Helios /Minsung

"Bu bardağı taşıran son damlaydı Felix"

Keyifli okumalar...

🍀🐢

"Sana inanamıyorum Felix! Şirketin ortasında böyle bir şeyi nasıl yaparsın?"

Hyunjin, ellerini saçlarından sinirle geçirirken Felix yüzündeki yaşları umursamadan açıklama yapmaya çalışmıştı çaresizce.

"Ben özür dilerim Hyunjin. Kontrolümü kaybettim. Telefonlarımı açmayınca bende şirkete geldim; bilgisayarda onun fotoğraflarını görünce bir an-"

"Bir an ne Felix, bir an ne?!"

Felix, alfanın güçlü sesiyle geriye sıçrarken kısık bir sesle açıklama yapmaya devam etmişti.

"Beni aldattığını düşündüm.."

Hyunjin'in ağzından histerik bir gülüş kaçarken omeganın üzerine doğru yürümüştü.

"Aldattığımı düşündün öyle mi?"

Felix titreyen bedeniyle usulca başını sallarken Hyunjin, yüzündeki alaycı ifadeyi silmeden omegaya biraz daha yaklaşmış ve kendinden kısa olan bedeni duvarla arasına hapsetmişti. Feromonları, Felix'in canını fazlasıyla yakıyordu ama Hyunjin'in bunu umursadığı pek söylenemezdi.

"Kim olarak?"

Felix, duyduğu soruyla yerdeki bakışlarını alfanın yüzüne çıkarmış ve ağlamaktan şişen dudaklarını aralamıştı.

"Ben.."

Sözleri Hyunjin'in yumruğunu sırtını yasladığı duvara vurmasıyla son bulurken Felix ağzından kaçan çığlığa engel olamamıştı.

"Kim olduğunu sanıyorsun sen? Benim hayatımda nasıl bir yerin olduğunu düşünüyorsun da şirketime kadar gelip çalışanlarımla kavga edebiliyorsun?"

Felix'in ağzından bir hıçkırık firar ederken alfa bu defa omeganın bileklerine yapışmış ve zayıf bedeni kendine çekmişti.

"Zırlayıp durma karşımda!"

Felix bileklerini Hyunjin'in elinden kurtarmaya çalışırken büyük olan konuşmaya devam etmişti.

"Bu bardağı taşıran son damlaydı Felix"

Karşısındaki omeganın bileklerini bırakıp zayıf bedeni sert bir şekilde iterken Felix, kaybettiği dengesiyle arkasındaki dolaba çarpmış ve yere düşmüştü. Dolabın en üst rafındaki büyük cam vazo Felix'in çıplak bacaklarına düşüp kırılırken tiz bir çığlık doldurmuştu odayı.

"Burada ne oluyor- Felix?!"

Chan şirketi inleten kavgaya daha fazla dayanamayıp ortağını uyarmak için odaya kadar gelmişti. Fakat karşılaştığı manzarayla gözleri kocaman açılmış ve yerde yatan bedene doğru koşmuştu.

"Felix!"

Chan, gözlerini odada Felix'in bacağına saracak bir şey bulmak için gezdirirken yanında dikilen bedeni farketmişti.

"Orada öyle dikileceğine hastaneyi arasana aptal!"

Hyunjin sakin bir tavırla gözlerini Chan'a çevirmiş ve cevap vermeden yüzüne öylece bakmıştı. Chan küfürlerine devam ederken toplantı masasının üzerindeki beyaz örtüyü çekmiş ve yırttığı bez parçalarıyla Felix'in bacağındaki camları sabitlemişti.

"Lia! Soobin!"

Chan gür sesiyle koridora doğru bağırırken kolları arasındaki omega gördüğü kan yüzünden çoktan bayılmıştı. Chan farkettiği şeyle içine dolan korkuya engel olamazken kendi kendine mırıldanmıştı.