7 | "Denizkızı"

2.6K 308 293
                                    

Keyifli okumalar, lütfen sessiz olmayalım❤️


•••

Jungkook, Jimin'e çıkma teklifi edip etmemekte çok kararsız kalmıştı, bu sınırı geçmeli mi diye düşündüğü günlerden sonra onu mutfakta görmüştü ve... Emin olduğu tek şey, görmediği günler boyunca onu gerçekten özlediğiydi. Jimin seksiydi evet, Jungkook'un ince tişörtünden göğüs uçlarını fark etmemesi imkansızdı.

Jimin gözlerini göğüslerinden çekmesi için boğazını temizlediğinde Jungkook ona sırıtmıştı. Jimin de sabahın erken saatlerinde gözünü dikip onu izlemişti, böylelikle eşitlenmişlerdi. Ama bu, sadece ondan neden hoşlandığını vurguluyordu.

Sohbetlerinin gideceği yönü hiç kestiremiyordu ama o konuştukça Jungkook daha fazlasını öğrenmek istiyordu. Onunla arsız bir şekilde flörtleştiğinde gencin gülüşünü saklamaya çalışmasını seviyordu, ama boşa çabaladığını görmeyi daha çok seviyordu. O gülümseme Jungkook'un içindeki özlemi ateşliyor, daha fazlası için kıvrandırıyordu.

"Bitti!" dedi Chungae kase ve kaşığını masaya bırakarak. Her yeri çikolata ve erimiş pembe dondurmayla kaplıydı, şekerlemeler yanağına yapışmıştı. Çok tatlı bir çocuktu, beş yeğeninin toplamından fazla enerjisi vardı.

Jimin bir peçete alıp Chungae'nin yüzünü temizledi. Küçük çocuk tüm gücüyle karşı koydu, kendini çekerek peçeteden kurtulmaya çalıştı. "Sabit dur, Chungae." dedi Jimin. Peçete parçaları kızın yanaklarındaki dondurmalara yapıştı. "Sunyeon'un hep çantasında taşıdığı ıslak mendillerden taşımam lazım. Kurular işe yaramıyor."

Chungae mama sandalyesinde ayağa fırladığında sandalyenin ayakları sallanmıştı.

Jimin'le Jungkook aynı anda yerinden fırladı. Jimin, Chungae'yi kucaklarken Jungkook da sandalyeyi sabitlemişti. İki yaşındaki minik cadı, Jimin'e sımsıkı sarılıp yüzündeki dondurmaları onun tişörtüne sürdü. "Harika." diye homurdandı Jimin. "Dondurma yemeye çıkmak kimin fikriydi?" Jungkook'a baktı ama gözlerinde Jungkook'un göğsünü ısıtan bir alaycılık vardı.

Jimin, Chungae'yi tuvalete götürürken Jungkook da masadaki çöpleri topladı. Döndüklerinde Chungae'nin yüzü ovularak temizlenmişti, Jimin'in tişörtü dondurma lekesinin olduğu yerden ıslanmıştı. Islaklık tişörtü öncekinden daha iç gösteren bir hale getirmişti ama Jungkook kendini dik dik bakmaktan alıkoydu.

Dışarı yürürlerken elini Jimin'in sırtına koydu. Jimin dönüp ona baktı ama bir şey söylemedi, o yüzden Jungkook da elini çekmedi. "Parka gidelim." dedi Jungkook. "Chungae'nin az önce yediği şekeri yakmasına yardımcı olur."

Jimin başını yavaşça kararan gökyüzüne kaldırdı. "Hava kararmak üzere."

"Aynen öyle. Onu eve yorulmuş bir şekilde götürmüş oluruz. İnan bana, Seokjin de Sunyeon da bize teşekkür eder."

Jimin'i nazik bir şekilde sırtından iterek onu yolun karşısına, parkın olduğu yere doğru yönlendirdi. Jimin iç geçirip boyun eğmişti. Jungkook'un kalbi hızla çarpıyordu, yüzündeki gülümsemenin şapşal bir sırıtışa döndüğünden de emindi ama umurunda değildi. Parka vardıklarında Chungae kıvranıp Jimin'in kollarından kaçarak parka doğru koştu.

Oyun alanının etrafı tellerle çevriliydi, bu da Chungae ve yeğenleri gibi küçük çocuklar için harikaydı. Tek bir çıkış vardı, orada da iki bank duruyordu. Kendi yeğenlerinden biri kaçmak üzereyken onu burada yakalamıştı, bu yerleşim planı zekiceydi.

Jungkook, Jimin'in elini tutup en yakındaki banka ilerledi. Jimin elini çekip kollarını önünde kavuşturdu. Eğer yaptıkları buysa Jungkook kazanacaktı.

Resisting To Hero • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin