(Felix)
Felix yavaşça gözlerini açtı. "Sanırım hastanedeyim?" diye geçirdi aklından. En son hatırladığı şey yatağındayken kusmaya başladığıydı. Onu buraya kimin getirdiğini bilmiyordu.
Yavaşça odanın içinde gözlerini dolaştırdı. Hala netleşmeyen görüşüyle üç tane bedenin silüetini seçebilmişti.
"Çocuklar, uyanıyor!"
Chan hızlı bir şekilde Felix'in elini tuttuğunda Felix kaşlarını çattı.
"Chan hyung?"
"Lixie, iyi misin?"
"Midem bulanıyor hyung."
Chan yavaşça Felix'in saçlarını okşadı. Felix bir kedi gibi gözlerini kapadı.
"Sen ne zaman geldin hyung? Bana neden haber vermedin?"
Chan arkasını dönüp duvara yaslanmış Hyunjin'e baktı.
"Yeni geldim, çok olmadı. Hyunjin ve Minho'yla beraber patene gittik. Orda çocuklara denk geldik."
"Hyunjin mi?"
Hyunjin yavaşça Felix'in yattığı yatağa doğru ilerledi. Felix görüş açısını giren bedenle beraber çok şaşırmıştı. Onu burada görmeyi asla beklemiyordu.
"Geçmiş olsun Felix, bizi çok korkuttun."
Hyunjin o güzel gülümsemesini gösterdiğinde, sarışının kalbi yeniden depar atmaya başlamış, bu ise cihaza yansımıştı. Felix'in hızlı kalp atışları oda da yankılanırken Seungmin kocaman bir kahkaha attı.
"Çok gülme Seungmin, gel aşağıdan atıştırmalık bir şeyler alalım. Neredeyse bir gündür buradayız."
İkili çıktıklarında Hyunjin ve Felix başbaşa kalmıştı sonunda. Hyunjin Felix'in yanına doğru ilerleyip yatağın kenarına oturdu. Felix ise iyice yana kayıp üzerindeki pikeyi açmıştı.
"Rahatsız olmanı istemiyorum."
"Böyle daha rahat edeceğime eminim. Hadi gel yanıma, yeterince ayrı kaldığımızı düşünüyorum?"
Hyunjin başıyla onayladı ve Felix'in yanına kıvrıldı. İlk başta kollarını nereye atacağını bilemedi. Fakat üzerlerini örtüp beline sıkıca sarılan küçük bedenle kollarını sıkıca diğerine sardı.
"Hyunjin ben seni bulamadım."
En sonunda lafa girmişti Felix.
"Aradım her yerde, tüm sosyal medya da ama seni bulamadım."
"Bende seni bulamadım Felix. Bana kullanıcı adını, hatta onu boşver. Direk numaranı vermelisin!"
Hyunjin'in heyecanla söylediklerine karşın, Felix hafifçe kıkırdadı.
"Ver telefonunu ben yazayım, garanti olsun."
Felix telefona numarayı kaydetti. Hyunjin eline geri aldığında hemen rehberine girdi. Felix'in kendini nasıl kaydettiğini görmek istiyordu.
"Yongbok mu?"
"Evet, o benim ikinci ismim. Sosyal medyada beni bulamamanın sebebi 'Lee Yongbok Felix' yazması büyük ihtimalle."
Hyunjin anladığına dair mırıltılar çıkardı.
"Sanırım seninde beni bulamamanın sebebi aynı şey."
"O zaman baştan tam olarak tanışmalıyız."
Felix elini uzattı, Hyunjin ise havadaki eli sıktı.
"Ben Lee Yongbok Felix."
"Bende Hwang Sam Hyunjin."
İkisi artık uzaktan da birbirleriyle iletişim kurabilecekleri için çok mutluydu. İkisi de aşıktı, her ne kadar karşısındakini bilmeselerde. Ama hissediyorlardı. Kalpleri birbirleri için atıyordu.
Felix sıkıca sarıldı mavi saçlının beline. Hyunjin ise sıkıca kollarını sardı küçük bedene. O gün ikiside bu şekilde saatlerce uyudu. Bunu bilen Seungminle Chan ise ikisinin fotoğrafını çekerek bu anı ölümsüzleştirdi.
.
.
.
.
(Jimmy Kimmey Show Felix & Hyunjin)
Normalde burada bitirmeyecektim ama zaten konu kavuşmaları üzerineydi. Bu yüzden bu fici de final yapmış bulundum.Başka ficlerde görüşmek üzere 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ice Prince (얼음 왕자) ❄️ | Hyunlix
FanfictionBüyüsüne kapıldıkları ortamın etkisiyle dudakları ortada buluştu. Çok kısa bir öpücüktü ama etkisi çok büyüktü. Yavaşça birbirlerinden ayrıldıklarında genç çocuk konuştu. "Hyunjin." •Hyunlix •Minific •Düzyazı+ biraz texting