୨୧ THE NİGHT CİRCUS ⊰⁠⊹ Sookai ✧

✯ Día 4 en el circo ✯

Güneş doğarken bilmediğim bir sebepten ötürü uyandım, sanırım soğuyan hava yüzündendi. Bir süre gerçekten sahilde Kai'ye sarılıp uyuduğumu sindirebilmek için bekledim.

Doğrulmaya çalışırken Kai uyandı ve benimle beraber doğruldu. Karşımızda mükemmel bir manzara vardı, güneş yeni doğuyordu, hava turuncuydu ve bu denize vuruyordu. Kai gözlerini ovuştururken canının yandığını belirten sesler çıkardı. Sanırım kurumuş makyajı yüzünü yakmıştı.

"Garip hissediyorum." Dedim.

Yanıma yaklaştı ve sarıldı.

"Üşüyorum." Dedi sessizce.

Bende ona sarıldım ve

"Birazdan güneş doğacak ve etraf ısınacak." Dedim.

Bir süre sessiz kaldık... Ama güzel bir sessizlikti. Sadece denize bakıyordum. Sessizliği bozan şey Kai'nin sürekli yüzünü kaşımasıydı.

"Makyajımı çıkarmalıyım." Dedi ve bana baktı.

Sardığım kollarımı geri çektim. Etrafına bakındı.

"Yüzümü yıkayabileceğim bir çeşme
var mıdır?"

Bende etrafıma baktım.

"Sahilde illa olur gel arayalım." Dedim ve elini tutup kaldırdım.

Bir süre sahilde yürüdük ve çeşme aradık. Bir süre sonra bir çeşme gördüm, elimle orayı gösterdim.

"Orada."

Hızlı adımlarla çeşmeye yürüdük. Gelince Kai eğildi ve çeşmeyi açarak suyu yüzüne vurdu. Yanına çömelip onu izlemeye başladım. Suyu yüzüne her vurduğunda acıyla dişlerini sıkıyordu. Makyajın çoğu akmıştı, saçları yüzüne düşüyordu, uzanıp yüzüne düşen saclarını geri çektim ve işini kolaylaştırdım.

Makyajının tamamı akmıştı, suyu kapattı ve doğruldu. Gözlerinin etrafı tahriş olmuştu. Hafifçe dokundum.

"Yanıyor." Dedi kafasını geri çekerek.

Burukça gülümsedi.

"Öpersen geçer mi?" Diye sordu.

Saçlarını karıştırdıktan sonra eğilip iki gözünün de etrafını hafifçe öptüm.

"Bak geçti." Dedi gülerek.

Güneş neredeyse doğmuştu, elimi omzuna atıp yürümeye başladım.

"Palyaçoluk zor, yüzümü bile rahat bırakmıyor." Dedi.

Söylemek için hiç kelime bulamıyordum.

"Dilini mi yuttun sen?"

"Söyleyecek hiçbir şeyim yok." Dedim.

Sahilden çıktıktan sonra ne yapacağımı düşünüyordum, okula gitmek ve gitmemek arasında kalmıştım. Sanırım gitmeliydim. Okula gitmem gereken saatten daha erken kalkmıştım.

"Okula gitmeliyim sanırım." Dedim.

Gözlerini kırpıştırdı.

"Çok erken gidiyormuşsun, ben biraz daha geç gidiyorum." Dedi.

Onaylar gibi başımı salladım ve telefonumu açıp saate baktım.

"Saat geliyor ben gideyim." Dedim ve ona sarılıp uzaklaştım.

°

Enerjik ve garip hissediyordum, sanırım uyuduğum mekân bana iyi gelmişti. Ayrıca önceki günlerin aksine uykulu değildim.