Felix soğuğa aldırış etmeden süzülüyordu. Kendini müziğin ritmine çoktan kaptırmıştı. Arkadaşı Seungmin de dahil herkesin gözleri onun üstündeydi.
Son hareketini yapmak için hamlede bulunduğunda irisleri karşısındaki genci buldu. Bu buz pateni sahasında her pazar günü kapanışa doğru en iyi çift seçilirdi. Felix her hafta gelmesine rağmen tek olduğundan hiçbir zaman seçilememişti ama şimdi, karşısındaki gencin cezbeden gözleri bunu değiştirecekti.
Etraf kararıp sadece ortayı aydınlatacak bir şekilde pot ışıkları yandığında Felix harekete geçti. Yavaş yavaş sahanın ortasına doğru kaymaya başladı. Ona yaklaştıkça silüeti daha da belirginleşiyordu:
"Mavi kısa saçları, uzun boyu, dolgun dudaklarıyla her insanı kendine çekebilecek bir cazibesi var."
Felix böyle düşündü. Yıllardır bu sahada kayıyordu ama bu genci ilk defa gördüğüne yemin edebilirdi.
Ortada durduklarında pot ışıkları sadece ikisinin üzerine yansıyordu. Birbirlerini gördükleri ilk andan beri ayrılmayan gözleri, mesafeler azalınca koyulaştı.
Felix elini nazikçe gencin yüzüne doğru çıkardı. Karşısındaki gencin soğuk terleri parmaklarına değdiğinde içi titredi. Bu, şu an çoğu insana iğrenç gelebilirdi fakat Felix için büyüleyici bir andı. Karşısındaki gencin eli, Felix'in elini bulduğunda kısa olan gözlerini kapadı.
Gencin uzun ince parmakları, Felix'in beline dolandı. Çok nazik bir şekilde onu kendine çekti. Artık dipdibelerdi. Birbirlerinin nefesleri, yüzlerine çarparken uzun olan da gözlerini kapadı. Bu beş saniyelik kısa sürede birbirlerinin yüzlerini hafızalarına kazıdılar. Beş saniyenin sonunda ise büyüsüne kapıldıkları ortamın etkisiyle dudakları ortada buluştu.
Çok kısa bir öpücüktü ama etkisi çok büyüktü. Yavaşça birbirlerinden ayrıldıklarında genç çocuk konuştu.
"Hyunjin."
Felix, karşısındakinin ilk başta ne dediğini anlamasa da hemen sonrasında bu basit kelimenin çocuğun ismi olduğunu anladı.
"Felix."
Hyunjin gülümsedi. Şimdi ise sırada, bitirmeleri gereken bir gösteri vardı. Hyunjin, Felix'in elinin üzerindeki kendi elini yavaşça indirdi,küçük bedenin belindeki diğer eliyle ise kısa olanı destekleyip kaymalarını sağladı.
Felix'in ona uyum sağlaması çok sürmedi. Yavaş bir şekilde başladıkları danslarına tutku ve şehvet ekleyerek devam ettiler. En son Hyunjin Felix'i belinden tutarak kaldırdığında etrafta alkış sesleri yankılanıyordu.
Müzik bittiğinde Hyunjin Felix'i yere indirdi. Tekrardan gözleri birbirlerine sabitlendiğinde Felix'in tek düşüncesi onu tekrar öpebilmekti. Hyunjin bunu anlamış gibi kalın dudaklarını tekrardan karşısındaki dolgun dudaklara bastırdığında Felix hafifçe sırıttı. Bu seferki de kısa bir öpücüktü.
Hyunjin geri çekilip arkasını döndü ve yavaşça kaymaya başladı. Felix anlamlandıramamıştı. Onu tanımak istiyordu. O dolgun dudakları tekrar öpebilmek ve onu keşfetmek istiyordu. Ama tek kelime bile edemedi.
"Felix o kim ?"
Felix sesin sahibine doğru döndü.
" Prens gibi değil mi görünüşü ? Dansı ise asil ve zarif..."
Seungmin gülümsedi.
"Öyle gerçekten. İsmini öğrendin mi?"
"Hyunjin."
'Benim... benim buz prensim.' diye geçirdi içinden.
.
.
.
..
.
.HAPPY BİRTHDAY ASKM HUNCİNİM 🎂🥳
Bi an yetiştiremicem diye korktum Huncinin doğum günü için fic atıyım dedim. Bu fikir Tiktok'taki bi Hyunjin videosundan türedi videonun bağımlısı oldum resmen😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ice Prince (얼음 왕자) ❄️ | Hyunlix
FanfictionBüyüsüne kapıldıkları ortamın etkisiyle dudakları ortada buluştu. Çok kısa bir öpücüktü ama etkisi çok büyüktü. Yavaşça birbirlerinden ayrıldıklarında genç çocuk konuştu. "Hyunjin." •Hyunlix •Minific •Düzyazı+ biraz texting