Tek insanım 🫀

833 48 64
                                    

18 Ağustos 2016

Heryer çocukların gülüşüyle doluydu. İp atlayan, yakan top oynayan, istop oynayan, evcilik oynayan, beş taş oynayan ve daha nice oyunlar oynayan çocukların gülüşüyle doluydu etraf. Ben ise onların arasında küçük çirkin bir ayrıntıydım; herkes gülerken ben kollarımı birbirine dolamış şekilde somurtarak oturuyordum.

Burnumu çektiğimde Ayaz gelip karşımda durdu. Ona küsmüştüm, beni erkek arkadaşlarıyla top oynamaya satmıştı, ama inkar edemem beni de çağırmıştı ama ben o diğer erkekleri sevmiyordum. Bu yetimhanede tek sevdiğim çocuk Ayazdı.

"Asena özür dilerim, lütfen ağlama bende ağlayacağım yoksa." Dediğinde saflık ve masumluk içeren koyu kahverengi gözlerinin cidden de yaşardığını görebiliyordum. Yönümü sağa dönüp tekrardan burnumu çektiğimde gözleri daha da doldu.
Bana bir adım daha yaklaştı ve parmaklarıyla oynamaya başladı. Küsüp bir köşeye sindiğimi görünce arkadaşlarıyla oynadığı oyunu bırakıp hemen buraya geldiğini belli ediyordu terden alnına yapışan koyu kahverengi saçları.

"Özür dilerim," Dedi masumca ve devam etti. "Seni yalnız bırakmamalıydım, lütfen ağlama yoksa bende ağlayacağım şimdi." Dediğinde sol gözünden bir yaş yavaşça süzüldü. Onu ağlattığım için kendimi kötü hissetmiştim. Yönümü ona döndüm ve hemen ayağa kalkarak akan göz yaşını silip ona sarıldım.

Ağlamasını durdurmak amacıyla yaptığım şey ağlamasını durdurmamış aksine daha da çok ağlatmıştı. Boynuma sıkıca sarıldı ve ağlamaya başladı. "Özür dilerim Asena!" Diye ağlayarak bağırdığında bu haline güldüm ve sırtını sıvazladım.

"Seni çok seviyorum lütfen bir daha bana küsme tamam mı?" O kadar tatlı söylemişti ki bu dediğine kıkırdadım ve "Hmhm." Diyerek başımı salladım. Bir süre sonra geriye çekilip göz yaşlarını sildiğinde güldüm ve elini tuttum.

"Bir daha asla," dedim ve devam ettirmesini bekledim.

"Birbirimiz yüzünden," dediğinde güldüm.

"Ağlamayacağız." Dedik aynı anda ve tekrardan birbirimize sarıldık. Ayaz yavaşça ayrıldığında yetimhane müdürünün o korkunç sesini duydum.

"Asena gel buraya kızım!" Sesini duyduğumda Ayaz'ın elini tutup ona doğru sindim. Bu kadın bize hiç yumuşak olmayan cezalar veriyordu ve yetimhanede ki bütün çocuklar ondan korkuyordu.

Başımı omzuma doğru eğerken müdüre hanımın bana seslenişini bir kez daha duyduğumda ellerimle kulaklarımı kapattım. Bu benim tehlikede hissettiğimde ya da korkup, tedirgin olduğumda yaptığım bir hareketti ve bunu da sadece Ayaz biliyordu.

Müdüre hanıma geleceğimi söylediğinde yönünü bana dönüp ellerimi tuttu ve yumduğum gözlerimi açmama yardımcı oldu.

Ellerimi yavaşça iki yanıma indirirken o güven veren gülümsemesi ince dudaklarında yerini aldı. "Merak etme beni de çağırdılar, sadece engelli koşu parkuru gibi bir oyun oynatıp birkaç soru soruyorlar. Birşey olmuyor." Alev renginde ki kızıl saçlarımı okşayıp turkuaz gözlerime baktı.

"Eğer korkarsan sadece şifreyi söylemen yeterli. Söz veriyorum gelicem." Dediğinde korkum biraz olsun gitmişti. Başımı buruk bir şekilde gülümseyerek salladığımda bir kez daha sarıldı ve beni müdüre hanımın yanına kadar götürdü.

Ben müdüre hanımın yanına gittiğimde ise arkama son bir kez baktım. Elini gülerek salladığını gördüğümde bende elimi salladım ve arkamı ona dönerek müdüre hanımla yetimhane binasının yanında ki boş araziye doğru gittik.

Korkum giderek büyüyordu ama Ayaza güveniyordum. Birşey olmayacak demişti ve olmayacaktı.

Ayaz'ın tarif ettiği gibi bir yere gelmiştim. Parkurlar, halatlar, minderler, merdivenler, ip merdivenler, tırmanma duvarı ve daha niceleri. Burası resmen filmlerde gördüğümüz, asker eğittikleri yere benziyordu.

Borga Timi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin