5 | YALAN VE ZEHİR

14 2 2
                                    

keşke bilmeseydim dediğim şeyler biliyorum.
ne kadar derine kazarsam,
o kadar karanlık oluyor.

Çam ağaçlarının kokusunu içime çektim. Kış mevsimine yaklaşmakta olduğumuz için hava soğuktu ve yere düşmüş yaprakların da üstü şu an yürüdüğümüz köprü gibi kırağı tutmuştu.

Aşağıdaki güzel nehir, dökülen yaprakları da akıntısıyla götürüyordu. Kollarımı köprünün korkuluklarına dayadım ve aşağı sarkıldım.

"Şimdi de intihar girişimi mi?" diye sordu Safir alayla.

"Sana gerçek bir tane göstermeme izin ver." dedim gülümseyerek ve çevik bir hareketle korkuluğun üstüne çıktım ve doğruldum.

"Tanrı aşkına." diye söylendi telaşla Safir. Yanıma geldi ve anın şokuyla belimden tutup beni tekrar sağlam yere indirdi.

Ben ise onun korkusuna gülüyordum.

"Komik olan ne?" dedi kaşlarını çatarak.

Ben gülmemi durduramayınca devam etti. "Gerçek planın bir şekilde ölüp başıma iş açmaksa çok iyi ilerlediğini söylemeliyim."

"Şu kadarcık yerden düşersem ölmem, merak etme." dedim omuz silkerek.

"İyi ki dikkat çekmeyecektik." dedi gözlerini devirip.

"Hey! Bunu sadece sen söylemiştin. Ben onaylamamıştım." dedim ve koşup ona yetiştim.

"Bu iş şaka değil Almira. Lütfen."

Bir ayağımı öfkeyle yere vurdum. "Ve ben de bunun farkındayım. Ama buraya geldiğimizde ve bölgedeki cadıları izlediğimizde öylece duracaklarını düşünmüyorsun değil mi?"

"İşte bu yüzden gelmeni istememiştim. Belki iyi dövüşüyorsundur ama kendini karanlıklara karşı yumruklarla savunamazsın."

"Kılıç savaşına hançer getirilmez. Biliyorum. Ben de hançer savaşına yumrukla gelmezdim zaten." Çantamdan hançerimi çıkardım.

Safir hançeri görünce kaşlarını kaldırdı."Sen-"bocaladı. "Ciddi mi-" Bıkkınlıkla bir nefes verdi ardından omuz silkti. "Değerli bir şeye benziyor."

"Daha değerlilerine sahibim." dedim omuz silkip. "Bunu gözden çıkarabilirim."

"Umarım kötü bir durumla karşılaşmayız."

"Yani, evet. Yine de hançerimi kirletmek istemem." Sırıttım.

Safir güldü. Bir şey demeden yürümeye devam ettim. Yaprakların hışırtısının verdiği huzur  ve yağmurdan sonraki toprak kokusunun olduğu rüzgarsız bir gün... Huzur.

Aniden aklıma bir soru takıldı. "O gün o ormanda sesimi nasıl duydun Safir?"

"Kız kardeşime gidiyordum." dedi yürümeye devam ederken.

"Yürüyerek mi? Senin evin onunkinin yakınlarında mı ki?" Olmadığına emindim.

"O gün yürüyerek gitmek istemiştim Almira." dedi. "Veya istememiştim." göz ucuyla bana baktı. "Senin de hikayende çok açık var, unutma."

Kaşlarımı çattım ve püfledim. "Üzgünüm ilk tanıştığımızda sana kimlik numarama kadar her şeyimi söylemediğim için." Kollarımı göğsümde kavuşturdum ve 'odun' diye mırıldandım.

"Ah ne hoş. Şimdi de hakaret." dedi kafede söylediklerimi taklit ederek.

"Arkadaş olmaya çalışıyorum."

"Karanlıklarla arkadaş olmak istiyorsan kumandanın kızı seni sürüsüyle tanıştırabilir eminim."

"Karanlıklarla arkadaş olmak istemiyorum. Seninle arkadaş olmak istiyorum." Duraksadım ve onu sinir edebilmek için keyifli bir sesle "Belki sana satranç dersi verebilirim." dedim.

KALPLERİN SAVAŞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin