..

135 14 7
                                    

4 ay sonra

sanırım,
sanırım yokluğuna alışmıştım

ayrılalı tam tamına 4 ay olmuştu
bu süreçte değişen çok şey olmuştu
mesela, felix. felix annesinin hastalığından dolayı geçici süreliğine avusturalyaya gitmişti. ama hyunjin ile bağları aynıydı. biz gibi değildilee kısaca. sınava da az kalmıştı. hepimiz stres içindeydik.

şu takıntılı çocuk, hala peşimdeydi. inat ile seungmin'i kötülüyordu hala. ince ve güzel sesini özlemedim derdem yalan olurdu tabii.

evde yine normalce otururken hyunjin elinde 2 kutu ramen ile telefondaki felix ile konuşurken yanıma gelmişti. jisung nerde mi? o minholarda kalıyordu, bi süreliğine sadece. dediklerine göre film izliceklermiş. biz buna güldük sadece.

hyunjin önüme bir kola ve bir ramen koyunca kıkırdayarak ona cevap vermiştim

"teşekkürler, senin yüzünden 2 kilo aldım" ramenimden biraz aldıktan sonra gülümseyerek hyunjin'e dönerek konuştum. felix ise bu duruma karşı çıktı

"minseo yemek ye! çok zayıfladın git gide"

"ben iyiyim böyle, merak etme"

"hyunjin! ben gelene kadar ona iyi bak. yakında gelicem zaten. annem iyileşmek üzere"

"çok iyi bi haber bu!" hyunjin büyük bir sevinç ile felix ile konuşurken kapı çalmıştı ve bende onların konuşması yarım kalmasın diye bi iyilik ile kapıyı açmaya gittim.

"kapı çalıyo ben bi bakıyim- heyy! banada bırak o peynirden!" hyunjin yine benim çok sevdiğim beyaz peynirlerden almıştı ama benden çok yiyordu. güle güle hatta kahkaha ata ata kapıya doğru gittiğimde kapıdaki kişiyi bizimkilerden bekliyordum tabii...

"hyunjin! kolamı iç-" cümlem yarım kalmış ve kapıdaki bedene bakıyordum

yüzünü görmeye yüreğim yetmiyeceği için kapıyı suratına kapatım tekrar güle güle felix ile konuşmamıza gitmek isterdim ama tam oturduğumda yine kapı çalmıştı.

"önemli biri değil merak etmeyin"

"o zaman neden gözlerin dold-"

"minseo? minseo! lütfen konuşalım!" seungmin zili çalıyor, üst üste kapıya vuruyordu hyunjin durumu anlayıp olaya girmişti

"o, o seungmin'in sesi mi?"

"hyunjin ne oluyo?" felix ne kadar sakin olmaya çalılsa da endişelenmiş olucak ki sormuştu

"felix ben seni bizzat ben aricam sen bekle şimdi kapatma ama tamam mı?" hemen hyunjinden önce kapıya atlayıp sert bir şekilde kapıyı duvara çarpıp konuşmaya başlamıştım

"sen hangi yüzle geldin buraya? gitsene sevgilinin yanına? ölümüme neden olucaktın sen! git, görmek istemiyorum seni!" gözlerim dolarken gözlerine bakıyordum

"seungmin? sen-"

"herşeyi anlatıcam ama lütfen dinle beni"

"4 ay öncesine kadar beni yeterince kırdın biliyo musun? ne anlatıcksın, kimle aldattığını felan mı?" gözyaşlarımın aktığını fark ederken elimin tersi ile onları silmiş karşımdaki bedene bakıyordum. elimde olsa ola sıkı sıkı sarılır o tatlı kokusunu içime çekerdim.

"aldatma yok! o sadece bir oyundu! sadece dinle beni"

ona 'anlat' der gibi baktığımda derin bir nefes alıp başlamıştı

"okuldan biri, sana şu takıntılı olan çocuk ile tanıdıkmış nasılsa. o çocuk ayrılmamızı istemiş bizim. bu yüzden beni tehdit ettiler! sana, size zarar vermek şartı ile. okulda görüntüler bile var zorla mesaj attırdıkları. ben seni bırakır mıyım?"

seungmin tam o esnada beni kendine çekmiş ve sarılmıştı sıkı sıkı ve e son elimi tutup yüzüme bakıyordu

hyunjin hemen arkamdan telefonu sıkıca tutarak biraz sinirli bir şekilde cevap vermişti

"bunu bize söyleyebilirdin. en anazındna bize! kız intihara kalkıştı seungmin! bak, bak bi deri bi kemik kaldı gördün mü?"

sessizlik oluşunca elimi tutan seungmin'e bakarak bir "off" çekerek bıkkınlık ile bir bana, bir seungmine bakıp konuşmata başlamıştı.

"geç içeri tanrı aşkına düzgünce konuşalım şu işi"

|
|
|

merabameraba

naber aşkitoloşkomlar

ben iyiyim saol saol

neyse buda böleli bi bölüm

sizi seviyorum kendinize iyi bakın 🤍

Stupid// [kim seungmin] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin