9.Bölüm

42 5 3
                                    

Merhaba!

Keyifli okumalar.🖤

🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yanlış mı duymuştum? Merih az önce işaret dili biliyorum mu demişti?

Şaşkınlığım yüzümden okunurken, o öylece bana bakıyordu.

Bu adam nereden biliyordu yahu?

"Öyle şaşkın şaşkın durursan, gün biter.."

Sonunda o sessizliği bozarken, sürücü kapısının karşısına geçti ve benim için kapıyı açtı.

"Ve ben seni bugün tanımak istiyorum." diye cümlesini bitirdi.

Söylendiği şey kalbimi hoplattı.. Onu bekletmemek içinse, hızla koltuğa yerleştim ve kemerimi bağladım. O da o sıra sürücü koltuğuna yerleşmişti.

"Hiç çekinme lütfen, istersen klimayı aç ya da ne bileyim müzik felan. Ama rahat et ve gerilme. Gidince konuşuruz her şeyi."

Dediklerine tebessüm edip, kafamı sallamakla yetindim. Tertemiz bir adamdı ve ben bu adamın her hâline  ayrı bir düşüyordum..

O arabayı çalıştırıp, yola odaklanırken bense elimi radyoya attım. Bahtıma Buray düşmüştü, severdim.

Bakışlarım ona döndü, utansam da elimde onu izlemek için fırsat geçmişti. Bunu asla kaçırmazdım..

Çok yakışıklı bir adamdı, onu sevmem ile de bir alakası yoktu bunun. Cidden olduğu her ortamda dikkat çekecek bir tipti. Kumral teni, koyu kahve saçları ve bal rengi gözleri ile tam bir ahenk içindeydi. Yapılı vücudunu ve uzun boyunu saymıyorum bile..

Çok baktığımı fark edip, hemen gözleri mi çektim. Onu rahatsız etmek istemiyordum.

Düşüncelerim oradan oraya savrulurken, araç durdu. Limana gelmiştik, denize aşık bir insandım ama neden geldiğimizi anlamamıştım. Ona doğru döndüm.

Yol boyu suskunluğumuzun birleştiği gibi, gözlerimiz de birleşmişti.

Bana o güzel gülüşünü sundu.

"Hadi bakalım, geldik Lal Hanım.

Tam telefondan notlar kısmına girerken, elini telefonumun ekranına doğru salladı.

"İşaret dili biliyorum demiştim, bu şekilde kendini yormanı istemiyorum benimle konuşurken."

Bu söylediklerine minnet ile gülümsedim ve işaret diliyle devam ettim.

"Buraya neden geldik?"

"Beğenmedin mi? Ben yat ile açılırız diye düşünmüştüm, insanlardan uzak olmayı seviyorum çünkü ama sevmediysen de hemen istediğin başka bir yere gidebiliriz."

Düşünceli tavrına daha sonra yükseleceğimi aklıma not ettim ve hızla, "Hayır hayır, bu fikir çok güzel. Açılalım, denizi çok severim." diye hızlı bir açıklama yaptım.

Kafasını salladı ve güldü, ikimizde komut almış gibi araçtan indik.

Ve birlikte yürümeye başladık, mis gibi bir deniz havası vardı.

"Tekne bu, hadi gel bakalım."

Elini uzatmıştı bana. Topuklu botlarım ile tekneye çıkamayacağımı benim gibi o da farkındaydı.

Heyecanla elimi, eline bıraktım ve destek alarak tekneye geçtim. O da arkamdan geldi, bu soğuk hava da terlemem normal mi?

Bu adam bütün dengemi altüst ediyordu ve bana fazlasıyla zarardı..

"Ne içmek istediğini söyle ve içeri geç bakalım Lal Hanım sen, ben de hazırlayıp geliyorum."

"Kahve olur da, yardım etseydim?"

Kafasını yan yatırıp, minik bir tebessüm etti.

"Diğer sefer de senden olur, bugün kendini yormanı istemiyorum."

Diğer seferi de mi olacaktı? Bana yavaş yavaş geliyorlardı. Belli etmemek için hızla teknenin diğer tarafına geçtim ve masaya oturdum. Bir kaç dakika geçmeden, omuzlarım da bir polar battaniye örtüldü. Başta irkilsem de, Merih olduğunu biliyordum. Bu düşünceli tavrı, içimden sıcak bir şeyler akmasına neden oldu..

"Eğer çok üşüyorsan, içeri de geçebiliriz?" dedi soru soracasına, önüme de kahvemi bırakmış ve karışma yerleşmişti.

Hayır anlamında, kafamı salladım.

"Seni çok darlamak, sorularımla da canını sıkmak istemiyorum. İster anlat içindekileri, istersen de kendinden bahset ki birbirimizi tanıyalım."

"Teşekkür ederim anlayışın için Merih. Ben bu kadar ani bir karşılaşma beklemiyordum, biz bu konuları diğer sefer ben sana kahve yaparken konuşsak?" dedim ve olabildiğince en masum gülüşümü sundum ona.

"Sen nasıl arzu edersen, şimdi benim merak ettiğim başka bir şey var. "Sen mükemmelsin, ben ise kusurlu." demiştin bana Lal, görünüşün açık olmak gerekirse beni kusurlu gösterecek güzellikte. Bunu seni daha da özel kılan ufak farklılığından dolayı da söylediğini düşünmek istiyorum ama yanılıyorum gibi bir his var içimde.."

Açık olmak istiyordum ona,

"Hislerinde yanılmıyorsun Merih, ben.. Bilmiyorum işte, eksik gibi hissediyorum kendimi. Bu engelimden dolayı hislerimi açık dahi edemiyorum. Korkak gibi bir şeylerin ardına saklanıyorum.."

Ben işaret diliyle anlatmaya devam ederken, eli ile engelledi ellerimi ve sözümü kesti.

"Devam etme. Bunlar saçma bir o kadar da gereksiz düşünceler. Hiç sormana fırsat olmadı ama ben işaret dilini, vefat eden annemden biliyorum. O da senin gibiydi ve onu daha da özel kılıyordu bu. Bak sana kızmıyorum bunun için ama bu düşünceleri kafandan def et, bana da söz ver. Bir daha böyle bir düşünce yok."

"Söz Merih Aras, Söz."

En büyük problemimizi de halletim sanırım.

Merih'in kalbi..

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim, umarım beğenirsiniz.

Kendinize iyi bakın.🖤




Sensedim | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin