Gözlerimi aralayarak 15 saniye kendime gelmeye çalıştım. Sonra aklıma birden dün olanlar geldi. Dün arabasıyla eczaneye gittiğimizde nasıl söylediğini bilmediğim garip ilaç ismini eczacıya söyleyip eczacının ilacı bulmasını beklemiştik. O ara bana baktığını hissettim ama birşey söylemedim. Ona baktığımda onun da kendi yaptıklarını sorgular bir hali vardı zaten. Kendine gelip önüne döndü. O ara telefonum titrediği için telefonu çıkardım ve arayan kişiye baktım. Echer olduğunu görünce Arden ile ilgili birşey söyleyecek olma ihtimalini düşünerek biraz uzaklaştım ve öyle konuşmaya başladım.
"Dalya, ne oldu beğendiler mi seni? Güzel geçti değil mi? Böldüm mü yoksa? Böldüysem de pardon falan demeyeceğim. Merak ettim kızım. Yakışıklılar falan da vardır şimdi orada."
Bu kızın enerjisine hayranım doğrusu. Ne ara aklına geliyor da söylüyorsun anlamıyorum ki. Bir nefes al değil mi?
"Echer bir nefes al kızım ya. Güzel geçti. Oyun için beğendiler ve başrol seçildimmm."
Bunları söylerken birkez daha farkına vardım ve sevindim.
"Gerçekten mi? İşte benim kardeşim ya. Çıktın mı şimdi oradan?"
"Çıktım çıktım."
"Ee neredesin peki?"
Eveet. Çok güzel soru. Neredeyim ben? Echer'e birinin kurtardığını söylemiştim ama Deran'ı anlatmamıştım. Yani o kim diye ısrar etse bile geçiştirmiştim. Acelem vardı tiyatro için. Sonrasında da vakit olmamıştı.
"Dalya! Duyuyor musun?"
"Evet canım. Gelince anlatacağım?"
Tabii ki bir şeyleri söylemediğimi anlamıştı.
"Canım cicim mi? Ne saklıyorsun acaba. Neyse 15 dakikaya Blue Cafe'de ol. Hem sana anlatacaklarım var. Konuşamadık pek çatlayacağım anlatamamaktan sana."
"Tamam. Bilemedin 20 dakikaya orada olurum. Bay bay." deyip telefonu kapattım. Arkamı dönmemle bir yere çarptım ve dengem bozuldu. Çarptığım şeyin bir beden olduğunu anlayınca refleksle oraya döndüm ve dengem iyice bozuldu. Gözlerimi kapatıp düşmeye hazırlanırken belime bir çift elin dokunduğunu anın şokuyla sonradan farkettim. Deran ile fazla yakındık. Sonra kendime geldim ve geri çekilirken o da aynı tepkiyi gösterdi. Yere düşen eşyalarımı toparlayıp eczacıya parayı ödemeye gittim ama kolumdaki el ile dışarıya sürüklendim.
"Hey. Eczacıya parayı verecektim."
"Gerek yok."
"Ne kadardı ilaç?"
"Ödedim gitti işte."
"Olmaz ne kadar tuttu söyler misin?"
"..."
"Niye bana yardım ediyorsun?"
"Sevap işleyeceğim tuttu. Ve yine sevap işleme isteği geldi içime. Bin arabaya evine bırakayım."
"Teşekkürler. Daha fazla yardım etmene gerek yok."
"Oyunda partnerim sensin. O zaman bir kafeye oturup çalışalım. Tek başıma ezberleyemiyorum."
Daha çok görüşeceğimizi mi söylemek istiyordu acaba? Sahi bu çocukla partner olduğumuz ve oyun devam ettiği sürece beraber olacaktık. Ne iç sesimle mi konuşmaya başladım? Allahım ben de wattpadde okurdum anlamazdım şu sahneleri. Bak hala konuşuyorum. Delirdim mi ki?
"Dalyaa!"
"Efendim?"
"Birşey söyleyeceğim ama sakin ol tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Filmi
ChickLitDeran'ın ve Dalya'nın hikayesi onların Hayatının Filmi'yle başladı. İkisinin de sıkılarak, arkadaş zoruyla gittiği bu sıkıcı filmde kim bilebilirdi ki bir olay olacağını ve Deran'ın bu şirin genç kızı kurtaracağını...