🤍 42. Bölüm 🤍

951 32 5
                                    

Medya: Melodi'nin elbisesi

*Melodi'den*
*Bir ay sonra*

Önümdeki çizimleri çalışma masamın çekmecesine kaldırıp şirketten çıktım.

Marsis Holding

Babam en önemli şirketini bana bırakmıştı. Babam en çok emek verdiği şirketinin hisselerini bana devretmişti.

Bugün istemem vardı. Saat şu an 12'ydi ve ben erkenden çıkmıştım.

Eve geldiğimde ortamda çok büyük bir telaş vardı. Aysel abla gelen yardımcı kızlara neyi nereye yerleştirmelerini söylüyordu.

"Hah, kuzum geldin mi?"

"Yok gelmedim abla."

"Sus, kerata. Odanda yardımcılar var. Onlar seni hazırlayacaklar."

Aysel ablanın beni yollamasıyla yukarı çıktım. 2 kız vardı. Yatağın üstündeki elbisemi alıp giyinme odasına geçtim.

*Elbise medyada*

Aynadan kendimi uzun uzun süzüp dolan gözlerimi kırpıştırdım. İçimde kendim gibi hissettiğim bu elbiseyi almıştım.

Giyinme odasından çıkıp yardımcıların yanına gidip makyaj masama geçtim. "Hanımlar ben size bırakıyorum ama sade bi şeyler olursa güzel olur."

Bana gülümsediler ve işlerine başladılar.

İşleri bittiğinde kendimi gerçekten çok beğenmiştim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapmış makyajımı ise sade tutmuştuk. Aysel abla fbi ajanı gibi odaya girince kahkahayı bastım. Bu huyundan asla vazgeçmiyordu.

"Kuzum çok güzel olmuşsun." demesiyle yine gözlerim doldu.

Gelin oldum gidiyom lan

Gelin olmuş bak düğünüde bu gece

"Şşş ağlamak yok. Babanın sana bi sürprizi var."

"Ney?"

Arkasından bi kutu çıkardı. Kutuyu elime alıp açtım. İçinden bi parfüm çıktı.

"Annenin parfümü."

Abi annem nerede?

Mirza bugün annem gelicekmiş!

Babaaaaaaa! Annem nerede kaldı?

Nası benim annem yok? Herkesin var ama...

Baba annem rahat bi yerde mi?

Anne kelimesi bana belkide en yabancı olan kelimeydi. Ben hiç anne şefkati görmemiştim ki. Anne neydi? Çocuğuna nası davranırdı? Evladını bırakan bi kadına hala anne denilenilir miydi ki?

Elimdeki parfüme baktım. Bi kaç yıl öncesine kadar o parfümü hevesle sıkardım ama içimden gelmedi bu sefer. Bi kenara kaldırdım.

Saatler geçti salondaydık. Hepimiz ateş, annesi ve kız kardeşinin gelmesini bekliyorduk.

Salonda babam volta atarken bense sakince oturuyordum.

Müstakbel kociş: 2-3 dakikaya kapıdayız.

"Geliyorlarmış." diye ayaklandım. N'olcaktı? Ya babam 'nah veririz' derse.

"İkizim sakin ol. Hiç bi şey olamayacak."

Din dan don

"Hassiktir."

Kapıya doğru uçtum denirse yeridir. İki üç saniye nefesimi toplamakla uğraşırken babamlarda kapıya gelmişti.

Allah'ım lütfen her şey güzel olsun.

Bismillah

Kapıyı gülümseyerek açtım.

Karşımda jilet gibi takım elbisesiyle duruyordu.

Bi mesajdan nerelere

Bi mesajla başlamıştı bizim hikayemiz. "Aklımdan çıkmıyorsun. Aklım çıkıyor ama sen çıkmıyorsun" demişti. Sonra her gün mesajlaşmıştık. Sonra abimler öğrenmişti. Konuşmamızı yasaklamışlardı. Evden kaçmış, onun yanına gitmiştim. Sonra abimler mağaralarından çıkıp anlayışla karşılamaya karar vermişlerdi. Sıkıntılı bi sınav senesinden sonra istediğimiz üniversitelere yerleşmiştik. Üniversite bitmiş şimdi işlerimiz başlamıştı. Birbirimizi hiç bırakmamıştık. Hep destek olmuştuk. Ve bu adamı şimdi karşımda takım elbise ve elinde çiçekle görüyordum. Birazdan tuzlu kahvemi içip beni isteyecekti.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk."

Elim titreye titreye içeriyi gösterdim. Karşımda durdu ve çiçeği elime uzattı. Parfümü buram buram burnuma gelirken yine titreyen ellerim ve çarpan kalbimle çiçeği aldım. Babamla tokalaştı. Abimlere selam verip içeri geçti.

Annesi bana gülümseyip sarıldı. Melek ise bacağıma sarıldı. O da çok heyecanlıydı.

İçeriye geçtiler. Konuşmalar, sohbetler birbirini kovaladı. Kahve yapmak için mutfağa geçtim. Yanımda ikizim vardı ve beni videoya çekiyordu.

"Şimdi Ateşciğim bu gereksiz kıskançlıkların için" diyerek bi kaşık tuz attım.

"Bu gece dışarılara çıkıp haber vermediğin için." Bi kaşık daha

"Bu da canım istediği için." Bi kaşık daha

Kahvelerum tazedur diye diye içeri geldim. Herkese kahvesini dağıttım. Ateşinkini de verip onun yanına oturdum.

Merakla vereceği tepkiyi beklerken kahveyi tek yudumda içip suyunu dikledi kafasına. Her zamanki Ateş'ti işte hatta iddiaya varım bu isteme faslı bittikten sonra "senin elinden zehir olsa içerim." Diyecekti.

Ben malımı tanıyorum.

Ateşin annesi konuşmaya başladı. "Eveeet. Sebebi ziyaretimiz bellidir. Oğlumuz kızınızı görmüş beğenmiş. Eğer kızımızında rızası varsa Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızımız Melodi'yi oğlumuz Ateş'e istiyoruz."

Babam gelin olup gittiğimi hazmetmek için bir kaç saniye durdu. Sonra güldü.

"Verdim gitti."

Finale son 3!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MarsislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin