RÜYA

131 20 31
                                    

(Siz daha önce rüya gördünüz mü? Benimki de soru mu? Tabi ki gördünüz. Peki, rüyanızda hiçbir şeyi gördünüz mü? Ben gördüm.)

Karanlık, kocaman bir karanlık. İnsan rüyasında bir şeyler görmeli. Karanlık bir şey sayılmaz, doğru muyum?

Belki kabustur. Evet sadece bir kabus.

Aslında emin değilim. Yani kabus olduğundan emin değilim.

Beni güvende hissettiren bir şeyler var. Aynı zamanda korkuyorum. Bu nasıl mümkün olabilir?

Tek bir zamanda sıkışmış gibiyim. Bu bir rüya -ya da kabus- ama sanki bir anı gibi. Karanlığın ardındakini nasıl bulacağım? Orada ailem mi var? Lütfen artık uyanayım, lütfen!

Düşündükçe acı çekiyorum. Rüyamda bile yoruluyorum. Formum her geçen gün düşüyor. Artık böyle olsun istemiyorum.

AVENGERS'A GİT ARADIĞIN İPUCU ORADA!

Yine aynı ses. Her sabah uyandığımda unuttuğum o ses.


YETİMHANEDE

Kan ter içinde uyandım. Yine kendimi düşüncelere dalarken buldum. Daha demin düşündüklerimi nasıl unutabiliyorum aklım almıyor.

Her neyse bugün yetimhanede olan son günüm. Hayır, evlat edinilmiyorum. Ve doğru duydunuz, yetimhane dedim. Aslında ben... Benn... Aghh!! Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. ben bir HIRSIZIM. Tamam işte söyledim.

Bazı sorularınız var biliyorum. Mesela "Kimden çalıyorsun, neden çalıyorsun?" gibi. Öncelikle bunu istediğim için değil mecbur olduğum için yapıyorum ve tek hedefim Yenilmezler. Bana ismini söylemeyen bir adam (Eşofman giyiyordu) ailemin kim olduğunu bildiğini söyledi. Karşılık olarak Yenilmezler' den çalmalıydım. Olay bu abartılacak bir şey değil. Bilmem, belki de abartılacak bir şeydir.


Yazarın Notu- Eşofman giyen adam Hawkeye dizisindeki mafyaya bir göndermedir.(Mafya isimi- Eşofmanlılar ;))

Son bir not- Geçen yıldan beri bu hikayeyi kafamda kurguluyordum sonra böyle bir platform olduğunu öğrendim şansımı deniyim dedim. Hem belli mi olur bakarsın Marvel hikayeyi satın alır ;)) (Okuyucunun düşündüğü şey- Evet kardeşim anca rüyanda /Tahminimdir/) Bu arada 7. sınıfım ona göre yargılarsanız sevinirim ve sınav haftalarında yazamayacağım bilginize.


Her zamanki günüme her zamanki gibi başlamıştım. Dövüş kursuna gidecektim. Artık öğretmen mi bana öğretir ben mi öğretmene bilemem.

Yolda yürümeye başladım. Etrafta koşuşan insanlar vardı. Onu gördüm. Loki'yi! En sevdiğim süper kötüydü. New York Saldırısı' nın olduğu gün istemeden de olsa bana yardımı dokunmuştu. Avengerlar'a fark ettirmeden girebilmiştim binaya.

Beni fark etmişti. Arkasından yürüyordum. Elinde teseract vardı. Bana gülümsedi (Medya) ve yanıma ışınlandı. "Eğer beni rahat bırakmazsanız ve Odin'in asasını geri vermezseniz alacağım ilk can onunki olacak KARDEŞİM!" dedi beni tutarken. Ayağına basıp dikkatini dağıttım ve onu yere düşürdüm. "Ben bir tanrıyım, unuttun sanırım!" diyerek illüzyonu bozdu ve beni "gerçekten" tuttu. Bu sefer kaçamadım.

"Bir kızın arkasına mı saklanıyorsun kardeşim?" dedi Thor. Bunların aile kavgaları gram umurumda değil. Kursa geç kalacağım. Loki kulağıma " Umurunda olmasa da korkmuş gibi yapamaz mısın, yoksa şokta mısın? Sonuçta insan her gün FESATLIK TANRISI görmez." dedi, sessiz kalma hakkımı kullandım ama nafile. "Eğer dediğimi yapmazsan sevdiğin herkesi yok ederim ve sen bunu acı içinde izlersin!" dedi. "Sevdiğim hiç kimse yok, ben yetimim" diye ağızımdan kaçırdım. Aferin sana ne kadar akıllısın (!). Az önce "Fesatlık Tanrısı"na en büyük zaafını ele verdin. "Ah! Bu çok üzücü olmalı, diğerleri ailesiyle birlikte hak etmemelerine rağmen senin yalnızlığa mahkum edilmen." dedi Loki. Hayatımda ilk kez kendimi güçsüz hissettim.

