6/Acı

65 12 41
                                    

Merhaba, ben acı...

İçinize kalbinizden girer, oraya yerleşir, sizi harap ederim. Bir tedavim yok. Bir kere beni içinize aldığınız zaman, beni oradan çıkarmanız çok zor olacaktır, bilirsiniz. Beni içinize almanız için kalbinizi açmanız yeterli olacaktır. Bir insana, bir duruma, bir yere kalbinizi açtığınız an sonunuz kaçınılmazdır. Ben, açtığınız o kalbinizden içeri girecek, en derininize yerleşeceğim. Biliyorum, hepiniz benden nefret ediyorsunuz. Ama aslında ben size zarar vermek için değil, sizi gerçeğinizle buluşturmak için giriyorum kalbinize. Binlerce, hatta yüz binlerce türüm var benim. Şuan hepinizin içindeyim, şöyle bir nefes alın. Acıyı en derinlerinizde hissedeceksiniz. Elinizi kalbinize koyun ve selam verin bana. Sonra etrafınızdakilere bir selam verin. Çünkü hepinizin ortak bir noktası var, acı. Hepiniz aslında acı içindesiniz. Acı sizin içinizde, siz acının içindesiniz. Ruhunuz hayatında ilk defa dizleri üzerine düşmüş bir çocuk gibi acıyor. Ağlamıyorsunuz ya da ağlıyorsunuz. Ne olursa olsun dayanıyorsunuz. Çünkü siz dizlerinizin üzerinde değil, ayaklarınızın üzerinde duruyorsunuz. Binlerce kiloyum ben, ağırım. İçinizde binlerce kiloluk bir acı taşıyorsunuz, ama hala ayaktasınız. Hala düşmediniz. Miktarım arttıkça kilomda artıyor. Bazen yüz binlerce kilo oluyorum içinizde. Yürürken birden duruyorsunuz, acıdan yürüyemeyeceğinizi hissediyorsunuz. İşte o an bilin ki, beni çok doyurmuş, kilo aldırmışsınız demektir. İçinize ata ata, biriktire biriktire beni büyütmekten başka hiç birşey yapmıyorsunuz. Tekrardan merhaba, ben acı... Size gerçekleri gösteren duygu...

--

Minho~

Bilincim sonunda açıldığında gözümü açamadığımı farkettim. Birkaç kere denedikten sonra pes edip nerede olduğumu anlamaya çalıştım.

Benim ya da Felix'in yatağında değilim. Muhtemelen bu bir hastane yatağı. Felix o şerefsiz gittikten sonra beni buraya getirmiş olmalı. Elimi tutan ve ağlayan da o olmalıydı. Ağlamaktan sesi mi incelmişti?

Sonunda gözlerimi yavaş yavaş açabildim. Kafamı zorlukla yana çevirdim. Felix ağlıyordu. Bir dakika, bu Felix değil?

-Ji?

-Minho! Uyandın!

Demesiyle boynuma sarılması bir oldu.

-Senin burada ne işin var? Felix nerede? O şere- babam nerede? Sana birşey mi oldu? İyi misi-

-Minho... Sen iyi misin?

-Ne?

Ben iyi miyim? Daha kendime doğru düzgün belirtemiyorum.

-Evet.

Hayır.

-Bende iyiyim Minho. Felix bahçede hava alıyor. Baban nerede bilmiyorum...

-Minho... Bunu sana baban mı yaptı?

-Hayır.

Evet.

-Sen bunları düşünme Ji. Sen buraya nasıl geldin?

-Felix ağlayarak beni aradı. Konum göndermesini söyledim ve geldiğimde kanlar içinde yerde yatıyordun. Felix ile seni hastaneye getirdik.

-Teşekkür ederim.

Ben Jisung'u korumaya çalışırken kendime eziyet ediyordum. Daha doğrusu babamın bana eziyet etmesine ses çıkarmıyordum. Ama o beni kurtardı. O... Jisung. Sincap kahramanım.

317 Gün/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin