"
melek yüzlü,
ama şeytan.
"Saçımın bir tutamını parmağımla çevirirken yanımdaki sinir bozucu adamın konuşmasını dinliyordum.
"Siz delirdiniz mi? Hangi akla hizmet o manyak cadı bozuntularının yanına tek başınıza gittiniz?"
"Biraz sakinleş Kai." dedi Safir başını koltuğun üst tarafına yaslayıp tavana bakarken.
"Hadi seni anladım. Bu kız kim lan?" dedi asla aldırış etmeden.
"Hey, ben de buradayım." dedim tek elimi havaya kaldırıp yüzümü buruştururken.
"Ben de onu diyorum işte. Sen neden buradasın. Marenay'da. Karanlıkların içinde."
"Ah, güzel soru evet. Safir'e sor bence." diyip topu ona pasladım. Kai kollarını göğsünde kavuşturup bana yapmacık bir gülümseme attı ve Safir'e döndü.
Safir sahte bir şekilde yüzünü buruşturdu. "Yarası olan insanı konuşturmaya utanmıyor musunuz siz?"
Başımla onayladım. "Haklı haklı. Bence sen de azarı bırak." dedim Kai'ye.
Kai bıkkınlıkla ofladı. "Her ne haltsa. Herkes başına iş açsın arkalarını Kai toplasın anasını satayım."
Safir diğer koltukta olmasına rağmen elimi sanki fısıldayacakmış gibi ağzımın yanına götürdüm ve "Galiba biraz sinirli." dedim kısık sesle. Safir güldü.
Kai gözlerini devirdi. "Ben gidiyorum. Şu manyak topluluğun olayını artık çözme zamanımız geldi. Bardak son haddine kadar doldu ve taşarsa ne kadar sorun olacağının farkındasındır umarım." dedi Safir'e.
Safir başıyla onayladı. "Pekala. Döndüğünde uzun uzun oturup konuşuruz." dedi.
Kai gittiğinde odada oluşan sessizliği bozmak için "Biraz agresif biri sanırım." diye mırıldandım.
"Aslında çok cana yakındır." dediğinde inanamaz şekilde gözlerimi açınca "Ciddiyim." dedi. "Zamanla aranız düzelir."
"Ne kadar zaman daha burada olacağımı biliyor muyuz ki?" dedim ve ofladım. "Şu değişik herifler karşımıza çıkmasaydı hem işimiz yatmayacaktı hem de sen yaralanmamış olacaktın."
"Olmuşla ölmüşe çare yok derler."
O ne derse desin kendimi içten içe suçlu hissetmeye devam edecektim. Derin bir nefes alıp içimden birkaç saniye saydım.
"Tam olarak neydi onlar?" diye sordum pelerinlileri kastederek.
"Bildiğinden eminim." dedi içinde biraz tehditkarlık yatan bir gülümsemeyle.
"Biliyorsam ne olmuş? İşin ustasından öğrenmek istiyor olamaz mıyım?" dedim aynı gülümsemeyle ve başımı yana yatırarak.
"Kendilerine ne dediklerini tam olarak bilmiyoruz. Ancak amaçları uğruna çok fazla insan öldürebileceklerinden eminiz."
"Karanlıkların terör örgütü gibi yani." diye mırıldandım.
"Aynen öyle. Bir kere katıldıysan çıkamıyorsun ve işin kötü yanı üyeleri içimizde bizden biri gibi dolaşıyorlar."
"Senin bile tanıdığın biri olabilir yani. Dikkat ettiğini umuyorum." dedim hararetle. "Zayıflıklarını bilen bir arkadaşın bile arkandan vurabilir. Bugün zehirlendin. Biliyorum benim de pay-"
"Mira kendini suçlama artık." dedi. "Zehirlenmedim."
Kaşlarımı çattım. "Ne saçmalıyorsun. Gözlerimle gördüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALPLERİN SAVAŞI
FantasyRuhun canı acır mı bilmem ama, Kalpler kırılgan camlar. nightsmelodyy | 2021