-killer-

209 14 9
                                    

İyi okumalarrrr🤍

Polis baskınından sonra sadece en çok güvendiğim adamlarım ile birlikte diğer evime geçiş yapmıştım. Aslında onlardan 'adamlarım' diye bahsetmek saçma çünkü onlar gerçekten de en yakın arkadaşlarımdı. Bangchan her zaman can güvenliğimi ister, hep arkamda dururdu. Changbin en güçlümüzdü. Ne zaman bir tehlike olsa kendini öne atar ve o akıl almaz kuvveti ile bizi korurdu. Hyunjin ise sağ kolum gibiydi. Her zaman yanımdaydı ve çoğu işte bana akıl verirdi. İşte o yüzden onlar benim adamlarım değil arkadaşlarımdı.

"Minho istersen direkt eve gitmek yerine bizim mekana mı uğrasak?"

"Oha çok mantıklı Hyunjin. Bazen kafan basıyor he."

"Lan oğlum benim kafam hep basıyor. Sen kendine bak."

"Dur bakim bi. Hmmm baktım. Şu kaslara, şu endama bak. Boşuna Seo Changbin değilim ben oğlum."

"Kesin tıraşı. Bazen en zekiniz olmak yoruyor."

"İşte Christopher farkııı!"

"Lan üçünüzde kesin artık be. Yeminle kafam sikildi şurada. Hyunjin dediğin gibi bence de gidelim oraya. Hem kafa dağıtırız. Chan sürsene bizim mekana doğru."

"Lee Minho ne derse odur."

Mekana gidene kadar biraz kestirmek istemiştim fakat beynime hücum eden o düşünceler kestirmeme engel oldu. Bugün her ne kadar sakin ve soğuk kanlı durmaya çalışsamda içten içe bir korkum vardı. Tek olsam pek umursamazdım ama benle beraber yanacak çok insan vardı. En başta bu yakın arkadaşlarım. Onlar benim için bu kadar uğraşmışken benim sadece eskiden yaşanan bir olay için hepimizi hiç mantıklı düşünmeden aleve atmam bencilce olurdu. Fakat o içsel korkuma rağmen olayın üstesinden gelmiştim.

Ama içimde hala kötü bir his vardı. Nedenini bilmiyordum. Jisung, aklına ne koyduysa onu alana kadar asla pes etmezdi. Gitmeden önce dediği sözlerde ise ciddi gibiydi. Sanırım  çok sıkı bir plan yapmalıydım. Jisung beni zor taraftan vuracak gibiydi. Zoru severdi nede olsa. Geçmişte de hep en zor olanı tercih ederdi. En basit şeyde bile. Mesela lunaparkta ki o oyunlarda. Hep en zor olan o bölümü seçer ve kazanana kadar da baya uğraşırdı. Fakat hep kazanırdı.

Düşüncelerimi Changbin'in sesi böldü

"Heeeyy Minhoooo! Daldın yine."

"Ah, duymamışım. Pardon."

"Olsun lan ne olacak. Geldik hadi in baya açım."

"Tamam tamam geliyorum."

Araban indiğimde Chan ve Hyunjin'in mekana geçip hep oturduğumuz masaya geçtiğini gördüm. Changbin ile onların yanına doğru yürümeye başladım. Masanın yanına gelip oturduk ve oturur oturmaz garson yanımıza geldi.

"Oooo hoşgeldiniz. Uzun bir süre göremedik sizi buralarda. Yoksa yine mi Hyunjin diyete girdi?"

Garsonun bu sorusundan sonra masada kahkaha kopmuştu.

"Yok ya abim, ne diyeti? İşler ile uğraşmaktan bırak buraya gelmeyi diyet yapmaya bile vaktimiz yok."

"Eee sizde haklısınız tabii avukat olmak zor olsa gerek."

Evet... Garson bizi avukat sanıyordu. Aslında dışarıdan olan herkes bizi avukat sanıyordu. Bugün her ne kadar haberlere çıksam da yayınlandıktan 2 dakika sonra tüm haberleri sildirip, yalan habermiş gibi göstermiştim.

"Valla abim ya. Özledim burayı."

"Ay tamam o zaman ben size her zamankinden getireyim olur mu?"

Hepimiz birbirimize baktık ve kafamızı onaylarcasına salladık. Garson ise yanımızdan ayrıldı.

"Minho seni Lia mı aramıştı?"

"Evet Chan, Lia haberleri söyledi."

"Ulan sen bu kızı cidden seviyor musun?"

"Neresini seveceğim be? Kız süper bir savcı. İşime yarıyor. Hem ben hetero muyum Hyunjin? En orijinal gay benim."

"Gay Cumhuriyeti başkanı."

"Aynen öyle."

"Lan yazık kıza onu sevdiğini sanıyor. Bedenini bile satar sana. O kadar aşık sana. Tapıyor sana baya. Sen anca çıkarların için kullan kızı."

"O kız bedeni ile benim başka türlü çıkarlarımı ve ihtiyaçlarımı da süper bir şekilde yerine getiriyor Chang. sen merak etme tatlım."

"Ulan has piç sensin amına koyayım."

"Eh olur öyle şeyler."

Biz böyle biraz saçma fakat bana göre eğlenceli olan sohbeti ederken yemeklerimiz gelmişti. Yemekleri yerken Chan bir soru sordu.

"Lan sen ne yaptın da bunlar geri çekildi?"

"Harbi. Jisung aşırı öfkeli iken nasıl vazgeçti? Ben bu sefer sıçtığımıza emindim."

"Aslında ne yalan söyleyeyim Hyunjin bende sıçtık sandım bir ara ama Jisung'un bana karşı olan zaafını kullandım. O şekilde de kurtulduk."

"Kurtulmasaydık valla biterdik."

"Bence de Jisung cidden çok sinirliydi."

Böyle böyle hem konuşurken hem yemek yerken telefonuma tanımadığım bir numaradan bir mesaj gelmişti. Kaşlarımı çatıp telefonuma elime aldım ve mesajı okumaya başladım.

+82** *** ** **

Sevgili Lee Minho, bazı başarılarınız kullağıma geldi ve bu başarılar beni baya tatmin ettiğini söylemek isterim. Eğer kabul görürseniz yarın saat 16.30'da Han Nehri'nin orada buluşmak dileğiyle...

hyung line is perfect!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


hyung line is perfect!

Bölüm hakkında düşünceleriniz neydi?

Yada Minho'ya mesaj attan sizce kim?

Umarım bölümü beğenmişsinizdir 💞

Oy ve yorum atarsanız çok sevinirimmm!
Yazım hatası varsa şimdiden kusura bakmayın.💙

Night Killer - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin