4. Bölüm

257 13 9
                                    











Gözlerimi açıp kafamı yataktan kaldırdığım an elimi telefona atıp saate baktım. Saat 11.55 ti. Yataktan kalkıp banyoya koştum Arafa gitmem lazım dı.
Kahvaltı dahi yapmadan üstümü giyinmeye başladım. Hattımı değiştirip Araf'a mesaj attım.

Ata: Araf abi müsaitsen kira konuşmak istiyorum.

Ata: Öyle beleş oturuyomuş gibi hoşuma gitmiyor abi.

Ona abi demekten nefret ediyordum. Buna mecbur kalmaktan da öyle.

Araf abi: Müsaitim koçum gel.

Hemen kapıya atılıp ayakkabılarımı giyemeye başladım. Terliklerim yoktu. Merdivenleri tırmanıp üstümü başımı düzelttikten sonra kapıyı tıkladım. Kapıyı açan adam nefesimi kesiyordu. Altıma giydiğim siyah bol eşofmanı, üstüme giydiği hiçbir şey ile bu şartlar altında ben konuşamazdım.

Araf suratıma garip garip bakmaya başlayınca biraz gerilmiştim. Bir şey mi vardı acaba suratımda.

"Suratına noldu senin?" Elimi istemsiz yüzüme atıp yokladım. Alnımda hissettiğim yara bandı ile kendime gelmiştim. Yüzümdeki yaraları soruyordu.

"Büyük bir şey değil abi okuldakilerle tartıştık biraz." bunu demeseydim iyiydi.

"Nasıl bir tartışma bu yüzün gözün birbirine girmiş. dedi.

"Abi dayak yedik işte söyletme delikanlı adama." dedim alıngan bir tavırla. Şüpheli şüpheli suratıma bakmaya devam etti ama çok kurcalamadı.

"İyi geç içeriye dışarda kalma." dedi. Hemen kafamı sallayıp ayakkabılarımı çıkarıp kendimi içeriye attım. Salona doğru yürüyüp koltuğa oturdum. Araf masanın üzerine duran sigarasını alıp ucunu ateşledi.

"Kaç maaş alıyorsun koçum sen?" karizmasını bir kenara bırakıp şu ana odaklanmam gerekiyordu. Oturuşumu düzeltip konuştum.

"Haftalık alıyorum abi zaten parti time çalıştığım için normal alanların yarısını bile almıyorum. Yani benimle birlikte aynı saate çalıştığım birisi var o benden daha çok alıyor ama anlamadım. Haftada 450 alıyorum." Araf kaşlarını çatıp sorgular gibi bakmaya başladı.

"Nasıl herkesden daha az alıyorsun? O seninle aynı saatte çalışan çocuk kaç para alıyor?" dedi ciddi bir sesle.

"600 diye biliyordum abi bende 600 alsam yarısını biriktirip ay sonunda 1.200 verirdim sana zaten bana yetiyor 300." Yavaştan karnım guruldamaya başlayınca yemek yemeden gelmiş olmama lanet ettim. Ben neden abi demek zorundaydım bu adama ya. Çünkü aranızda 7 yaş var Ata. Defol kepaze.

"Ne zaman gideceksin şimdi sen işe?" Kafamı guruldayan karnımdan kaldırıp duvardaki saate baktım.

"Saat 3.30 da gidiyorum normalde okul çıkış saati olduğu için ama cumartesi günü 1 de çağırıyorlar." Kafasını sallayıp ayaklandı bende ayağa kalktım.

"Anladım koçum şimdi mutfağa geç kahvaltı yapalım sonra gidelim bakalım şu iş yerine niye sana az veriyormuş maaşını." Başkası olsa saçmalama vardır bir bildiği derdim ama Araf'a karşı gelmem mümkün değildir. Kafamı sallayıp mutfağa doğru yürüdüm.

Mutfağa geçip masaya oturdum. Araf bir kaç dakika sonra üzerine giydiği tişörtü ile gelmişti. İyiydi aslında öyle ya. Bana yandan bir bakış atıp dolaba doğru ilerledi.

"Meyve suyu mu içersin süt mü?" dedi.

"Abi sende beni iyice çocuk yaptın süt nedir? dedim gülerek. Yandan bir sırıtış ile meyve suyunu alıp masaya oturdu.

"E bana çocuksun zaten. Değil misin?" anında surat ifadem değişti.

"Değilim." dedim sert tutmaya çalıştığım bir sesle. Ufak ve neşeli bir kahkaha atıp kattığı meyve suyunu bana uzattı.

"İyi bakalım." Gerisi çok sessiz geçmişti. Kahvaltımı yapıp üzerimi değişmek için eve inmiştim. Araf da üzerini değiştirip aşağıda bekleyeceğini söylemişti. Altıma siyah kot pantolon üstüme de siyah bir tişört giymiştim. Böyle giymemi istemişlerdi. Zaten önlük takıyorum.

Ayağıma da borda converslerimi geçirip bağcıklarını bağlamadan aşağı inmeye başladım. Araba da bağladım çok bekletmek istemedim. Araf siyah arabasına yaslanmış sigarasını içiyordu. Bu adam neden bu kadar sigara içiyordu?  Beni görür görmez daha yarım olan sigarasını söndürüp çöpe attı.

Arabanın kilidini açıp kendi tarafına geçti. Bende arabaya bindiğimde kafasını çevirip konuştu.

"Sen nerde çalışıyorsun koçum?"

"Bizim okulun arkasında bir cafe var ya abi sarmaşık cafe." gözleri olayları şimdi anlamış gibi karardı.

" Senin patronun adı Erhan mı Ata?" dedi sinirli bir sesle. Ne olmuştu?

"E-evet neden?"

"Yavşak orospu çocuğu." dedi. Sevmiyordu galiba Erhan'ı  " Ata işinden memnun musun?" diye sordu.

"Yani iyi kötü idare ediyorum abi bir sıkıntı mı var?" çok sınırlı gözüküyordu.

"Pis bir adam o çıkar işi yapar hep senin yaşında çocukları toplar hep yanında güvenilmez yani o şerefsize. Ben sana başka bir iş bulsam?" dedi.

"Sen öyle diyorsan abi..yani benim için çalıştığım işin bir önemi yok sadece küçük olduğum için yapmam sandıkları için almıyorlar işe." dedim kısık bir sesle.

"Ben kefil olucam sen dert etme." Kafamı sallayıp önüme döndüm. Galiba şu an işten çıkmaya gidiyorduk.











Çok uzun olmasın diye burda kesmek istedim ki zaten diğer bölümü de bu gün yazarım bu ihtimalle...






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 02, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sevgisiz -Gay Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin