Gözlerimin önünde yoğunlaşan buharlar. Sıcak ve soğuğun bir araya getirdiği nem. Gözlerimi kapattım... Neler olucağını bilmeden, boğazımdan yukarı çıkan öfkeye izin verdim. Tenimde sıcaklığı hiç olmadığı kadar çok hissediyordum. Gözlerimi açtığımda her yer alev alevdi. Ağaç yapraklarının yanık kokusu etrafımızı sarmıştı ve önümde her yeri buzla kaplı bir adam arkasında siyah taşlarla sanki süslenmiş bir yüz duruyordu. Eric ve Tyler.
Eric: Dur! Daha fazla devam etme!
Angela: Dur Monica! Lütfen!
Duramazdım, içimden çıkan öfkeyi kontrol edemezdim. Nasıl yapmam gerekiyor bilmiyordum. Artık ne olucaksa olsun.
Tyler: (Sırıtarak) Hadi başlayalım!
Eric'in arkasından siyah dumanlar yayılmaya başlamıştı. Eric arkasını dönüştü. Ellerinden çıkan enerjiyle siyah dumanları savurmaya başladı. Ellerimi Tyler'a çevirmiştim, göğüsümden kollarıma kollarımdan avuç içlerime bir enerji geçmişti.
Monica: Öldür!
Elimden çıkan enerjiden küçük küçük yanan böcekler çıkmıştı. Toprağa düşüp Tyler'a doğru yürüyorlardı. Bir kaç tanesi ayaklarına varmıştı. Tyler'a her değen böcek patlıyor ve onu yakıyordu. Tyler kendi pis enerjisiyle onları durdurmaya çalışıyor, boğucu siyah dumanlar çıkarıyordu. O duman çıkarttıkça Eric dumanları savuruyordu. Tyler'ın ayakları alev almaya başladı, Eric'in yaptığı hava alevi harlıyordu. Dayanamıyor daha fazla böcek gönderiyordum en sonunda bir el omzuma dokundu, sakinleştim. Britney.
Gözleri geriye dönmüş gibi beyazdı.
Britney: Monica artık durma zamanı.
Bu söz beni sakinleştirmişti, yavaş yavaş ellerimden göğüsüme enerji geri dönüyordu. Eric küçük bir kasırgayla Tyler'ı hapsediyordu. Miggle Tyler'ı güçsüzleştirmek için enerjisini emiyordu. Kendime gelmiştim. Angela'nın ağlama sesleri evden geliyordu, onu Manson sakinleştirmeye çalışıyordu. Onlara doğru yöneldim, eve girmek istiyordum.
Manson: Bence hemen eve girme, gölde yüz öyle gel.Hala sıcaktım, haklıydı. Göle yöneldim, soyundum. Çırılçıplak kendimi göle attım. Yüzmek beni rahatlatıyordu. Sonra bir soğukluk hissettim, Eric'te göle atlamıştı.
Monica: Tyler nerde? Neden bıraktın?
Eric: Miggle ona hayatta kalıcak enerji bıraktı. Bağladık. Beslenmeden kendine gelemez. Eve girmem için sıcaklamam gerekiyor ve senden sonra gölün suyu yeterince ısınmıştı. Dedi.
Evet göl koca bir jakuziye dönmüştü. Eric'te girince tamamen buharlar yükselmişti, etraf gözükmüyordu. Eric'e yaklaştım, kollarımı ona doladım.
Monica: Eric bana her şeyi anlatman lazım. Neler oluyor? Ne yaptım? Aklım çok karıştı ve acıktım.
Eric: Biraz rahatlayalım anlatıcam, şimdilik kendini rahat bırak. Bende acıktım akşam kalabalık bir yere gitmemiz lazım.
Monica: Tamamdır.
Yüzdük, kendimize geldik ve gölden çıktık. İkimizde çırılçıplaktık eve yürürken sanki kıyafetlerimiz üstümüzdeymiş gibi rahattık. Bu durumu çok sevdim, utanmadan yürüyebiliyorduk. Kapıyı çaldık, açan Miggle dı.
Miggle: İşte bu görüntü beni kendime getirir. Diyip Eric'i süzüyordu.
Eric: Ahaha kendine gelmene sevindim. Dedi gülerek.
Miggle: Angela'yı Britney yatırdı, yanında bekliyor. Manson salonda sanırım konuşmanız gerekiyor. O normal birisi. Ama her şeyi biliyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enerjimi Geri Verin Lütfen
FantasíaLütfen buz getirin! 🧊 Açlık geldiğinde ne kadar dayanabilirsin? Sevdiklerin gerçek yüzünü gördüğünde ne kadar yanında kalabilir?