Yaklaşık yarım saat sonra dükkana vardılar. Dükkan küçüktü ama içerisi teknolojik eşyalarla doluydu. Bu dükkan sokak arasındakilerden farklı olarak pahalı parçalar satıyordu. Ayrıca aldıkların illegal değildi ama artık polisler pek te bir tehdit sayılmazdı. Bill söze başladı;
+Sonunda!
Birlikte içeri girdiler. Aiden dükkan sahibine yönelerek söze başladı;
-En ucuz buggy ne kadar?
Dükkan sahibi derin bir iç çekti ve cevap verdi;
+5000 CD
-En ucuz.
+5000 CD
-Sana geliş fiyatını biliyorum, 5 katına satıyorsun.
+Alacaksan al, almayacaksan sokak arasındaki kıytırık mallardan alabilirsin!
Bill konuşmaya dahil oldu:
Bill: Kimden alacağını biliyorsan kıytırık değiller.
Dükkan sahibi (DS, diye yazıcam bundan sonra): Buraya geldiğine göre bilmiyorsun.
Aiden: En fazla 2000 veririm.
DS: Aldığım fiyatı kurtarmaz.
Bill: Bu fahiş fiyatlarla kime satabiliyorsun ki? Düşününce fakirler zaten alamaz. Zenginlerin bu kıytırık mallarla işi olmaz.
DS: Alacaksan al almayacaksan dükkanımdan çık git serseri!
Bill: Aiden, burnuma kötü kokular geliyor.
Aiden: Biliyorum.
Aiden tehditkar bir şekilde dükkan sahibine dönerek devam eder.
Aiden: Normal fiyatından satarsan belki alt katında yaptığın yasa dışı faaliyetleri görmezden gelebilirim.
DS: NE DİYORSUN SEN BE İT OĞLU İ-
Dükkan sahibi bağırırken Bill tezgahın öteki tarafından adamın tişörtünden tutup kendine çekti.
Bill: Özür dilerim konuşmanı böldüm, devam edebilirsin!
Dükkan sahibi bir anda suspus oldu.
Aiden: Elindeki en pahalı buggy kaç para?
DS: 2000 CD. Lütfen bana zarar vermeyin! Bu dükkandaki fiyatları ben belirlemiyorum! Onların dediği fiyattan satıyorum, fazladan gelen parayı onlara veriyorum!
Bill: Şu an neredeler?
DS: 2 tanesi aşağı katta, diğer 5 kişi bir iş için çıktılar.
Bill: Ne işi?
DS: Bilmiyorum!
Bill: İsimlerini biliyor musun?
DS: Bir kaçının. Saçları yeşil olan William, bir serseri için asil bir isim.
Aiden: Yorum yapmanı istemedik.
DS: Özür dilerim. Kısa saçlı, teni biraz koyu olan biri var, silahını solunda taşıyor. Onun ismi Mike. Liderlerinin ismini bilmiyorum ama ona Karga diyorlar.
Bill: Nasıl biri, tarif et?
DS: Onu pek görmüyorum ama gördüğüm kadarıyla Kırmızı, uzun saçlı. Üzerinde ceket vardı, kollarını sıvamıştı. Her gördüğümde aynı ceketi giyiyordu.
Bill: Nasıl bir ceket?
DS: Tam hatırlamıyorum, siyahtı. Üzerinde bir desen vardı ama tam hatırlamıyorum.
Aiden: Hatırlasan iyi edersin çünkü her hatırlamadığın için o buggynin fiyatından 200 CD düşüyor.
DS: Gerçekten hatırlamıyorum! Hah! Silahının yanında bir yer daha vardı, bir kaç çubuk ve dürbün duruyordu. Muhtemelen onları silahına takıyor.
Aiden: Al.
Aiden masaya gümüş rengi bir para bırakır.
DS: Hadi ama! Bunlar eski para. Kimse bunları kullanmıyor artık!
Aiden: Hiç bir şey vermeyebilirdim.
Buggyi alıp dışarı çıkarlar. Karşılarına dükkan sahibinin tanımladığı tiplerin de bulunduğu 6 kişi çıkar.
İçlerinden biri konuşmaya başlar:
Serseri 1: İşiniz ne burada?
Aiden: Bu sizi hiç-
Bill, Aiden'ın lafını keserek araya girer:
Bill: Oğlumun doğum günü için ona buggy almaya geldik amcasıyla beraber. Sizler kim ola ki?
Serseri 1: Parasını ödediniz mi? Ödeyebilecek tiplere benzemiyorsunuz.
Bill: Tabi ki ödedik, biz vergilerini asla aksatmayan vatandaşlarız! Kurucu babalarımızın kurduğu bu güzel ülkeyi çalarak, çırparak harabeye çevirmek onların yüzlerine tükürmek olurdu!
Arkadakilerden biri fısıldayarak konuştu:
Serseri 2: Gene bu aptallar, her yerde türemeye başladılar.
Bill duymazdan geldi.
Bill: Şimdi izin verirseniz oğlumun doğum gününe geç kalacağım. Daha pasta yaptırtmam lazım.
Hızlıca dükkandan uzaklaştılar. Bir süre sonra Aiden söze başladı:
+Durumu güzel kurtardın. 6 kişiyle kapışacak durumda değilim.
-Ben hallederdim ama zamanımız kısıtlı.
+Emin misin? Adamların silahları kaliteliydi.
-Tabi ki eminim durumu her zaman analiz ederim, ondan sonra harekete geçerim.
+Cidden mi?
-Neden böyle şaşırdın? Beni cidden kör bir şekilde aksiyona dalan biri olarak mı görüyordun?
+Evet.
-Acaba hakkımda düşündüğün, yanlış neler var?
+Nerde yaşıyorsun?
-Londra'daki müstakil bir evde.
+Cidden mi? Köprü altında yaşadığını sanıyordum.
-Nasıl ya? Sence köprü altında yaşasam burada olabilir miydim?
+Evet, William işini yapacaksa herkesi işe alır.
-Haklısın ama köprü altında yaşıyormuş gibi gözükmüyorum.
Aiden cevap vermek için ağzını açtığı sırada arkalarından bir motor sesi duyarlar ve bağırma sesi gelir.
Uzaktan gelen ses: BURAYA GELİN ****** ÇOCUKLARI! BİZİM MEKANIMIZDAN ÇALMAK NEYMİŞ GÖSTERİCEĞİM SİZE!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Makineler Diyarında
Science FictionKısaca: Aiden isimli birinin bir macerasını anlatıyor. 3. şahıs bakış açısından anlatılıyor ama karakter ile bağ kurabileceğinizi düşnüyorum. Ayrıca isim bulma konusunda berbatımdır, 3 farklı karakterde Michle ismini bulabilirsiniz.