjun
FanfictionUzun zaman önce en yakın arkadaşlar olan Yeonjun ve Beomgyu aynı kişiden hoşlanmıştı. Bu aralarında kavgaya sebep olup onları ayırmıştı. Ama kader kırık parçaların onarılması için onları tekrar bir araya getirmişti. (sunjay,heehoon) omegaverse/texti...