16

980 86 13
                                    

Jimin sesin geldiği odanın kapısını sert bir şekilde açtığında üstü başı kan olmuş bir adet Yoongi ile karşılaştı.

Yoongi kafasını kaldırıp odaya balıklama dalan Jimin'e yorgun gözlerle baktı. Hayatında Jimin gibi biri olduğu için şükrediyordu, önceden yaptıkları bir hiçti şu anda.

Jimin yatağında yaralı bir şekilde oturan Yoongi'nin yanına koştu hemen. Önünde diz çöktü büyük olanın. Kana bulanmış kemikli elleri, minik avuçlarının arasına aldı.

"Yoongi, neler oldu? Kim yaptı bunu sana?"

Ama Yoongi yanıt vermemişti. Jimin sesini biraz daha yükselterek tekrarladı soruyu.

"Yoongi! Kim yaptı bunu sana?!"

Yoongi cevap vermek için dudaklarını araladığında sadece minik bir hıçkırık sesi duyulmuştu. Ve o an Yoongi'nin o inci gibi parlayan kara gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü.

Jimin doğruldu ve yatakta oturan Yoongi'nin yanına oturdu. Yoongi, küçük olan yanına oturur oturmaz var gücüyle sarıldı ona.

Jimin sarsıldığını hissediyordu; Yoongi'nin hıçkırıkları ile sarsılıyordu adeta. O kemikli ellerin ceketini sıkıca kavradığını ve omzuna düşen birkaç göz yaşının ceketini ıslatmasını da hissedebiliyordu.

Kollarının ona sarılmış ağlayan bedene sıkıca doladı o da. Kandan dolayı ıslanmış ve biraz parçalanmış olan beyaz gömleğin üzerinden sırtını sıvazladı onun.

Yoongi artık iyicene gömmüştü yüzünü Jimin'in omzuna. Böylesine rahatça ağlayabildiği birini bulmuşken ondan hiç ayrılmak istemediğini anlamıştı.

Daha tanışalı birkaç hafta olmuştu ve Jimin bu tanışmayı, ona söven mesajlarla başlatmıştı. Çok konuşmuş olmasalar da yine de yakın hissetmeye başlamıştı.

Bir yandan da ona soğuk davranarak soğutmaya çalışıyordu kendinden. Hayatına biri girdiğinde ona canı pahasına bağlanacağını biliyordu ve de bırakamayacağını.

Ama şu anda içinde bulunduğu durum ikisinin de tüm davranışlarını unuttururdu.

Yaklaşık iki dakika boyunca o pozisyonda kaldı ikili. Yoongi, Jimin'in sıkıca kavradığı ceketindeki ellerini gevşetti ve kafasını küçüğü omzundan kaldırdı. Burununu boynuna yaklaştırdığında yeni fark etmişti o etkileyici kokuyu; derince içine çekti.

Jimin ise son kez Yoongi'nin sırtını sıvazladı ve ayrıldılar. Yoongi üzerindeki lekeli gömleğin koluna burunu sildi ve karşısındaki dolgun dudaklara ve endişe içindeki gözlere baktı. Çok korkutmuş olmalıydı onu.

Yoongi'nin kömür karası gözlerine bakan o ışıl ışıl gözler kısılmaya başladı. Jimin gülümsüyordu. Minik ellerini karşısındaki ıslak yüzün yanaklarına koydu ve baş parmaklarıyla yaşları sildi.

"Şimdi iyi misin Yoon?"

Yoongi başını olumlu anlamda salladı.

"İyi geldin bana."

Jimin'in gülümsemesi biraz daha büyümüştü. Yoongi de ona eşlik etmişti. Jimin şu anda neler olduğunu tekrar sormak istemiyordu ona. Gayet mutluydu ikisi. Sadece Yoongi'nin yaralarını sarmak istiyordu; hem gerçek anlamda hem de mecazen.

Derinden - YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin