14 | "İlişki Gibimsi İlişki"

2.1K 305 242
                                    

Seokjine'e kendisini haberdar etmesini söyleyip telefonu kapattı ve hazır salatayı açtı. Masayı kurmaya devam ederken Jungkook boş ellerle mutfağa girdi.

"Uyuttun mu?" diye sordu Jimin. Jungkook çenesini sıvazlayıp kafa salladı. "Evet, uyudu. Ne kadar uyuyacağını da belli olmaz."

Jimin, Sunyeon ile Seokjin'in durumunu anlattı ona. Sonra oturup yemek yediler. Yalnızca ikisi. Jimin bir anda onunla göz göze gelmekten çekinir oldu, sanki gözlerine bakarsa Jungkook kafasından geçenleri, kendisiyle bir yaz aşkı yaşamayı kabul ettiğini görüp üzerine atlayacaktı.

Gerçi bana saldırması hoşuma giderdi, diye düşününce yanakları ısındı.

Jungkook boğuluyormuş gibi bir ses çıkarıp içeceğine uzandı ve birkaç büyük yudum aldı. Ardından bardağını bırakıp Jimin'e baktı. "Vay be, bu..." Elinin tersiyle ağzını silip kafasını iki yana salladı. "Çok güzelsin, çok komiksin, kimseyi umursamadan küfretmede üstüne yok. Ama yemek yapmakta rezilsin bebeğim."

Bütün o mutlu, kıpır kıpır hisler, bu adamla bir şeylere başlamak istiyorum titreşimleri bir anda yok oldu. "Ya! Bir daha sana yemek yapmayacağım!"

Jungkook masadan uzanıp Jimin'in elini tuttu. "Sinirlenme. Zamanla daha iyi olursun. Ya da sürekli dışarıdan yemek yiyen çiftlerden oluruz, bana o da uyar. Hem arada ben de bildiğim birkaç şeyi yaparım."

Jimin elini çekti. "Sen tek başına gidersin, pislik şey. Ayrıca bana bebeğim deme."

"Tamam güzelim."

Jimin sinirle çenesini sıktı ama Jungkook ona yalnızca sırıttı, ne kadar eğlendiği gözlerinden belliydi. "Sen bakmadın daha." dedi Jungkook çenesiyle Jimin'in tabağını işaret ederek.

Jimin çatalını alıp ona kötü olmadığını kanıtlamak için ağzına makarna attı. Jungkook dikkatle izlediği için ağzındakileri çiğneyip yutmak, hayatında yediği en iğrenç şeyi yemiyormuş gibi yapmak için çok uğraşmak zorunda kaldı. Makarnalar yapış yapış olup topaklaşmıştı ama nasıl olduysa hala çıtır çıtırdı. Şöyle bir bakınca, sos da beyazdan çok kahverengiydi. Lokmayı yutarken irkilmemek için çok çabaladı. Jungkook dudaklarını birbirine bastırmış, gülmemek için uğraşıyordu.

Jimin dolu bardağa uzanıp az önce ağzından geçen her şeyi temizlemesi için büyük bir yudum su aldı. "Bu..." Çatalını bırakıp iç geçirdi. "Bunu bir buçuk ay boyunca nasıl yapacağım? Chungae'yle ilgilenmeye sabrım yetmiyor, onu uyutamıyorum, yemek yapamıyorum."

Jungkook'un ifadesi yumuşadı. "Jimin, o kadar da kötü değil. Ben sadece... galiba aynı anda hem çiğ hem yanık olmasını beklemiyordum. Çok fazla... Tat birbirine karışmış. Artık buna hazırlıklı olduğuma göre..." Çatalına bir kez daha doladığı makarnayı ağzına götürmek üzere elini kaldırdı.

Jimin elini bileğine koydu. "İğrenç.  Yeme onu."

Çatalı tabağına bıraktığında minik bir şıngırtı çıktı. "Eminim salata güzeldir. Zaten daha çok sebze yemem gerekiyor." Kendisine bol miktarda salata alıp kabı Jimin'e uzattı. Şanslarına salata, özellikle de yanık yemekten sonra harikaydı ama tabii pek doyurucu olmamıştı.

"Chungae'ye bakma konusuna gelince," dedi Jungkook bakışlarını Jimin'in gözlerine kilitleyerek. "Amca olmanın güzel yanı, gelip onlarla oynayıp birkaç saat sonra gidebilmek. Ağlamalarıyla bir iki saatliğine başa çıkmak başka, bunu bütün bir gün yapmak başka bir şey. Ama eminim alışacaksın." Ağzının bir kenarı tebessümle kıvrıldı. "Beraber yemek yapmayı öğreniriz."

Salatanıj yanında bol miktarda ekmek yedikten sonra savaş alanına dönmüş mutfağı topladılar. Jungkook tezgahı silmek için uzandığında bunu fırsat bilip Jimin'i tezgahla kendi arasına sıkıştırdı, bedenini onunkine bastırdı. Ardından dudaklarını genç adamın ensesine bastırdı. Dudaklarının değdiği yerden bütün bedenine sıcaklık yayılmıştı.

Resisting To Hero • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin