İçeri adımladığımızda mumlarla süslü bir pastayla anne ve babası karşıladı bizi.
"Doğum günün kutlu olsun Minho-ya"
İkisinin aynı anda konuşmasıyla tebessüm ettim.
***
Apartmandan çıkarken kendi kendine söyleniyordu ve bu benim gülmeme sebep oluyordu.
"Seungmin gülme artık yaşadığım korkuyu bilemezsin."
"Tamam,sustum."
Ellerimi havaya kaldırdım teslim olurcasına.
Durdu ve ellerime baktı, sonra hızla üzerime atıldı ve bileklerimi yukarıda birleştirerek tek eliyle tuttu.
"Şimdi de dalga geç."
Yüzü yüzüme fazla yakındı ama kısık çıkan sesi daha zorluyordu beni açıkçası.
Evet,bu adamdan kim etkilenmez ki?
Hayır diyen kendini kandırır.
"Sizi kızdırdım mı, başkomiserim?"
Onu taklit eder gibi kısık sesle yanıtladım.
Gözlerini gözlerine dikmiş ve öylece duruyordu.
" O halde bunu telafi etmeliyim. Doğum gününüz kutlu olsun,başkomiserim."
Yüzüne yan bir gülümseme yerleştirdi ve kollarımı bıraktı.
"Bu karmaşada herseyi unutmuşum."
Arkasından gülerek ilerledim ve tekrar benim için (!) açtığı kapıya doğru gittim.
Kendi tarafına geçince arabayı çalıştırdı.
Eş zamanlı olarak arkamızdaki siyah araba da çalışınca kaşlarımı çattım ve ona dogru döndüm.
"Birşey mi oldu?"
"Arkadaki araba, onu yolda da birkaç kez gördüm. Şimdi de biz hareket edince o da hareket etti. Tuhaf değil mi?"
Birkaç saniye duraksadı ve aynadan arabaya baktı.
Ardından telefonunu alıp birisine mesaj gönderdi.
"Konum bilgini aç."
Dediğini yaptım ve gözünü arabadan ayırmadan sürmeye başladı.
Yaklaşık yarım saat sonra evime gelmiştik fakat araç biraz gerimizdeydi.
İnmek için hamle yaptığımda uzandı ve kolumu tuttu.
"Neyi bekliyoruz?"
"Tehlikeli olabilir."
Bunu demesiyle aracın geri doğru çekilmesi bir olmuştu.
Bana doğru döndü ve konuştu.
"Takip ediliyor olabiliriz, yalnız kalman tehlikeli olmaz mı?"
"Bay Lee, unutuyorsanız hatırlatabilirim. Ben de bir polisim.
"Bu birşey değiştirmez. İçeri girerse kaç kişi olduklarını bilmiyoruz. Seni sessizce öldürüp çıkar ve biz bunu belki günler sonra öğreniriz."
Gerilmiştim.
"Peki,ne yapmalıyım?"
"Yalnız kalamazsın."
"İyi de kiminle kalabilirim?"
"Ailen?"
Bunu demeseydin...
"Ne var?"
"Bay Lee..."
Gözlerim dolmuştu bile, sikeyim.
"Seungmin sorun ne?"
Bir iç çekmiştim istemsizce.
"Kayıtlarda bulamazsınız fakat ailem... Öldürüldü."
***
Birlikte salonda oturuyorduk.
Gelem giden birisi yoktu fakat çok gerici bir ortam vardı aramızda.
Benden defalarca özür dilemişti,fakat hala kötü hissediyor olmalı.
"Film izlemeye ne dersiniz?"
Kafasına kaldırdı ve bana baktı.
"Hadi ama, çok sessizsiniz. Sizlik değil bu."
"Pekâla, ne izleyelim?"
"Bilmem bakarız birşeyler. Hatta sen seç bende kahve ve yanına yiyecek birşeyler getireyim."
Kafasını salladı ve uzattığım kumandayı eline aldı.
Kahve için suyun ısınmasını beklerken bazı şeyleri kabullenmeye çalışıyordum.
Ailemin zaten beni sevmediği,onlar öldüğü için hayatımın zorlaşmadığı,sadece yalnız olduğum için üzüldüğümü ve Minho'dan hoşlandığımı...
Ehehe selam.
Şimdi ben kafamı vurmuş bulunmaktayım.İki gün üst üste bölüm attım?
Ama okunması artmış cok mutluyum lan teşekkür ederim.
Seviliyosunuz! <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelepçe-2min
FanfictionMor saçlı herif bir suçlu çünkü o polis kılığına girmiş bir hırsızdı.