Okula Geri Dönüş

136 15 5
                                    

Yatak odamda bulunan siyah güneşlikler güneşin vuran yansımasını geçirmekte zorlanıyor, savaşıyordu. Sonunda pes etmiş olmalılardı ki gözüme vuran yansımayla uyandım. Kafamda top patlaması bile uyanmamı sağlayamazken gözüme vuran en ufak ışıkta uyanıyordum.


Yataktan kalkıp odaya sersem sersem baktım, güneşlikleri açtıktan sonra tuvaletin yolunu tuttum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra bugün okula geri döneceğim aklıma geldi. Umarım giymek için bir şeyler bulurum diye düşünürken kendimi oda da buldum. Dolabım da çoğu eşyam gibi siyah renge sahipti. Dolabımı açtıktan sonra içinde renkli bir şeyler aradım. Aralarında biraz siyahta olsa sıfır kollu bluzumu aldım. Altına dizlerimin biraz üstüne sabit kalan siyah pileli eteğimi giydim. Üzerime her zamanki gibi zor durumlarımın ilk yardımı siyah deri ceketimi aldım. Dün annemin yanına gitmeden önce salonumu biraz topladığım için işim yoktu. Fazla oyalanmadan evden çıktım. Otoparka girdiğimde arabamın yanına doğru giderken elimi cebime attım ve sabah sabah sinirlenmemek elde değildi, anahtarımı unutmuştum. Tekrar yukarı çıktım, anahtarı alıp aşağıya indim.


Okulumu 1 yıldan beri gitmiyordum çünkü annem ve babamı kaybettiğimde -annem ölmese bile akli dengesini yitirmesi yeterliydi- okulumu dondurmaya karar vermiştim. Biraz yalnız kalmam gerektiğini ve okulu kaldıramayacağımı düşünüyordum. Dün annemin tekrar konuşması biraz daha olsa kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı ve şu an burada okulun kapısının içinden giriyordum.


Okula girdiğim anda yalnız kalmamdan sonra hiç görüşemediğim, daha doğrusu babam ölünce yalnız kalmamı ve daha iyi olabileceğimi düşünen 12 senelik arkadaşım Begüm beni görünce sevgilisi Baran'ın elini bırakıp koşa koşa yanıma geldi ve kendimi onun kollarında buldum, heyecanlı ve mutlu olması gerekirdi ki kalbinin çok hızlı atmasını hissedebiliyordum. Sarılmasına karşılık verdim.


"Geri dönmüşsün!" heyecanı sadece 2 kelimesinden bile rahatça anlaşabiliyordu ve haklı olduğumu ispatladığımı anladım.


"Biraz öyle oldu, geleceğim bundan sonra." diye mırıldandım, gülümsedi.


"Gerçekten geri mi döndün?" dedi arkamdan bir ses. Cevap vermek için geri döndüm.


"Evet geleceğim bundan sonra." diye karşılık verdim.

Begüm bana meraklı gözlerle bakıyordu ki saniyesinde sorusunu sordu.


"Siz Ecevitle nereden tanışıyorsunuz?" dedi.


"Tanışıyorduk zaten, aynı bölümdeyiz" dedi Ecevit ben daha cevap vermeden.


"Aynen, aynı bölümdeyiz." dedim.


****


İlk dersim 30 dakika sürdü ve 30 dakika geçtikten sonra Aslı hoca serbest bıraktı. Begümlerin dersi bitmiş midir diye merak ederken kapı açılır açılmaz karşımda Baranla el ele duruyorlardı. En azından arkadaşlarım vardı ve okulda daha iyi hissediyordum. Begümle baran yakışıyorlardı. Begüm 1.70 boylarında belinin biraz üstünde sarı saçlara sahip yeşil gözlü bir kızdı. Dışarıdan güzel görünüyordu. Özellikle biz beraber dışarı çıktığımızda güzel bir görüntü oluşuyordu. Baransa 1.90 boylarında daha esmer tenli siyah saçları ve kahverengi gözleriyle yakışıklı bir çocuktu. Kaslı vücudundan dolayı sert bir insan gibi görünse de komik ve sıcak biriydi. Sanırım onun sevmediğim tek özelliği kışın ortasında bile olsak karın ve kol kaslarını göstermesini sağlayan dar ve kısa kollu tişörtler giymesiydi. Begümle mutlulardı ve o bana yetiyordu, Begüm'ü sevdiği gözlerinden dahi anlaşılıyordu. Güzel bir şeydi bu. En azından onlar için.


"Niye burada boş boş duruyoruz, diğer dersimiz başlayana kadar dışarı çıksak yada aşağıda yemek mi yesek?" dedi Begüm sessizliği bozup. Kafamı salladım onu katıldığımı kanıtlayarak.


"Olabilir, bana uyar." dedi Baran.


Aşağıya inmek için merdivenleri kullanmak daha cazipti çünkü asansör sırası boşalana kadar hepimiz merdivenden iki kez inip çıkardık. Merdivenlerden inerken birinin kolunu tutmasıyla irkildim.


"Konuşabilir miyiz?" dedi Ecevit. Begüm bu durumdan rahatsızlanmış ve endişeli görünüyordu ki Baran bunu benden daha önce anlamıştı.


"Bir sorun mu var?" dedi Baran normal ses tonundan biraz daha sert bir şekilde. Ecevit cevap vermedi.


"Hayır sorun yok, siz aşağıya inin ben geliyorum." dedim gülümseyerek. Begüm peki dercesine kafasını salladı. Bana sarıldı ve kulağıma eğilip "Bir şey olursa ara, aşağıdayız." dedi. Sarılmamız bittikten sonra Baran elini kaldırdı. "Görüşürüz." dedi. "Görüşürüz." dedim.


"Ne endişeli arkadaşların varmış yahu, bir sigara içeceğiz sadece dedi Ecevit.


"Ne hakkında konuşacağız?" dedim.


"Sana teşekkür etmem gerek." dedi.


"Ne için, bir şey mi yaptım?"


Cevap alamadım, okulun terasına doğru ilerliyordu, onu takip ettim. Terasa çıktık, ne tesadüf ki o da deri ceket giymişti bugün, siyah hemde. Cebinden sigara paketini çıkardı ve yaktı. Hiç göz göze gelemiyorduk çünkü bana bakmıyordu bile.


"Kardeşimi söylemediğin için."


Kardeşi? Sanırım geçen gün gördüğüm çığlıklarının kulaklarıma zarar verdiğine emin olduğum kızdan bahsediyordu.


"Kardeşin?" dedim emin olmak için.


"Dün gördüğün kız, Elif. Daha çok küçük fakat..." sözüne devam etmedi. O bir şey demeden devamını getirmesini istediğimi söylemedim.


"11 yaşında olmasına rağmen geceleri çığlıklar içinde uyanıyor. Başta psikologa gitti fakat doktoru bir şey yapamayacağını söyleyince hastaneye kapatmak zorunda kaldık, ailem çevremden yada akrabalardan birinin bilmesini istemiyor. Bunun için Baran ve Begümle konuşurken kardeşimden bahsetmemene teşekkür ediyorum." sesi titriyordu, ağzındaki dumanı dışarıya verdi.


"B-ben bilmiyordum, kardeşine üzüldüm ve önemli değil. Kimseye bahsetmem." dedim, gülümsedi.





AŞKIN ÖLÜMCÜL TARAFIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin