ateş ve su

sarılma

Yaptığım şeyden sonra Chan'ın yüzüne nasıl bakacağımı düşünüyordum.
Ama daha fazla düşünmek istemediğim için Han'ın yanına indim.

"Naber kardeşim"

"İyi senden"

"Bende iyiyim ama sen iyi değil gibisin bir sorun mu var? "

"Yok "

Han elleri ile oynamaya başlamıştı yalan söylüyordu.

"Han söyle hadi ne oldu? "

"Hiç bir şey yok Changbin"

"Han şu evdeki herkesi kandırabilirsin ama beni kandıramazsın"

"O benim tüm sıkıntım o liseden beri o... "

Gözlerinden yaş akan Han'ın omzuna kolumu attım. Minho onu her üzecek bir harekette bulunduğunda bana ağlardı.

"Sakin ol Han sana kaç defa dedim bu işi yapmak zorunda değilsin"

"Seni bırakmak istemiyorum Changbin ben zor durumdayken hem baban hem sen yanımda oldunuz"

"Hâlâ olacağız kardeşim ama kalbini yoruyorsun bunu kendine yapma onu deli gibi sevdiğini biliyorum "

"Ya bir daha yaşarsam her şeyi"

"Minho ile konuşmamı ister misin? "

Han konuşma dese bile konuşacaktım şu hayatta benim için önemli insanlardan biriydi onun mutsuzluğu beni üzerdi"

"Ben sizi bıraksam bile o Hyunjin'i bırakabilecek mi? "

"Bunu onunla konuşacaksın onu istiyorsan yapacaksın"

"Peki"

Han göz yaşlarını silmişti.
Gülümsemiştim ve ona 1 hafta boyunca izin vermiştim.
Kafa dinlemesi gerekiyordu.

Han'ın yanından ayrıldığım gibi odama gidiyordum.
Chan'ın odasından sesler gelmeye başladı.

"İnanabiliyor musun beni öptü ve gitti"

"Saçmalama Felix zor durumda kaldığım için yanımdayım"

"Bilmiyorum ama ona karşı boş olmadığım belli galiba aşık oluyorum"

Ne bana mı aşık oluyordu?
Ahh galiba ölüyorum...

Odama girdiğimde direkt yatağa atladım.
Kalbimin ritimlerini bozuyordu...

Telefonumu elime alıp Minho'yu aradım en son aradığımda Han'ı üzdüğü için sövüp kapatmıştım.

"Alo Han'a bir şey mi oldu? "

"Evet oldu"

"Ne oldu geleyim mi cevap versene"

"Liseden beri aşık olduğu çocuğun acısını çekiyor ve kafası karışık"

"Bak Minho beni sevmeye bilirsin fakat Han için biraz katlanman gerekecek. Ayrıldığınızdan beri her gece ağlıyor 1haftalığına Han'a izin verdim. Ona bu işi bırakmasını söyledim fakat o Minho hyunjin'i bırakmaz diyor"

"Bırakırım Han isterse bırakırım şimdi nerede "

"Evine gitti lütfen artık arkadaşı mı üzme"

Telefonu kapattım. Kafamı yastığa gömdüm.
Çalan kapın sayesinde yatakta oturdum.

"Gel"

"Changbin şey benim yarın dersim varda"

"Tamam bir eksik yok demi yarın ben bırakıp ben alacağım"

"Yok peki sağol"

"Şey saat kaçta? "