-Olaydan 1 saat önce-
Yazarın ağzından...
Defne kendisi için en iyisi bu olduğuna karar vermişti. Gidecekti! Evet evet gidecekti! Ankara'ya gidip orda yaşamını sürdürecekti Haftaiçi geceleri çalışıcak. Sabahları okul'a gidecek. Süper bir duygu ve cümleydi.'KENDİ AYAKLARI ALTINDA DURMAK'. Sima daha fazla dayanamıyordu gelsin artık şu tren diye içten içe sitemleniyordu. Bankta oturmaktan sıkılmıştı. Kafasını etrafa bakmaya başladı, ağzını şişirip indiriyordu. Kafasını biraz daha arkaya çevirdi ve bir market gördü. Belki orda zaman geçirebilirim diye düşündü. Çantasını alıp market'e doğru yürümeye başladı. İçten içe heycanlıydı. Market'e girip etrafa bakınmaya başladı. Çok sıkılmamak için market'e girmişti fakat burda da sıkılmıştı. Bir şeyler almayı düşündü. İçecek birşeyler alabilirdi. Buz dolabının olduğu tarafa doğru gitmeye başladığı an bir gürültü yükseldi marketten.
'Neler oluyor' diye kapıya doğru koşmaya başladı ama yaklaştığı an hiçte iyi olmayan bir şey gördü. İki tane siyah ceket ve pantolon girmiş ve bir tanede elinde silah olan ve kendisine doğru silah tutan bir çocuktu. Dudaklarından 'lanet' kelimesi döküldü. Silahlı adamlar çocuğa yaklaşmaya başlamıştı. Çocuğun ağzından şunlar döküldü;
"Yaklaşma kızı vururum." Hızlıca Defne'nin yanına gitmeye başladı. Defne kaçmaya çalıştı fakat çocuk hemen saçlarından tutup kendine çekti. Defne çığlık attı fakat takan yoktu,öyle değil miydi? Önceki hayatı. Ne kadar bağırsada yardım edin diye kimse yardım etmemişti. Her zaman böyle olcaktı işte kimsesi olmayacaktı. Canı acımıştı yine. Çocuk Defne'nin arkasına geçip kolunu boğazına koyup silahıda kafasına doğrulttu,etrafa;
"Polisi arasanız ya ne duruyorsunuz?!" diye bağırdı. Evet neden duruyorlardı?! TV veya sinema izlemiyorlardı burda! Her şey gerçekti. O iki adam sadece şunları dediler:
"Ararsanız, ailelerinizi de arayın mezarınıza çicek getirsinler"herkes elindeki telefonları indirdirmişti. Tabiki Dene durmadı. "Arayın korkmayın arayın.!"Hiç kimse takmamıştı sinirlenmişti. Arkasındaki çocuğa ne demeliydi boğazını o kadar sıkıyordu ki...
Çocuk konuşmaya başladı;
"Herkes çekilsin vururum kızı" silahlı adamlar sessiz bir şekilde fısıldaşmaya başladılar. Sima korkuyordu hiç olmadığı kadar. Kendi korkusuna dalarken arkasından bir nefes hissetti. Gıdıklanmıştı fakat bir şey demedi. Çocuk yavaşca kızın kulağına yaklaşıp şöyle dedi;
'Beni iyi dinle burdan çıkmalıyız hızlı bir şekilde koşucaksın tamam mı? Eğer ben ölürsem sende ölürsün!' Defne çocuğun dedikleri karşısında şoke olmuştu. Sadece kafasıyla onayladı. Hızlı bir şekilde çıktılar. Adamlar birbirleriyle fısıldaşırken çıkmıştılar. Hızlı hızlı gidiyorlardı. Defne'nin her yeri titriyordu ayak uçlarından al saç diplerin kadar. Peşinden adamlar geliyordu. Herkes onlara bakıyordu. Silahlı adamlarsa 'Sakın' diyorlardı etrafa... Çocuk ani bir hareketle inşa edilecek duvardaki kreç torbasını devirdi. Sonra ordaki tuğla'ları devirdi. Defne ani hareket'in sonucunda güçlü bir çığlık attı. Çocuk sert bir şekilde Defne'yi alarak trenlerin arasına girdirdi. Arkasında ise çığlıklar ve duman vardı başka hiç bir şey durmuyordu. Bunların karşınında Defne daha fazla dayanamadı ve tanımadığı çocuğun kollarına kendisini teslim etti...
Merhaba:))
Nasılsınız?:)
Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Kapak için @jullian_katniss teşekkür ederim. *-* sizleri seviyorum. Ummuh.:*
Vote sayısı : 15
YoŔÚM: 5
Öքüʏօtʊʍ sɨʐʟɛʀɨɨ ...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSANE
RomansaBir tren de kalpleri buluşması kadar saçma hayat değil mi? Birisi hayattan bıkmış sadece eğlence amacıyla insanları dolandıran,birisi ise yaşama umuduyla dolu,kendi hayatını kurmak istiyen bir genç kız.Sizce bu aşk efsaneye dönüşür mü?