32

653 55 14
                                    

JIMIN...

Saat geç olduğu ve bağ evi şehirden uzakta olduğu için trafik yoktu. Gözlerimi cama dikmiş, giydiğim mavi kazağın kolları ile oynarken Hoseok'un cümlesiyle irkilerek ona döndüm.

"Demek Park Jimin büyümüş de randevuya çıkıyormuş, ha?"

Özellikle vurguladığı randevu kelimesi kalp atışlarımın hızlanmasına sebep olmuştu. Biz çıkmıyorduk ki, sadece bana söylemek istediği şeyleri duymak için gidiyordum oraya. Yani, ben öyle düşünmek istiyordum.

"Biz randevulaşmıyoruz ki?"

Hoseok yüzüne büyük ve güzel gülümsemesini yerleştirdi ve dikiz aynasından bana baktı.

"Hadi ama Jiminie, Yoongi hyung ile yaptığınız şeyi biliyorum. Siz o denli ateşli bir şekilde öpüştükten sonra çıkmamanız imkânsızdı zaten."

Kızarmaya başlamıştım sanırım. Bu sefer altıma giydiğim siyah keten pantolon ile oynamaya başlamıştım. Ellerimi hızla bacağıma sürtüyordum.

"N-ne? Sen nereden bil-"

Hoseok, yine o yüzünden düşmeyen gülümsemesi ile sözümü kesti.

"Yoongi'yi biraz fazla sıkıştırmış olabilirim, yüzüme güzel bir tane oturttu. Fakat olsun, sonunda öğrenmiş olmam buna değerdi."

Biraz daha kızardığımı hissediyordum sanırım, daha ne kadar kızarabilirdim ki utancımdan? Bi' de domates ol istersen Jimin.

Hoseok sonunda utandığımı anlamış olacak ki sustu ve gülümseyerek arabayı sürmeye devam etti. Bense dikkatimi camdan dışarıya vermeye çalışıyordum fakat bu şekilde pek mümkün olamıyordu.

Yoongi bana da vurmazdı, değil mi? O beni seviyordu.

Onun sert bir çocuk olduğunu çok iyi biliyordum. Okulda dövdüğü çocuklarda büyük bir hasar bırakırdı ama bence o günler de geride kalmıştı. Yoongi'nin içindeki çocuğu gördüğümde yaptığı şeylerden onun da memnun olmadığını anlamıştım zaten.

Ben bunları düşünürken adrese gelmiş olmalıydık ki Hoseok arabayı durdurmuştu. Kapıyı açarak inmişti. Ben de onun hareketlerini tekrarlayarak arabadan indim ve kapıyı arkamdan kapattım.

"Geldik," dedi gayet mutlu çıkan sesiyle. "İstediğin zaman arayabilirsin. Seni almaya gelirim."

Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Teşekkür ederim."

Hoseok, o samimi gülümsemesini bana sundu ve arkasını dönerek arabaya bindi. Bense minik ellerimle oynayarak eve doğru birkaç adım attım.

Derinden - YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin