5

52 13 14
                                    

~2 Hafta sonra~

Sinirliydi. Hayır sinirli demek yetersiz kalırdı, sinirden köpürüyordu. Topu topuna 2 hafta geçmişti. Ne bir mesaj gelmişti ne de kendisi gelmişti. Sanki hiç var olmamış gibiydi. Neden böyle yapıyordu bilmiyordu hyunsuk. Aslında sinirli bile denmezdi, kırgındı ona. Beklemeseni söyleyip öylece ortadan kaybolması sinirlerini bozuyordu.

Omzuna dokunan elle düşünce dünyasında çekip çıkarıldı. Minjoon amcası (ilk bölümde ki kasiyer olan yaşlı adam) ona kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. Reyonları 10 dakika içinde dizen çocuk 1-2 haftadır 1 saattir işin içinden çıkamıyordu. Kafası allak bullak olmuştu. Acaba dönemsel yaşadığı kulak boyun ağrısı mı çekiyor diye düşündü.

(İşaret diliyle konuşma)

-Evlat iyi misin? Kaç saattir aynı ürünü diziyorsun. Bir yerin mi ağrıyor?-

hyunsuk mahcup olmuştu. Kafasını-gereksiz- garip şeylerle donatıyor ve Minjoon amcasını da endişelendiriyordu.

-Hayır iyiyim amca. Sadece bugün fazla yorgun hissettiğim için odaklanamadım.-

-Eminsin yani bir yerinin acımadığına? Bu yorgunluğun ve dikkat dağınıklığın 2 haftadır sürüyor çünkü.-

hyunsuk daha da fazla utanırken aynı zamanda şaşırmıştı. İki haftadır bu kadar dalgın olarak çalışması hiç hayrı alamet değildi çünkü. Amcasına çok şey borçluydu ve ona bunları yapması büyük haksızlık gibi geliyordu.

-Özür dilerim farketmemişim amca. Gerçekten iyiyim!! Beni merak etme.-

dedi ve tam uğraştığı rafı hızla düzeltmeye geri dönecekken amcasının sinsice sırıttığını gördü.

-Ne o yoksa aşık mu oldun? Aşk sarhoşluğu mu? Söylesene hangi kıza aşık oldun???-

Utanç ne demekti, domates kırmızısına dönmüştü hyunsuk. Öyle bir utanmıştı ki hızla itiraz için amcasına dönmüştü.

ayrıca kız mı?

-Ne aşkı amca? Ben aşık olabilir miyim?- diye sitem etti. Amcası gülerek -Neden olmayasın herkes aşık olabilir!- derin bir iç çekerek -ah biz yengenle...- onun sözünü hyunsuk hızla kesmişti.

-Amca! Yengemle olan aşkınızı milyon kere dinledim! Dinleyecek takatim kalmadı!- dedi hyunsuk çarçabuk. Ardından hafifçe arkaya doğru adımlamaya başladı.

-Hey! Eşek sıpası bu hikayeyi dinlemekten zevk alırdın! Ne oldu da dinlemek istemiyorsun? Kesin aşık oldun!- dedi amcası.

Hyunsuk diğer reyona dönerek bağırarak "Hığ hığ ayğneğn ağşığk oğlduğm. (Hı hı aynen aşık oldum.)" Dedi alayla cevaplayarak. Minjoon ise arkasından gülerek baktı. Ama daha sonra aklına gelen bir şeyle hızla kasaya gidip arkasından bir zarf alıp hyunsuka doğru koşturmaya başladı. Yanına vardığında özensizce kapatılmış zarfı hyunsuka uzattı.

-galiba tanışıyorsunuz emin değilim ama şu sana liseli grubun saldırdığı gün bir oğlan vardı. 2 hafta kadar önce sana bu zarfı bırakmıştı her seferinde vermeyi unutuyordum.-

Amcasının dediği şeyle gözlerini kocaman açarken yılların verdiği emekle nasır tutan ellerden hızla o beyaz zarfı almıştı. Son kez amcasına dönerek -bana bunu şimdi mi söylüyorsun? Of amca!- demişti ve hızla arka tarafta ki kapıyı kullanarak kendini bankların olduğu bahçe bölümüne atmıştı.

Elleri sebepsiz bir heyecanla titrerken dudaklarında engel olamadığı minik bir tebessüm yer edinmişti. Mektubu açarken titrek bir nefes vererek açtı ve gözleri satırlar üzerinde gezinmeye başladı.

i hope to god he hears me~hoonsukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin