- S-Sen kimsin?...
Herkes kadına şaşkın gözlerle bakıyordu. Kadınsa dilini kediye kaptırmış gibi tek kelime bile etmiyordu. Yine de gözlerindeki umutsuzluk çok net bir şekilde okunabiliyordu.
- Ben Layla Heartfilia...
- HEARTFİLİA !?!?!?!?!?!
- ?? Siz kim- ??- SEN LUCY'NİN ANNESİ MİSİN?!!!
- Siz kızımı tanıyormusunuz?!
- AYE !!!
Kısa bir sessizlik olmuştu. Fairy Tail büyücüleri Layla'yı hafiften süzerken, sarışın kadının gözleri dolmuştu.
- Ben... Kızımı tekrar görebilmeyi çok istiyorum...
Erza:
- İstersen seni onun yanına götürebiliriz. Seni buradan çıkartabiliriz.
- Hayır...
- ???
- Onu göremem... Henüz değil...
- Ama neden??
- Çünkü ben...
Cevap vermiyordu. Yine sessizlik. Gray'in canı sıkılmıştı:
- Tamam! Yeter bu kadar. Sizi buradan çıkartıp hemen Lucy'i bulmalıyız Layla-sama!
- Heh?
- ICE MAKER! HAMMER (YN: Çekiç) !!!
Gray kilidi kırmıştı. Ama kadın sanki bir sebepten dolayı dışarı çıkmıyordu. Çok kararsızdı. Wendy:
- Layla-sama? Sizi buraya kim koydu?
- Ben...
- Şey sorun değil! Söylemek istemezseniz söylemeyebilirsiniz! Sizi zorlamak gibi bir niyetim yoktu! Özür dilerim!
- E-Eh... Sorun değil...
Erza:
- Tamam o zaman hadi gidelim!
Hala korkuyordu kafesten dışarı çıkmaya. Baktı herkes onu bekliyor, gücünü toplayıp çıktı dışarı. Odadan çıkarken bile arkasına bakıp kafesi süzüyordu. Sanki büyücülerin görmediği bir şey ona gitmemesini emrediyordu. Çukurdan çıkıp malikanenin içlerine doğru yürürlerken Layla'nın boynu hep eğikti. Ama kimse neden üzgün olduğu hakkında hiçbirşey konuşmadı. Erza:
- Lucy'nin nerede olduğunu biliyormusunuz, Layla-sama?
- Nerede olduğunu mu? Kayıp mı oldu?
- Evet... Öyle de denebilir...
- Hayır bilmiyorum.
... Kısa bir sessizlik daha ... Ama bir anda patladı Layla:
- BEKLEYİN! BURAYA GELDİĞİNE EMİN MİSİNİZ?!?!?!
- E-evet...?
- O zaman nerede olduğunu biliyorum! Ama başı çok büyük dertte! Koşun! Acele edin!
Layla, kendisinden beklenmedik bir şekilde, koridorun öbür ucuna, çıkışa koşmaya başladı. Kimse ne olduğunu anlamamıştı. Ama yapılacak en mantıklı şey onu takip etmekti.