Sabah Kai'ye sarılarak uyandım, dün gece hastaneden eve nasıl geldik, nasıl hemen yattık hiç hatırlamıyordum. Bu gün de okula gitmemiştik.
Kai hâlâ kollarımda uyuyordu, gülümsedim ve saçlarını öptüm.
Umarım Binna ve Harin o adamı polise vermiştir diye içimden geçirdim ve Kai için kahvaltı hazırlamaya gittim.
Dondurucudan patates, soğan halkası gibi kızartmalar çıkardım ve kızartmaya başladım, bir yandan da mutfaktaki küçük masaya tabak ve çatalları yerleştiriyordum. O sırada Kai'nin geldiğini gördüm, yemekleri bıraktım ve ona sarılıp öptüm.
"Günaydın."
"Günaydın Soobin, tuvalet nerede? Bulamadım."
Güldüm ve yolunu gösterdim. "Yakında yeni evini öğrenirsin."
Bana çok güzel bir şekilde gülümsedi ve tuvalete girdi, ben de mutfağa geri döndüm.
°
Yemek yedikten sonra oturma odasında oyalanıyorduk, Binna'nın mesajları gözüme takıldı.
Kai'nin yanına yaklaşıp mesajları ve fotoğrafları ona gösterdim.
Bir süre düşündü, arada kalmış gibiydi.
"İkinci." Dedi sessizce.
Gülümsedim ve telefonu kapatıp Kai'ye yöneldim.
°
Akşama doğru Kai'nin pek keyfi yok gibiydi, o adam Kai'yi rahatsız etmeye devam ediyordu.
"Engelle işte." Dedim sertçe.
Başını iki yana salladı.
"Yapamam, o her şeyimi biliyor."
Youngho, Kai'ye tehdit edici mesajlar atıyordu ve akşama Kai'nin sirke gelmesini istiyordu.
"Aklından bile geçirme, o sirke gitmeyeceksin!"
Üzgün görünüyordu, cevap vermedi. Saçların okşadım.
"Korkuyor musun? O adamdan korkuyor musun?"
Başını aşağı yukarı salladı. Ona sarıldım.
"Korkmana gerek yok. Sana bir şey yapamaz."
Kai'nin elinde telefonu hâlâ açıktı, mesajlara baktık ve adamın 'Bu akşam sirke geleceksin ve sahneye çıkacaksın' yazdığını gördük.
"Bu adam kim oluyor da sana emir verebiliyor? Aynı zamanda paranı da vermiyor?"
Kai kaşlarını çattı.
"Ne olursa olsun hakkım olan o parayı alacağım!"
Bir anda çok sinirlenmişti.
"Paramı vermez ise bu benim değil onun zararı olacak." Dedi ve Youngho'nun mesajına cevap vermeden telefonu kapattı.
Kendinden emin olması beni mutlu ediyordu, öte yandan onun için endişeleniyordum fakat bir şey demedim. İntikam almak istemesi çok normaldi, onu engellemeyecektim.
"Sadece yanında olduğumu bil." Dedim ve onu öptüm.
°
Sirk saati gelmişti ama Kai sirke gitmemişti, gitmediği için tedirgin değil aksine çok rahattı.
"İstediği kadar beklesin, o sirke gitmeyeceğim!"
Kai camdan sirke bakıyordu, yanına yaklaştım ve ben de camdan baktım, Youngho'yu gördüm, kulağında telefon vardı ve sinirle etrafta dolanıyordu. Kai bana telefonunu gösterdi, Youngho onu arıyordu. Kai telefonu açtı ve küfür edip hemen kapattı.
Birbirlerimize bakıp sırıttık.
"Seni işte böyle görmek istiyorum." Dedim.
Bana yaklaştı ve kollarını boynuma sardı.
"Daha göstereceğim çok şey var." Dedi ve dudaklarımı öptü.
°
Sirk çoktan bitmişti ama o adam Kai'yi rahatsız etmeye devam ediyordu.
"Bu gün sirkin son günüydü ve bitti, bu adam hâlâ neyden bahsediyor!?"
Telefonu Kai'nin elinden aldım ve mesajları okumaya başladım, sürekli 'sen bittin' gibi şeyler yazmıştı.
Ona Kai'ye hiçbir şey yapamayacığını kısa cümleler ile özetledim ve adamı engelleyip telefonu Kai'ye geri verdim.
"Boş hayaller kuruyor." Dedim alaycı bir şekilde.
Kai cevap vermedi, kaşlarını çatmış bir şeyler düşünüyordu. Yanına oturdum, saat geç oluyordu ve benim uykum gelmişti.
"Uyumak ister misin?" Diye sordum.
Hâlâ bir şeyler düşünüyordu ve beni duymuş gibi görünmüyordu.
"Kai...?"
"Kai?"
"Kai!"
"KAİ!"
Yerinden sıçrayıp bana baktı.
"Ne oldu?"
"Ne düşünüyorsun?"
Sırıttı.
"O adama neler yapacağımı."
Sırıttım.
"Abartma sakın, kendine zarar verirsin, dikkatli ol." Dedim ama çok dinlemiş gibi görünmüyordu, keşke dinleseydin Kai...
...ᘛ⁐̤ᕐᐷ
Son bölümü Opening Sequence dinleyerek okumanızı istiyorum, çünkü o bölümü yazarken Opening Sequence dinliyordum ve bu bana çok yardımcı oldu.
