TAŞLAR ÇATLARKEN
Haskin Sarayı'nda zindandan gelen acı bağırışlar sarayı inletirken dışarıdaki güneş iç ısıtıcı bir biçimde parlıyordu. Yıllar sonra bir isyan grubunun kurulduğu haberleri Haskin'i ve diğer Krestin yöneticilerini korkuyla doldurduğunda Krestin yöneticileri tüm casus gördüklerini zindanlarında işkenceyle konuşturmaya çalışıyordu.
Fakat o ufak casusu bir türlü bulamamışlardır. Haberler ise bir çığ gibi giderek büyüyerek halka yayılıyordu. Buna izin veremezlerdi. O aşağılık varlıkların ufacık bir umuda b ile kapılmamaları için ne gerekiyorsa yapacaklardı.
Patrick Hallow "O küçük adiyi bulup önümüze getirmezsen sonun o casustan daha kötü olacak!" diye gürledi ve zavallı trol Benny'nin omzuna elindeki bıçağa benzer kemiği sapladı. Acı içinde kıvranan Benny "Emredersiniz!" diyerek zindandan hızlıca kaçtı.
Judy Green derin bir nefes aldı. "Bence fazla abartıyorsunuz! Yalancı bir insanın söylediği laflarla bu kadar öfke solumanız halkı bu söylentilere inandığınız için olmadık umutlara sürükleyebilir. Ben bekleyelim derim. Er ya da geç ortaya çıkacaktır. İsyankarlar hiçbir zaman iğneyi batırmaktan çekinmezler."
Patrick, Judy'nin bu rahatlığı karşısında öfkesini daha da arttırmıştır. Fakat Mentor Haskin bu sefer Judy'den yanaydı.
"Haklısın." dedi Mentor Haskin elindeki kılıcını temizlerken. O kılıç ile az önce bir trolü parçalara ayırmıştı. "Haklısın.Ama tetikte olmak zorundayız. Son Savaş'tan bu yana bir isyanı daha kaldıracak güçte değiliz. Diğer ırkların çoğunluğu bizi güçsüz kılmaya başlıyor."
"Ne yapalım oturup savaşa hazırlanmalarını mı bekleyelim?" dedi Patrick.
"Hayır elbette. Yerimizde sayacak halimiz yok.Fakat ölümlere bir süre ara verelim. Her alana kendimizden adamları yerleştirelim ve günün her saati rapor alalım.Judy'nin dediği gibi, elbet açık verecekler." dedi Haskin.
Patrick bu yöntemi istemeye istemeye kabul etti. Ona kalsa tüm gezegeni yakar ve yeniden itaatkar bir ırk yaratarak yönetime el koyardı.
Neyse ki bu deliye o fırsatı verecek kimse yoktu.
EVA SİNGER
Güneşin sıcaklığı odaya vururken sahibe Ellie'nin saçınlarını tarıyordum.Bu esnada bir yandan hayallerime dalmıştım. Acaba bir insan olmasaydım kendime ait bir hayatım olur muydu? Krestinler işgale gelmemiş olsaydı nasıl bir hayatım olurdu, acaba kim olurdum?
Bu konumdan çok daha iyi bir yerde olacağım kesin!
"Yeterli." dedi sahibe Ellie. "Teşekkürler, Eva.Çekilebilirsin."
Hürmetle eğilerek kapıya doğru yöneldim.
Ardından elimdeki tepsiyi bırakmak için mutfağa yöneldim. Gün henüz başlamış olmasına rağmen kendimi çok yorgun hissediyordum.
Neyse ki mutfakta olmayı seviyordum. Hayır bunun arkadaşlarımın orada olmasıyla bir ilgisi yok. Yorgun adımlarla mutfağa giden merdivenin başına gelebilmiştim. Ağır ağır merdivenleri çıkarken arkamdan bir ses geldi.
Merakla durup kulağımı kabarttım.
Bu sahibe Beth Haskin'di.
"Casusu bulamamalarına inanamıyorum. Aptal erkeklere yönetme gücü verirsen olacağı bu! O casusu kendimiz bulmamız gerekiyor. Anlıyor musun beni?"
Konuştuğu her kimse ürkek bir ses tonuyla "Anlıyorum efendim. Elbette siz nasıl dilerseniz." diye yanıtladı. Bir kadındı.
Demek ki casus ve isyan hakkındaki söylentiler doğruydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTULUŞ
Fantasía********** Bir çok ırkın barış içinde yaşadığı Penta Gezegeni yıllar önce Krestin ırkının saldırısı sonucu büyük bir imparatorluğun boyunduruğu altında diken üzerinde yaşanılan bir gezegen olmuştu. Hiçbir ırk Krestinler'e karşı koyamazdı. Yoksa koya...