[Bölüm 10]
• Cevaplar aslında
doğru analizlerde saklıdır. •≿━━━━༺❀༻━━━━≾
Zeyno Sarı
Hayatımın yolunda gittiği bir döneme henüz denk gelmemiştim. Ciddiyim, sanki hayat koca bir ilkokul birinci sınıftı ve ben her daim eğlenmek için koştuğum bir anda yere pataklanıp annemin yeni aldığı külotlu çorabı yırtıyor gibiydim. Her gün yeni bir sayfa açıyor, akabinde günü mahvediyordum.
Şu an ise bulunduğum durum, kaos ve nicesi elimi ayağımı dolaştırmaktan başka bir halta yaramıyordu. Ne olacağını düşünmeden attığım her adım, gün sonunda bana bilmem kaç kat kötü haliyle geri dönüş yapıyordu.
Vefa'nın dedikodu grubumuzda bana hesap sormasından bahsediyorum, inanın, bu beklenmedik bir geri dönüştü.
Gerçi biraz düşününce buna şaşırmam elbette hataydı. O gece eve dönerken o şeyin aramızda bir sır olarak kalmasını Çağrı'dan istediğimde, içine içine konuşarak bir şeyler gevelemişti ve ben de bunu istediğim şeyi kabul ettiğine yormuştum.
Yormamalıydım.
Evet, kesinlikle hata bendeydi.
"Sonra ben de dedim ki 'Kalbinde yer yoksa güzelim, üzülme ben ayakta da giderim.' Nasıl ama?" Vefa, yeni bir aşka gözlerini açtığını söyleyerek sabahın bilmem kaçında -Ege'nin deyimiyle kargalar bokunu yemeden- kapımı çaldığında el mecbur uyanmıştım ve o saatten beri de hayatı sorguluyordum.
Zombiden hallice olan bakışlarımı halının etnik desenlerinden kıvırcık saçlarını yolmak için an kolladığım Vefa'ya çevirdim.
Asla bıkmıyordu, inanın bana, asla yorulmuyordu.
"Ya Vefa, ben ne anlarım bu işlerden? Derdin ne benimle, git Ali'nin yanına. O çok sever bu işleri."
Vefa'nın o bebeksi bakışları, Samuray Jack'teki geyik kılıklı şeytan Aku'ya dönüştüğünde -bu örneği veriyorum çünkü çocukluğumun korkulu rüyasıydı kendisi- kafamı geriye çekerek ondan hafifçe uzaklaştım.
O da daha fazla uzatmadan bakışlarını imalı imalı odamda gezdirdi. Gözleri bir yerde takılı kalınca kendini oynata oynata o tarafa gitti ve gözüne kestirdiği o şeyi aldı.
Elindeki şey, Çağrı'nın yaptığı zambak çiçeğiydi. Aslında olay; el becerimizi geliştiren bir seçmeli dersinde, yanımızdaki kişiye hediye edeceğimiz kağıttan bir şeyler yapmak ve ona vermekti. Bu sebepten o çiçek pek de özel değildi. Yani, galiba...
"Ya inanır mısın, aslında ben de öyle düşünmüştüm ama Çağrı'yla işi pişirdiğini öğrenince sen daha tecrübelisindir diye sana şey edeyim dedim." Cümlesini bitirir bitirmez hemen sağımda duran yastığı kafasına fırlattım. Kafasında darbe yiyen Vefa ise elini saçında gezdirerek homurdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we're (not) friends
Fanfictionzeyno ve çağrı tıpkı diğerleri gibi sadece arkadaşlardı. ya da öyle olduklarını zannediyorlardı. 171022 { friends to lovers } | au, texting/düzyazı |