ikinci

1.7K 98 178
                                    

hemen yanındaki komodinin üzerinde çalan alarmını kapattıktan sonra yanında uyumasına devam eden felix'e dönmüştü hyunjin. üzeri beline kadar açılmış, yanağını yastığa fazla bastırdığı için de dudakları hafif aralanarak büzülmüştü.

hyunjin bu tatlı görüntü karşısında kalbinin eridiğini hissederken yüzündeki gülümsemesiyle onun yüzüne gelen saçlarını çekmişti. bu uyuyan güzeli hiç uyandırmak istemese bile uyandırmak zorunda olduğunun bilinci ile elini yorganı altından çıplak teniyle buluşturmuştu.

felix'in üzerinde bol bir tişört hariç hiçbir şey olmadığı için eli teniyle rahatça buluşurken kalçalarını ve poposunu okşamıştı. felix teninde dolanan parmakları hissetmiş gibi yüzünü yastığa sürtüp hyunjin'e biraz daha yaklaşırken yüzünü bu sefer de onun çıplak göğsüne gömmüştü.

"mmm hyunee"

"bebeğim?"

hyunjin onun tenini okşamaya devam ederken felix kollarını ve bacaklarını ona sıkıca dolamış ve uyumasına devam etmişti. gülümsemeye devam eden hyunjin elini teninden ayırmış ve yorganlarının altından çıkararak saçlarını, yüzünü okşamıştı.

"bebeğim, bugün işlerimiz var"

kendisi de hiç kalkmak istemese de bugün sabah önemli bir toplantısı vardı ve öğleden sonra da felix'i hastaneye götürmeliydi. saat zaten dokuzdu ve toplantısı ondaydı.

felix'in yüzünü avuçları arasına alırken öpücüklerini kondurmaya başlamış, gülümsemeye başlamasıyla uykusunun açıldığını anlamıştı.

"gece geç uyudun, şimdi de uyanmak istemiyorsun"

"hyunee, anya izledim ama. jisungie benden daha çok izlemiş ona yetiştim"

küçük bir çocukmuşcasına dudaklarını büzüp triplenirken hyunjin onun büzük dudaklarını öpmüştü. felix öpücükler altında yumuşarken sonunda gözlerini açabilmiş ve bakışlarını buluşturmuştu. bir süre daha yatakta birbirlerini öpüp okşamışlar, tenleri birbirine muhtaçmış gibi asla ayrılmazken nişan yüzüklerinin bulunduğu parmaklarını yan yana getirerek parmaklarına bakmıştı felix.

"aşkım bizim yüzüklerimiz tek di mi?"

hyunjin kendi elleriyle yaptığı yüzüklere aynı felix gibi gülümseyerek bakarken başını sallamış ve felix'e doğru dönüp alnından öpmüştü.

"bizim gibiler, tekler"

felix ona keyifle kıkır kıkır gülerken hyunjin en sonunda geç kalacaklarını fark edip yataktan kalkmıştı.

"gel bakalım buraya"

kollarını felix'e açarken felix dudaklarını büzerek yatağın üzerinde doğrulmuştu.

"öpücük"

dağılmış sarı saçları ve şişmiş yüzü ile hyunjin civcivinin tatlılığına dayanamazken anında kolları arasına alıp dudaklarına sayısız öpücük bırakmıştı.

"küçük bebeğim, benim bebeğim"

felix yine kıkır kıkır gülerken hyunjin onu kucaklayarak kaldırmış ve banyoya götürmüştü. kucağından indirip yere bırakırken düşmemesi için belinden destekledikten sonra klozetin üzerine oturtarak mesanesini boşaltmasını beklemişti.

felix üzerindeki tişörtünü karnında toplayarak işini bitirdikten sonra sifona basmış ve çıplak ayaklarını sallandırarak hyunjin'e dönmüştü.

"hyunee, terliklerim"

hyunjin hızla odalarına döndükten sonra felix'in evde giyebilmesi için yapılmış pofuduk ve rahat terliklerini getirerek ayaklarına giydirmişti. felix terliklerini giydikten sonra kendi başına ayakta rahatça durabileceği için ayaklanmış ve lavobada elini yüzünü yıkamıştı.

moonlight sunriseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin