İkisi hala ayakta dikilirken Pansy arkadaşına daha çok sokuldu. Draco elini biraz daha indirip kızı kendisine yaklaştırdığında kızın omuzlarının titrediğini hissetti. İçinde büyüyen pişmanlık ve nefret kalbinin göğüs kafesini zorluyormuş gibi hissetmesine neden oluyordu.
Kendi kendine nefeslerini düzene sokmaya çalışırken titremesi gözle görülebilecek hale gelen kızın titrek nefeslerini hissediyordu. Kızın omzunu destek verircesine sıktığında arkasındaki adım sesleri gittikçe sıklaşırken gelecek kişilerin kim olduğunun bilincinde arkasını döndü.
O pek de uzaktan gelmeyen iki kişiye gülümsediğinde Pansy de arkasını dönmüştü. Döner dönmez yüzüne doğru çarpan kahverengi saçlar ve boynuna sarılan eller bir anlık kızı geriletse de o da kendisine sarılan kızın beline dolarken Blaise iki elini ceplerine koymuş ve hafif kambur duvara yaslanmıştı. Draco ona tek kaşını kaldırmış bakarken masum görünmeye çalışarak sırıttı. Beş dakika önce yan yana yürürken yanlış yere dönmüş ve sohbetin hararetinden bunu fark edememeyen iki kişi Draco'ya bakarak sırıtırken elini saçlarından geçirip başını öne eğdi.
"Draaayy.."
"Lütfen siz yürürken yan yana gelmeyin abi."
":(" Bunu ne kadar ifade olarak hayal edebilirseniz artık o kadar
Pansy ortada durmuş iki tarafa bakarken bu sefer İbbie ellerini arkasında birleştirmiş Draco'ya bakıyordu. Ayaklarının üzerinde ileri geri sallanırken Draco başını kaldırdı.
"Sahi siz ne konuşuyordunuz?"
"Önemli bir şey değil canım."
Biraz daha dikkat etseydi ikisinin de ağzını aynı anda açtığını ve Blaise konuşunca İbbie'nin ağzını kapattığını fark edebilirdi. Ağzını kapatmasına rağmen İbbie sonra fikrini değiştirip dudaklarını oynatarak Blaise ile birlikte konuştu.
"Önemli değilse neden biz burada ağaç olduk?" (😇)
"Aga dalmışım hadi boşver gidelim."
Pansy iki kaşını kaldırıp sorgular gibi baksa da sonradan İbbie'nin koluna girdi.
"Peki bahçeye çıkalım o zaman."
Diğerleri de başını olur manasında salladığında bina kapısına doğru yürümeye başladılar. Ama Draco aptal değildi ve İbbie ile Blaise'in birbirine gönderdiği imalı gülücükleri fark etmişti.
•• ━━━━━ ••●•• ━━━━━ ••
Onlar yan yana yürüyüp akşam olacak duyuru hakkında konuşurken Draco odadaki kızları da bahçeye çağıracağını ve onlara yetişeceğini söylemişti. Zaten dalgın olan ve sohbete katılmayan kişinin bu teklifine şaşırmamış ve hepsi onaylayarak devam etmişlerdi.
Sarışın genç adımlarını yavaşlattığında cebinden telefonunu çıkarttı ve açmadan refleks olarak etrafına bakındı. Erken gelmeyi kabul ettikleri şu bir hafta içerisinde buna alışmıştı. Kısa sürede bu alışkanlığı kazanmış olması onu şaşırtırken kazanma sebebi onu üzüyordu.
Onu rahatsız eden kendi yaşadıkları değildi. Arkadaşlarının ve ailesiydi. Hem kendisi için endişelenirken herkes birbirinin üzerine düşüyordu. Onlara göre yaşadıkları şeyleri atlatmanın tek yolu buydu. Hele Draco bir hafta içerisinde 6 kavgaya karışmışken çevreleri pek düzelecek gibi değildi. Ama hepsinin tek tesellisi birbirleriydi. Bunları düşünürken ailesi ile geldiğinden beri haberleşmediğini düşündü ve akşam onlara bir mektup yazmaya karar verdi. Yapılan duyuruya göre ertesi gün uygun bir zamanda mektubu gönderebilirdi.
Düşüncelerini alışagelmiş bir şekilde kenara atıp parmağını ekrana bastırdı. Parmak izini algılayan telefon açıldı. Draco bir saniye tereddütle kilit ekranındaki duvar kağıdına baktı ama hemen ekranı kaydırdı.
Draco çok zekisin bebeğim ama ana ekranında da aynı duvar kağıdı var :(
Arama geçmişinde en üstte kızlardan Amy vardı. Tereddüt etmeden arama tuşuna bastı ve telefonu kulağına götürdü. Soğuk ekranı teninde hissederken sıkılmadan defalarda dinlediği şarkı kısık sesle koridorda yankılanıyordu.
Telefon ikinci çalışta açıldı.
"Alo?"
"Selam Amy"
"Bir sorun mu var Draco hazretleri?"
Draco kıkırdadı.
Gülüşünü yerim
"Sabahki olaydan mı bahsediyorsun?"
"Sabah ne oldu ki?"
Draco bildiklerini düşünüyordu ve aklına geleni direkt söylemişti. Sonuçta odada beraberlerdi. İbbie çağırana kadar. İbbie onları çağırmadan Pansy'nin o görüntüsünü değiştirmiş olabilir miydi ki? (makyajın gücü)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
By Mistake | Drarry (ASKIDA)
Fanfiction"Bana bak Potter. Bunu aramızda anlaşmazlık olmasını istediğim için veya art niyetle söylemiyorum. Sen beni bozdun ben de seni? Sadece iyileşene kadar..."