1- MERHABA, BEN YENİ

303 13 6
                                    

MERHABAAA!! İlk hikayeme hoşgeldiniz efeniim jsjaahs. Umarım hoşunuza gider. Yorum yaparak gelişmeme ve daha iyi yazmama yardım eder misiniz? İlk bölüm olduğu için biraz tanıtım gibi -ve çok kısa- oldu, sorry sorry.

Neyse, ben daha uzatmadan buyrunuz hikayemeee

(Ayrıca kapağımı hazırlayan @ilginatalay canımcıma çook teşekkürlerr :*




Metrobüste küçük bir ezilme tehlikesi atlattıktan sonra nihayet tek parça halinde yeni okuluma ulaşabilmiştim. Büyük altın renkli kapısından geçerken içimi anlamlamdıramadığım bir heyecan kapladı.

Girişin hemen karşısındaki müdür odasına paldır küldür daldığımda (evet tam anlamıyla bir dalıştı) tombul ve kel adamın telefonda hararetli bir şekilde bir şeyler tartıştığını gördüm. Eliyle masasının hemen önündeki rahatsız görünüşlü sandalyeyi işaret etti. Oturduktan birkaç dakika sonra -nihayet- konuşmasını bitirebilmişti.

- "Buyur hanım kızım ne istemiştin? " *HÖNK!!* Ama hanımkız nedir sayın müdürcüm ya oldu mu şimdi...

- "Merhaba, ben Bursa'dan gelen yeni öğrenci Melin Başaran. Sınıfımı öğrenmek için gelmiştim." Önündeki kağıt yığınına baktıktan sonra 10/B cevabını verdi. Teşekkür etmeyi bile unutup geldiğim hızla odadan çıktım.

Merdivenlerden çıkarken zilin çalmasıyla lanet okudum . Tam o sırada yanımdan koşarak geçen çocuk sayesinde yeri öpünce lanetlerime küfürlerim de karıştı . Aaa şuna bak özür dilemek bir yana arkasına bile bakmadı . Anlayacağınız yeni okulumla ilgili ilk izlenimlerim MÜTHİŞTİ (!).

***

CAN'DAN :

- "Ama ilk ders matematik olur mu aga yaa! İnsafınız vijdanınız yok mu sizin?!?!"

Sınıftan girer girmez Bora'nın bağırarak -pardon böğürerek- söylediği şeye yüzümü buruşturup çantamı en arkadaki sıramı hedef alarak fırlattım.

Oturduktan hemen sonra kendini yanıma atan Bora'ya da küfürlerimi ilettim. Şöyle böyle lafladıktan sonra hocanın -terminatör Mahmut- içeri girişiyle lafımız kesildi. Ona bu lakabı verişimizin sebebiyse tahtaya kaldırdıklarına hiç acımayıp 0 'ı basışıydı.

- "Geldi yine tipini si-..ÖHHÖ ÖHHÖ " Bora'nın dediğine gülmemek için kendimizi tutup ayağa kalktık.

- "Günaydın arkadaşlar "

- "Güneeeaaayydıın hoceeaaam" bütün sınıf aynı anda cevaplamıştı.

E ders de matematik olduğuna göre ben uyur. Hadi iyi geceler. Kafamı sırama koymamla birinin sınıf kapısına abanması bir oldu. Nöbetçi öğrenci yoklama listesi getirmiştir diye düşünüp uykuma geri dönecekken kapıdan giren kızı görüşümle karar değiştirdim.

- "M-merhaba ben yeni. Y-yani yeni öğrenci Melin "

- " Hiç gelmeyeydin evladım derse . Bak bu seni ilk ve son uyarışım. Bir daha geç kalırsan hiç acımam almam derse haa"

Almaz. Cıkk. Almaz. Yani yılların terminatörü bu ALMAZ.

- "Ay ç-çok pardon bir daha olmaz h-hocam "

- " Bir daha olmasın. Geç otur"

***


MELİN'DEN:

Ayy girer girmez iyi gerildim ha. Bir yere yapışma tehlikesi daha atlatıp gözüme sevimli görünen kıvırcık kızın yanına geçtim.

- " Aman takma Terminatör'ü . Ceyda ben. "


- " Melin ben de. "



- " Ay ne değişiiik . Anlamı ne isminin? "



- " Suda açan çiçek demekmiş. "



- " Hangi okuldan geliyorsun 'suda açan çiçek'? " . Soruyu soran arkadaki turuncu saçlı -isminin Bora olduğunu sonradan öğrendiğim- çocuktu.



- " Bursa'dan yeni taşındık . Ulviye Matlı Fen Lisesi. "



- " Ooo demek fen lisesi. Enteresaaan . " Bu Bora'yı sevmiştim . Ama anlaşılan tek seven ben değilim. Çaprazımızdaki sırada oturan kumral kızın -Gökçeymiş ismi- ona nasıl baktığını görmemek için kör olmak gerekir.

Kendi aramızda konuşarak geçirdiğimiz ilk dersin sonunda çoğunun ismini öğrenebilmiştim, Bora'nın yanındaki uyuyan çocuk dışında .

Zil çalınca o kadar ısrarlarına rağmen kantine gitmeyi reddederek dışarıda yeni yağmaya başlayan karı izlemeye başladım.

Kafamı çevirdiğimde göz göze geldiğim maviliklerle dikkatim dağıldı . Bu Bora'nın yanındaki uyuyan çocuktu.


- " Merhaba. Ben Can. "


- "Melin. Memnun oldum . "


♡Suda Açan Çiçek♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin