"Merhaba Haluk Bey" dedi Karayel elini babama uzatarak. "Ben Karayel Karavaris." Babam da elini sıktığında tokalaştılar.
"Konu neydi?" Diye sordu babam. Arada bana bakmayı da ihmal etmiyordu.
"345 numaralı odayı almak istiyorum fakat odanın dolu olduğu söylendi."
"Dolu dendiyse doludur. Ne için kiralıyorsunuz." Gözleri bana kaydı.
"Sebebi olması mı gerekiyor?" Diye sordu Karayel.
"Doluysa ayıp olur insanlara" dedim kısık bir sesle. Her ne kadar Karayel'in o odayı tutma gücü olsa da insanları çıkarmak yersizdi.
Gözlerimi devirip "Sadece bir oda" dediğimde Karayel bana dönüp hayretler içinde baktı, gerçekten hayretler içinde.
"Kiralamak da değil direkt almak istiyorum." Babam da ben de şaşkın bir şekilde Karayel'e bakarken görevli kız da gözlerini kırpıştırıyordu.
"Efser sen benimle gelir misin bir dakika? Beklemenizi rica edeceğim Karayel Bey." Başımla onaylayıp babamı takip ettiğimde Karayel'i görebileceğim bir uzaklığa geçmiştik beraber.
"Karayel Bey de şaşırdı tabi. Bu kadar zengin bir adamın kızı nasıl benim altımda çalışıyor diye." Güldüm.
"O kadar zengin bir adamın kızı, babasının parasını yemeyip kendi ayaklarının üzerinde durduğu için olabilir. Kendi çalışıp çabalayıp okuduğu için, kendi mesleğini yaptığı için olabilir."
Bu sefer sıra ondaydı, gülmeye başladı.
"Sen benden bağımsız olabileceğini mi düşünüyorsun gerçekten?" Gülmeye devam etti."İstesem bir sözümle seni ordan da çıkarttırırım."
"Çıkartamazsın, Karayel de avcunun içinde değil sonuçta?"
"Peki kızım, işe girmenin de," elleriyle tırnak işaret yaptı. "Kendi çabanla olduğunu mu sanıyorsun." Gözlerimi kıstım. Başımı yapmadım de der gibi iki yana salladım. "Ben ayarladım her şeyi."
Bir an durup kalsam da karşısında güçlü olmam lazımdı. "Eğer mesleğimi iyi yapıp o şirkette kalmaya devam ediyorsam başlangıcı hiç önemli değil."
Karayel: Merhaba Efsun
Efser: Efsun?
Karayel: Klavye çevirmiş :|
Efser: At yalanı sikeyim inananı
Karayel: Vallahi klavye çevirmiş ya
Efser: Efsun kimdi de klavye ona çevirmiş?
Karayel: Efsun... Ah eski sevgilim...
Efser: Ney?
Karayel: Ah çok da ünlüydü bilir misin?
Efser: Ne anlatıyorsun ya sen?
Karayel: Seni işten çıkarmam gerekecek...
Efser: İşten çıkmamla ne alakası var ayrıca eski sevgilinin adını hem bana taktın hem de onu yâd ediyorsun karşımda.
Karayel: Efser, o bizim şirketimizin ürünü. Ürünün ismi Efsun. Sponsorumuz olan Efe Sunay hem de kızının ismi olan Efsun'u kullanmamızı istemişti. Kaç reklam konuştuk bunun hakkında.
Efser: Hee
Efser: Pardon ya
Karayel: Sen kıskandın mı beni?
Efser: Ne kıskanması ya
Efser: Sinirlendim eski sevgilin ne alaka diye.
Efser: Hâlâ daha yalan söylüyor olabilirsin???
Karayel: Efe Sunay bizzat şirketimize gelip reklamla ilgili toplantıya katılmışken?
Efser: Ay tamam be!
Efser: Dün arabayı nasıl sürdün ya sen onu anlat...
Karayel: Bak ya nereye geçti hemen. Dün o otelde odaya geçecektik ki bir güzel bitireyim işi.
Efser: Ne işi? Kılıç kalkan mı oynuyoruz yaaa
Karayel: hıhı kılıç, sana saplanan...
Efser:
Karayel: Hayatımın kadını olmasan... Hemen hemen kovardım seniEfser: Kovma kovalaaaaa
Karayel: Kovacağım seni işe odaklanmamı engelliyorsun
Efser: Yaa demek öyle
Efser: İşçilere sevgili olmayı yasaklamıştınız Yarkın Bey, siz patronsunuz sizin daha dikkatli olmanız gerekirdi?
Karayel: Dikkatli olduğum için seni gördüm ya zaten...