"Sigara içecek kadar ne yaşadın?" dedi genç bayan. Adam biraz bekledi ve elindeki sigarayı tekrar dudaklarına götürdü. Genç bayan sadece adamın hareketlerini izliyordu.
Adam sigarayı kusursuz bir şekilde, düz çizgi olan dudaklarına götürüp derin bir şekilde içine çekti ve biraz bekledikten sonra yavaş bir şekilde siyah dumanı temiz hava ile birleştirip onu da kirletti. Dumanın öylece adamın o tapılası dudaklarından buhar olup kadının kalbine doğru gidişini izlemişti. Onun bulanık gözleri ile yok olmuştu.
Ne kadarda kolaydı değil mi? Masum ve güzel şeyleri kirletmek, onlara zarar vermek ve bekli de onları öldürmek.
O anda kuvvetli bir rüzgâr esti ve kadının düşüncelerini yerle bir etti. İçinde kopan fırtına daha katlanılmaz bir hale dönüştü. O küçük kasabasında hiçbir şey sağlam kalmadı. O küçük kızın umutları gibi her şey yerle bir olmuştu.
Kadın hala adama bakarken adam sigarasını yere attı ve ayakkabısının ucu ile sigarayı söndürdü. Kadına doğru yaklaştı. Her adımı kararlı ve keskindi.
Adam öylece kadının o cennet gözlerine bakıyordu. Kızarmışlardı ama yine de onun için dünyada gördüğü en güzel gözlere sahipti. Aslında küçüğünün dediği gibi dünya zaten o değil miydi? Güneşin Dünyası. Karanlığın aydınlığı.
Güneş nefesini tutmuş bir şekilde olacakları beklerken Doruk, Güneşe iyice sokuldu. Nefesini saçlarına ve kulağına vuracak şekilde, hissettire bilmek için iyice yanaştı ve sonrada fısıldadı:
"Sensizliği yaşadım"
Ve adam bir kez daha kadının o, kırık kalbini delip geçmişti.
🌍🌞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aydınlık
Teen FictionKan her yerdeydi. Bu şekilde yitip gitmek istemiyordum. Sesler uğultu gibi gelirken Doruğun güçlü kolları beni sardı. Konuşuyordu, bir şeyler söylüyordu ama algım kapanmıştı. Elimi kaldırıp yanağını okşadım. Ellerimdeki kan ona da bulaşırken daha ç...