•13• beklenmedik anda gelen farkındalık

870 84 48
                                    

[Bölüm 13]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Bölüm 13]

• Beklenmedik anda
gelen farkındalık. •

≿━━━━༺❀༻━━━━≾

"Vefa bu ne?"

Benim yaklaşık 3 katım kadar olan kocaman çantayı sırtına takıp Alman turist gibi önümüzde dikilen Vefa'ya anlamsız gözlerle bakmaktan geri duramamıştım. Dursaydım da benim ayıbım olurdu.

"Ney ne?" demişti elleri hala omzuna taktığı çantanın saplarındayken.

"Sence ne Vefa, sence ne?" Ege, damarları belli olacak şekilde yükselirken sabrının taştığını göstermiyor, adeta haykırıyordu. Hem gerçek hem de mecaz anlamda...

Vefa'nın gözleri, ellerini attığı çanta saplarına kaydığında kaşlarını kaldırarak bize baktı.

"Ha siz bunu diyorsunuz. Bu gördüğünüz şey çanta, sizi tanıştırayım. Mörhobo bön çonto. Memnun olduk çanta, biz de kayıp arkadaşını aramaya çıkan bir arkadaş grubuyuz." Koca koca insanlar durmuş neden Vefa'yı ciddiye alarak dinliyorduk, anlamış değildim. Hayır yani başka biri de değil ki diyelim belki ciddi bir şey konuşuyordur.

"Seninle arkadaşlık ettiğimiz günün şafağını sikeyim kardeşim."

"Bay çanta bana küfür ettiğin için ağlıyor Çağrı, tuvalete gidebilir miyiz?"

Vefa iki gergin boğa -Ege ve Çağrı- ile uğraşmaya devam ederken Cemre derin bir nefes alıp verdi. Ben bunu sakinleşmeye çalışmasına yormuştum.

"Hazal'ı ararken bu kocaman çantayı niye yük ediyorsun bize Vefa?" Artık Cemre'nin bile takati kalmamış olmalıydı.

"Öyle demeyin, mesela çantada çadır, battaniye, atıştırmalık bisküviler ve el feneri gibi eşyalar var. Eğer kaş yapayım derken göz çıkarırsak ve bu yüzden biz de kaybolursak bunlar bizi yaklaşık birkaç gün idare eder. Ha bu arada bunları toparlarken duydum, bu ormanın ortasında koca bir mezarlık varmış. Üç harflilerin musallat olması pek olası yani."

"Yani Vefa seni hiç dinlemedim ama bence haksızsın ya." Berk yüzünü buruşturarak Cemre'nin elinden tutup bir tarafa yöneldi.

"Hak etmiyorsunuz beni."

"O zaman dörde bölünüyoruz. Cemre ve Berk bir taraftan gitti zaten. Duru ve Arap, o ikisinin ters istikametinde arayın." Ali hızlıca plan yaparken Duru ve Arap başlarını sallayıp yola koyuldular.

"Zeyno, ben ve Vefa bir taraftan, Çağrı ve Ege de tam tersi yönde gitsin."

"Olmaz!" Vefa yine mızmızlandığında şakaklarımı ovmaya başladım. Vallahi geliyorlardı bana.

"Hazal her beddua edişinde sebebinin sen olduğunu söyleyeceğim Vefa. Bu yüzden hayatında ayağın her daim bir çukurda olacak."

Vefa gözlerini belerttikten sonra Ege'nin arkasına ilişti.

we're (not) friendsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin