bolumu farewell, neverland dinleyerek yazdimiyi okumalar
° ° ° ° ° °
Yazarın anlatımı~
Hyunjin ve Felix 4 arkadaşlarını da alıp Jisung'un evine doğru yola koyulmuşlardı. Hyunjin arabayı sürüyor, Felix ise diğerlerine neden oraya gittiklerini anlatıyordu.
"Abimin konuşmasından ve Jisung'un evinin konumunu sormasından bir şeylerin ters gittiğini düşündük. Şimdi de oraya gidiyoruz."
Changbin ikna olmamış gibi konuştu.
"Ya bilmiyorum özel bi meseleyse bize kızabilirler. Jisung ailesinin evine yıllardır gitmiyor. Belkide Minho'dan oradan birşey alıp getirmesini istemiştir."
Hyunjin konuşmaya atıldı birden.
"Sanmam. Orası tamamen kötü anılarla dolu. Jisung böyle birşeyi; bırak Minho'yu, kimseden istemez."
Arabada Hyunjin'in sözleri üzerine bir sessizlik oluşmuştu. Herkes endişeliydi. Minho adına. Jisung adına...
Hepsi farklı şeyler düşünen kafalar arkadan gelen uzun ve rahatsız edici korna sesiyle aynı anda Hyunjin'e dönmüştü.
"Özür dilerim... Kafam çok dalgın."
Minho'nun sadece bir aramasıyla neden böyle olmuştu ki? Hepsi Jisung'u çok seviyordu. Minho'nun bu kadar endişeli olmasının sebebi olarak ise akıllarda beliren kişi tam olarak Jisung'du.
Hepsi içinden arkadaşları için dua ediyorlardı. Arkadaşlarının çoktan her şeyden vazgeçmiş olduğunu bilmiyorlardı.
Minho~
Arabalar neden bu kadar yavaş? Arabaları boşver, insanlar neden bu kadar umursamaz?
Arkalarından gelen arabada hasta olabilir, ölüm deşiğine gelmiş biri olabilir, küçücük bir bebek olabilir ya da ölüp ölmediğini bile bilmediği sevgilisini arayan bir genç olabilir.
Son hızla herkesi sollayarak gitmeye çalışsamda beni sürekli ya trafik ışıkları ya yoldan geçen insanlar ya da önümde olan ve sollamama izin vermeyen uyuşuk şoförler durduruyordu.
Sanki kaybettiğim her saniye Jisung'umun canı daha da yanıyordu. Kim bilir ne haldeydi. Kim bilir nerdeydi.
Birkaç dakika sonra sonunda trafik seyrekleşmeye başladı ve hızla onun evine doğru sürdüm. Çok geç olmadan yetişmeliydim. Sürem doluyor gibi hissediyordum ve bu beni çok geriyordu.
Daha hızlı gitmiyor mu bu lanet şey?
Jisung~
Toz dolu merdiven altında bacaklarımı kendime çekmiş oturyorum öylece. Ne olacak şimdi diye düşünüyorum. Ne yapacağım ben diye düşünüyorum. Hayatıma, kararlarıma, aileme sövüyorum öylece. Amaçsızca.
Ağlayasım geliyor, fakat bir bakıyorum gözümde yaş kalmamış. Çok ağladığımdan değil, kalbim kuruduğundan. Artık pek de bir şey hissetmiyorum. Ne de olsa hissettiğim her şeyi elimden aldılar. Daha fazla hissetmessem alamazlar diye kalbimi kuruttum acımadan. Kimseyi düşünmeden.
Toza alerjim var benim aslında. Ama alerjim bile tepki vermiyor artık toz dolu bir ortamda. Umrumda değil. Tek düşündüğüm Minho. Canı yanmasın diye canını yakacağım onun. Bu hiç adil değil fakat gözlerimin önünde benim yüzümden ölmesini izlemek gözlerimin arkasında benim yüzümden öldüğünü bilmekten daha iyidir değil mi? Hem arkadaşlarım var benimde onunda. Onlar yardım ederler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
317 Gün/ Minsung
FanfictionMinho ile Jisung sevgililerdir. Birbirine fazlasıyla bağlı olan bu iki genç çok mutlulardı. Jisung evde iken babası bi anda kapıda belirir. Babası Jisung'un Minho ile görüşmesine izin vermez. Bu ayrılık Minho'da nasıl bir etki yaratır? -Oğlumdan uza...