Bunu fırsat bilen Loki hemen "Ne kadar korktuğunu görmüyor musun? DAHA FAZLA YAKLAŞMA!" diye tehdit etti abisi Thor'u. Ben, Yenilmezler'in görüntüsünü inceliyordum. Natasha, Steve, Tony ve Thor derken arkadan bir kükreme sesi duyuldu, sanki ses YEŞİL birine aitti. Loki endişelenmiş olacak ki "Size 48 saat veriyorum." dedi ve teseract ile bizi ışınladı. En sevdiğim kötü adam tarafından kaçırılmak... Havalı sayılır! (!)

"Getirmezlerse bana ne yapacaksın?" dedim yeşil ve sinsi gözlerine bakarken. Her zamanki gibi o gülüşü (Medya) attı ve "Seni öldüreceğim." dedi sanki çok normalmiş gibi. "Geldiğimiz yeri inceliyordum. Bir dakika... Bir Asgard hücresinin içindeyim. Loki arkamı döndüğüm an Odin kılığına girmiş. "Burada uslu uslu dur. Ses yaparsan seni hemen öldürürüm." dedi ve gitti.

Bir anda kavga sesi çıkmaya başladı. "Onu buradan çıkarın." dedi Steve (Yok canım ne alakası var kesinlikle soyadlarını yazabiliyorum :)). Natasha içinde bulunduğum hücreyi açmaya çalışıyordu. Nasıl açacağını anlayamamış olacak ki Thor'u çağırdı ama Thor bile açamadı. "Kardeşim hemen Midgardlı'nın kafesini aç !" diye bağırdı Thor. Loki sırıtıyordu(Medya). Thor sinirlenmiş olacak ki Loki'ye saldırmaya başladı. Derken illüzyon bozuldu ve Loki yanımda belirdi. "Ne diyordun kardeşim?" dedi Loki. Kapı içeriden kilitliydi. Daha önce görmediğim bir kilidi nasıl bilebilirim?

Kilide doğru yöneldim. Loki ilk başta umursamadı. Kilide dokunup şifreyi girerken beni kolumdan tutup yatağa fırlattı. Şaşırmıştı. Bir Midgardlı'nın bunu bilmesini beklemiyor olsa gerek. Gerçi ben de beklemiyordum.

"Bu kilit türünü Asgard'da bile çok az kişi biliyorken sen nasıl biliyorsun Mid..." sözünü kesip ismimi söyledim "Violet" sinirlenmişti. Loki'nin sözünü kesmek yaptığım en büyük hata olabilirdi. "Soruna gelecek olursak ben Midgardlı'yım, yani... Sanırım" diyebildim. Kendimi başıboş sokaklarda bulmadan öncesini hatırlamadığım için kararsızdım.

Üstüme yürümeye başladı, ben de ona yürüyordum. Şaşırdı. "Korkmuyor musun Midgardlı?" dedi, küçümseyici sırıtışı (Medya) üstündeydi. "Senden mi Asgardlı?" dedim. Onunki kadar hipnotize edici olmasa da onu küçümsediğimi belli eden bir bakış attım. Aslında onu küçümsediğim falan yoktu. İnat olsun diye yapıyordum. Başımı ellerinin arasına aldı ve tanıdık bir karanlık çöktü.

-

Uyandım. Ama Asgard hücresinde değildim. Anılarımı görmekten anladığım kadarıyla zihnimin içindeydim. Loki yanımdaydı ve sinirliydi. "Çocukluk anılarını tam olarak göremiyorum. Sadece mor bir patlama ve bir kılıç." dedi. Ayağa kalktım. Loki'nin bile çocukluğuma dair bir sonuç bulamaması beni üzmüştü ve sinirlendirmişti. Eşofmanlı adamın en başından beri yalan söylediğini biliyordum. Belki bu sefer bir şeyler değişir diye bir umuda sarılmıştım. "Artık gerçekliğe dönebilir miyiz?" dedim. Bu adamın "Küçümseyici Bakışları" çok ünlü biliyorum ama hep böyle bakmak zorunda mı?

-

Bu sefer "gerçekten" uyandım. Asgard hücresinin içindeydim. Thor "Kızın zihninden çık kardeşim!" diye bağırarak Mjolnir ile hücrenin kalkanını kırmaya çalıştı. Aklımda Loki'nin dedikleri vardı. "Bu hücreyi Mjolnir'in bile kıramayacağını biliyor olman lazım kardeşim. Ah pardon bilmiyorsun. Çünkü bir kere bile zahmet edip buraya gelmedin!" Loki kardeşine seslenirken ben kilidin tamamını açtım. Güç duvarına yaslanarak için Hawkeye'ın yanına düştüm.

Hawkeye şaşırmıştı. Ağladığımı sanmış olacak ki "Tamam artık güvendesin." dedi. "Ne!? Hayır, ağlamıyorum!" dedim.

Tony beni kucağına alıp güvenli olduğundan emin olduğu bir yere götürdükten sonra "Burada kal " deyip muhtemelen artık savaş alanı olan hücrelere doğru gitti.

VİOLET STRANGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin