Anne anne...neredesin anne? Seni çok özledim be anne... bir kerecik saçlarını öpüp koklasaydım bir kere sarılsaydım sana o melek yüzünü görseydim nolu'r anne nolur gel anne sarıl bana... İnsan kızını bırakır mı hiç? lütfen geri dön. ANNE! GİTME! BIRAKMA!lütfen...
***
Sarsıldığımı hissettim tıpkı eski zamanlardaki gibi... yavaşça gözlerimi açmaya çalıştım. Birisi kafamda 'Uyan hadi' diyordu.Gözlerimi kısıp karşımdaki kişiye odaklamaya çalıştım. Yavaş yavaş bulanıklık geçmeye başladı. Karşımda tanımayan siluletle karşılaştığımda ayağa sıçradım. Hep böyleyimdir tanımadığım kişi görünce kaçarım öyle yapacaktım fakat saçlarımdan tutup çekti. Sanki dejavu olmuş gibi hissettim... tam çığlık atacakken ağzımı kapattı. kulağıma;
- 'Sessiz ol' neden diye soracaktım fakat ağzımı kapatmıştı. Bende elini çek demeye çalıştım ama sadece gülünç sesler çıktı;
- "Iı moo hıı mıııı"
-"Ne dedin pek anlayamadım" gülünç bir şekilde... Göstereceğim ben anlamamayı elini çelik bir şekilde ısırdım.
-"Ahhh! delirdin mi kızım sen? dayak mı istiyorsun?" tıslıyarak;
-"Ne yapabileceksin? görelim marifetlerini(!)"
-"Seninle uğraşamam manyak!" Onun dediğini takmamış gibi aklıma yeni gelmiş gibi bağırdım;
"Neredeyim ben?!"
"Bağırma"dedi sessiz bir şekilde ' Bir tren'in içindeyiz.' kapıya doğru bakarak."Sen kimsin lan peki?!' sinirlenmiştim." Beni boşver, hiç bir şey hatırlamıyor musun? yanıma nasıl geldiğini falan?" Uzun uzun düşündüm sahi ben nasıl buradayım? gözlerimi kapattım düşünmeye başladım;
Gardaydım, çok sıkılmıştım... sonra sonra market'e gittim. Gürültü çıktı... koşarak oraya gittim... Iıı sonra silahlı adamlar ve ve ve BUM! silahlı çocuk o, o, o bu beni rehin alan çocuk... koştuk ve gerisi yok. Dehşetle gözlerimi açtım çocuk anlamış olacak ki geri çekildi. " Sen...sen... osun sen"
"Evet, ben oyum."
"Beni öldürecek misin?"
"Olabilir ama artık buradan gitmeliyiz."
"Hiç bir yere gelmiyorum."
"Beni gerizekalı mı sandın sen?! Böyle bir risk'i asla göz'e alamam! Ya polis'e gidersen? benimle geliyorsun!" Ellerimi hırslıca saçlarıma daldırdım."Manyak mısın?Tabiki demem Allah rızası için beni bıra...? derken iki el silah sesi atıldı. Hızlıca eğildim.Karşımdaki ise hızlıca yanıma geldi ve tren'in içinde sessizce yürümeye başladık.Bana sessiz ol diyordu.Tren'in ön tarafına doğru sessiz adımlarla yürüdük. Silah sesleri gelmedi bana fısıltılı bir şekilde" Sesimizi duymuş olmalılar. Hepsi o senin çırtlak sesinden dolayı öleceğiz." Ha? Ben mi suçluyum? Ölmek mi?!
"Allah Allah, niye ölecek mişiz? ben suçlu değilim." Sessiz bir şekilde kahkaha attı. "Benimle ortak oldun,benimle koştun en az benim kadar suçlusun. Şimdi kes! ve şu lanet trenden kurtulalım." Bir anda olduğum yerde durdum. Derin bir nefes aldım.Aklıma bir şey gelince ellerimi saçlarıma geçirdim ve hızlı bir şekilde çektim kendimi yere bıraktım karşımdaki şu adını bile bilmediğim çocukla ortak mı olmuştum? Ah, lanet olsun! ben okumak istiyorum ya... saat kaçtı? Tren kaçtıysa hayatım bok'a dönerdi! " Saat kaç?!" diye cılız bir halde. Elindeki kol saat'ine baktı ve o nefret edeceğim saati söylemişti;
![](https://img.wattpad.com/cover/40609109-288-k816172.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSANE
Storie d'amoreBir tren de kalpleri buluşması kadar saçma hayat değil mi? Birisi hayattan bıkmış sadece eğlence amacıyla insanları dolandıran,birisi ise yaşama umuduyla dolu,kendi hayatını kurmak istiyen bir genç kız.Sizce bu aşk efsaneye dönüşür mü?