|Karakolda bir gece|

1.1K 54 23
                                    

"Neler oluyor efendim?" Müdür sorduğu soruyla beraber büyük bir şaşkınlıkla bana bakıyordu. Tabi benden beklemediği bir şeydi.

"Jeon Jungkook'un çantasında uyuşturucu madde bulundu efendim" dedi komisyon sert ifadesiyle.

Ben ise olacakları kabullenmiş başıma gelecekleri bekliyordum.

Tabii ki inkar edemezdim, yoksa Taehyung beni mahveder.Tek sorun ben değildim, üniversitedeki bazı çocukların beni kardeşimle tehdit ettikleri bile oldu yani . Ailemin emaneti olan kardeşim için kendimden daha çok korkuyordum.

"Jungkook bu doğru mu?" Dedi hayal kırıklığına uğramış müdür.

Ben ise sessiz kaldım sadece. Kafamı yere doğru eğmiş, yüzlerine bakmaya utanıyordum.

"Tam bir hayal kırıklığısın Jungkook" Müdürün dediği şeyle gözümdeki yaşlara daha fazla hakim olamadım. Ilık gözyaşlarım buz tutmuş yanaklarımı okşuyordu.

"Bu konunun daha iyi aydınlatılması için polisi arayacağız. Belki başka öğrencilere satmıştır. Çünkü içtiğinden çok satan birine benziyor.Eğer öyleyse, uzun bir hapis cezası verilir."

Komisyonun dediği şeylere karşı daha fazla dayanamayıp gururumu yerle bir edip yalvarmaya başladım.

"Lütfen hayır, l-lütfen polisin haberi olmasın, yalvarıyorum kimseye söylemeyin..ben hapiste kaldığım süreçte kardeşim yalnız kalmak zorunda kalır. Ama yalnızlıktan çok korkar.. yapmayın lütfen"

Hıçkırarak ağlayarak konuştuğumda birazcıkta olsa merhamet beklemiştim.
Ama kimin umrunda..
Tüm sınıf kendi aralarında gülüp dalga geçiyordu. Taehyung'a baktığımda bana baktığını farkettim o an. Yüzünde anlam veremediğim hüzün vardı.
Az önce dalga geçen oydu oysaki.

"Bu kez affedin, o gerçekten öyle biri değil. Bir yanlışlık olmalı. Jungkook kimse zorla vermedi sana dimi?" Müdür bir umut 'benim değil' dememi beklemişti.. ama söyleyemezdim, söylemedim de.

"Ben polise haber veriyorum o zaman" dedi 5 kişi arasında konum biraz daha düşük olan.

*
*
*

Polis gelmiş, beni zorla, ben hıçkırarak ağlarken beni polis arabasına sokup karakola araştırmak için getirmişlerdi.

Sorgu odasına götürüp sorgu sual yapmışlardı.Bana ne kadar süredir uyuşturucu kullanıcısı olduğumu ve herhangi birine satış yapıp yapmadığımı sordular.Ama ben sadece polisin o sert ve kızgın ifadesinden korktuğum için ağlıyordum.. Ve polis daha çok sinirlenip bağırıyordu.Ama sonuçta ben böyle bir yere hiç getirilmedim, ilk defa karakola geliyordum. Korkmam normaldi yani.

"Lütfen bırakın beni,l-lütfen" Bilmem kaçıncı kez aynı cümleyi kurmuş ağlıyordum.

Beni gözaltı (nezaret) hücresine aldılar. Beni buradan çıkaracak ailem de yoktu.
Soobin de evde yalnız başına kalmak zorundaydı bu gece.

Polisten izin alıp üniversitedeki tek gerçek arkadaşım ve komşum Jimin'i arayıp kardeşime ben gelene kadar onunla ilgilenmesini isteyecektim.
Ama telefon izni için patronlarından izin bekliyorlardı.

Nevrotik kafe müdürüm işe gitmediğim için çok fena kızacaktı. İşten atılma ihtimalim de vardı.

Beni düşüncelerimden ayıran, hücrelerden gelen iğrenç bir sesti.
Ve evet, gardiyanlardan biriydi.
Telefon izni vermenin sevinciyle yanaştım demir kapıya.

|FOR BROTHER|TAEKOOK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin