1/Kaslı Kahraman

156 23 6
                                    

Minho

Yine lanet alarmımın sesiyle uyanmıştım. Evet, okula gideceğim. Okula gitmemin bir nedeni yok aslında. Yani daha doğrusu okumak için gitmiyorum. Ailemin zoruyla.

Aile demişken size biraz ailemden bahsedeyim.

Ben aileme hiç iyi bir çocuk olamadım.Onlar beni hep serseri, maganda, gerizekalı gibi tanımlarlar. Beni tanımadıkları o kadar belli ki. Alıştım. Cidden alıştım. Ailemin bana gerizekalı demesi bile koymuyor artık. Çocukken bir insan en fazla ne ister? Oyun oynamak,arkadaşlarıyla eğlenmek vb. şeyler değil mi? Ama ben normal bir çocuk değildim. Benim küçükken istediğim tek şey ölmekti.

Annem ben küçükken vefat etti. Babam yıllarca beni suçladı. Kardeşim Felix'e ve bana yıllarca şiddet gösterdi. Bana hala gösteriyor. Felix'te bende ondan nefret ediyoruz. Babam da bizden. Annem de sevmezdi aslında beni. Ama ben babama kendimi sevdirmeye çalıştıkça o benden daha da nefret ediyordu. Bu yüzden bende anneme yönelmiştim. Bir gün annemi zorla parka gitmeye ikna etmiştim. Akşam geç saate kadar eve dönmemiştik. Akşam saat 21.00-22.00 civarında parktan çıkacaktık. Boş sokakta sessizce eve doğru ilerlerken annemin kollarına adamlar sarıldı. Çocuktum ben nereden bilebilirdim ki anneme zarar vereceklerini?

O gün titreyerek eve gitmiştim. Kardeşim içeride uyuyordu. Babama ise anlattığımda yıkılmıştı. Gecesini gündüzüne katıp o sapık adamları aramıştı. Ve tabiiki de annemi... Ama meğer o adamlar annemi öldürmüştü. Babam bu gerçeği öğrendiğinde tamamen değişti. Annemi bırakın özlemeyi, hergün ondan nefret ettiğini ve kendisine beni yani bir gerizekalıyı bıraktığı için beni de annemin yanına göndereceğini söylüyordu. Eski Bay Lee yoktu artık. Artık Ayyaş Lee vardı. Herkes ona böyle sesleniyor. Annemin ölümüyle kendini alkole verdi. 3 yıldır bir kere bile ayık olduğunu sanmıyorum. Neredeyse her gece eve sarhoş gelip beni dövdü. Ama sorun etmeyin. Dediğim gibi, alıştım.

Her neyse sizinde canınızı sıkmayayım.

Okula giriş yaptığımda tüm bakışlar bana dönmüştü.Evet yaptığım şeylerden dolayı okulda bayağı tanınıyorum.

Ama beni tanımasını istediğim tek kişi vardı.Han Jisung...Hayatımı adadığım çocuk.Evet okula gelme nedenim yok demiştim.Ama var.Beni tanımasa bile,var.Bir gün onunla konuşmayı o güzel saçlarından öpmeyi,ince beline kollarımı sarmayı o kadar çok isterdim ki...Tam bir sincaba benziyor.Yanakları yemek yerken şişiyor.Yanaklarına yemek depoluyor.Ve o bunu aşırı tatlı yapıyor.Gidip bir gün yanaklarına yapışmam an meselesi.

Sınıfa girip cam kenarındaki en arka sırama fırlattım çantamı.Jisung bu saatlerde gelmezdi okula.Gelirsede kütüphanede olurdu.Saat 8.30'da ders başlıyor ve Jisung saat 8.20'de geliyor.Çok uykucu.Aslında bugün ona yazmayı düşünüyordum.Ama galiba yine vazgeçip yazmayacağım...

Bu döngü hep böyleydi 1 senedir Jisung'a yazacağım deyip yazmıyordum.Arkadaşlarım tarafından da baskılanıyordum.Arkadaşlarım demişken onlardan da bahsedeyim.

Changbin,Chris,Seungmin,Jeongin,Felix. Evet Felix kardeşim olan Felix. Ama arkadaşım gibi. Hep yanımda oldu. Changbin ve Seungmin ile aynı sınıftayız. Chris Seungmin'in sevgilisi. Jeongin Chris'in kardeşi. Tanışma hikayemiz uzak akraba ilişkilerine benziyor.

Sınıfta kolumun üstüne yığılmışken enseme vurulduğunu hissettim. Bakışlarımı arkama çevirdiğimde Seungmin ile göz göze geldik.

"Naber lan koca götlü?" dedim alayla.

"Yalnız Chris geliyoo." dediğinde hızla arkamı döndüm. Gerçekten de geliyordu. Allah şimdi yedi bu beni. Seungmin söylemese bari. Chris baş ucuma geldi.

317 Gün/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin