1- İLK KARŞILAŞMA

11 1 0
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: İmkansız Bir Aşk Denir - Şekersiz

1. Bölüm: İlk Karşılaşma

Çay bardağım boşalınca derin sohbetlere dalmış olan annemin ve arkadaşlarının da bardakları boşalmış mı diye baktım. Kadriye teyzenin bardağı da boşalmıştı. Hemen kalkıp onunkine de uzandım. Neyse ki bardağını aldığımı fark etmemişti yoksa hayatta bırakmazdı, kendi doldurmak isterdi. Ben de aşırı sıkıldığım bu ortamdan çıkıp nefes alamazdım.

Kadriye teyzelerin evi daha önce de bir kere geldiğim bir yerdi, bu yüzden mutfağı bulmam zor olmadı. Koridordan geçip kapısı yarım aralık olan mutfağa girdim. Hemen karşımda ocağın üzerinde çaydanlık duruyordu ve mutfağın soluma doğru uzadığını, sonunda da bir balkon bulunduğunu biliyordum. Yandaki tezgaha bardakları koydum ve çayları doldurmaya başladım.

Sol tarafımdan bir tıkırtı gelince elimdeki çaydanlıkla birlikte yerimde zıpladım "Hih!". Balkonun açık kapısından giren genç adam da benim tepkimle yerinde sıçradı ama benden daha sessizdi. Evden biri olmalıydı herhalde, mutfaklarında olduğum için bir anda suçlu hissettim, elime döktüğüm çayın bile acısını unuttum.

"Kusura bakmayın, ben çay doldurmaya gelmiştim, hemen çıkıyorum." Bu sırada hala boş olan bardakları hızlı hızlı doldurmaya çalışıyordum. Adam bu sırada bana doğru yürürken konuşmaya başladı.

"Korkutmak istemedim, siz de kusura bakmayın. Elinize dökülmedi değil mi?" O söyleyince sızlamaya başlayan elim bir şaka olmalıydı. Sanki yeni dökülmüş gibi sızlamasıyla yüzümü buruşturdum. Dışarıdan yapmacık görünüyor olmalıydı çünkü az önce hiç de bir şey hissetmiyordum. Yine panikle konuştum, "Sorun değil, suya tutarım şimdi."

Adam tam ağzını açacakken koridorun başından konuşarak Kadriye teyze gelemeye başladı.

"Ayla kızım ben doldururdum sen niye kalktın? Misafirsin sen bırak lütfen ben hallederim, sen geç otur." Bu sırada yanımıza kadar gelmişti fakat benim elimde hala çaydanlıklar duruyordu. Bir kazaya daha mahal vermemek için onları sakince yerine koyarken Kadriye teyze tekrar konuştu," Ali, sen yemeğini yemedin mi daha?"

Demek genç adamın adı Ali'ydi. Ocağın üzerindeki ısıtılmış yemekleri de yeni fark ediyordum doğrusu. Kadriye teyze sorduğu soruların cevaplarını beklemeden korku dolu bir nida kopardı.

"Ayy! Senin eline ne oldu Ayla? Kıpkırmızı olmuş elin nasıl oldu bu kızım? Gel hemen suyun altına tut."

Kadriye teyzenin en belirgin özelliği, telaşeli bir kadın olmasıydı. Hemen her şeye panik olur, çok tepki verirdi. Elim yanmıştı evet ama şu anda en son isteyeceğim şey özellikle içerideki kadın topluluğunun ilgisini üzerimde toplamaktı. Fakat Kadriye teyzenin ses tonu ve gerçekten kendi canı yanıyormuş gibi attığı nidaları benim isteklerimin tam tersini vaat ediyordu.

Onu sakinleştirmek için hemen konuşmaya başladım. "Göründüğü kadar kötü değil Kadriye teyze, biraz sıcak su damladı sadece, benim tenim hemen kızarıyor ondan böyle görünüyor. Sen sakin ol iyiyim ben." Bu sırada da tezgahın önünde ilerleyip musluğun altına elimi tuttum. Ortamda sessizliğini koruyan adam ise sadece birkaç adım gerileyerek bana yer açmıştı.

Aşkın Görünmeyen YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin