~HER ZAMAN SON MUTLU SON OLMAZ~

5 1 0
                                    

Maalesef Kaan'ın evinde yaşadığım için mutsuzdum. Bu adam hiç mi susmaz? "Kumsal!" dedi. Al yine başladı! "Kaan iki saniye olsa bile sal beni n'olursun" dedim yalvaran sesimle. "Bugün saat akşam 9 da buluşucaz tamam mı?" dedi. Niye lan? "Neden?"
"Öyle işte, güzel hazırlan"
Mal mı bu?
<AKŞAM SAAT 20:00>
Telefonla takılırken saat gözüme çarptı. Lan saat sekiz! 1 saatte nasıl hazıranıyım ben?
Hemen ayağa kalktım ve odama geçtim. Kaan evde olmadığı için sıkıntı değildi. Dolabımı inceledim. Bir sürü elbisem vardı, pantolon sevmezdim, eşofman ve tayta gelirsek onlarında fazla giymezdim. Elbiselerime göz attınca bi tane elbise beni buldu. Bu elbiseyi hiç giymemiştim, simsiyah, kısa narin bi elbiseydi. Bir gün işime yaricağını biliyordum
Evet bunu giyecektim. Elbiseyi giydiğimde bana bu kadar şık duracağını düşünmedim, kendimi beğenmiş gibi olmasın ama bu bana nedense çok yakışmıştı. Saçıma gelirsek çok kötü gözükmüyordu. Bu sabah geldiğimiz andan itibaren saçımı yıkadım ve daha sonrası kouföre gittiğimden sıkıntı yoktu. Bana kalan tek şey biraz makyaj yapar ve saçımı taramak
<AKŞAM SAAT 20:35>
Bitti, sonunda. Saat kaç?
20:35 mi? Telefonumu alıp Kaan'a yazmaya başladım
<~>
Kumsal: Kaan, konum at
Kaan: Kapıya in
Kumsal: Ne? Konum atsana Kaan
Kaan: Kumsal aşağıya in
Kumsal: Of tamam
<~>
"Ne var aşağıda lanet olası Kaan!" diye evin içinde bağırdım. Çok fazla mı lanet okuyorum yoksa bana mı öyle geldi? Aşağıya indiğimde siyah bi araba vardı. Evet bu Kaan'ın arabasıydı. Arabanın arka arabasını açtığım da bana "Öne binsene kafayı mı yedin sen?" dedi. Evet, kafayı yedim n'apıcaksın? Öne oturduğumda derin bi nefes aldım. Bu niye bana nefes alırken bakıyor? "İlk defa derin bi nefes alan insan görüyorsun?" diye onu azarladım. "Öyle bi nefes aldın ki, bakmamak münkün değil!" dedi.
"Kaan"
"Efendim"
"Sarhoşken sana ne söyledim?"
"Tahmin et"
"Aptal nasıl tahmin ediyim!"
"Sesini yükseltme bana Kumsal"
"Peki, söyler misin Kaan? Sarhoşken sana ne dedim?"
"Ses kaydı Umut'ta git ondan iste"
Umut kim?
"Umut kim?Bana tanımadığım insanların ismimi söyleme"
"Gidince görürsün"
<YARIM SAAT SONRA>
"Kaan çok sıkıldım" dedim. Hayatımda hiç bu kadar sıkılmamıştım.
Kaan arabayı durdurdu ve bana "Geldik" dedi. Biz niye sahildeyiz? "Kaan sahilde ne işimiz var?" diye sordum. Kaan "Gemi gelene kadar sus" dedi. Gemi derken? "Ge-"
"Sana sus dedim" diyerek beni susturdu
Bu tarafa doğru bir gemi geliyordu, umarım o gemidir çünkü ayakta durmak işkenceydi!
"Geliyor" dedi Kaan. Ben kör olduğum için görmüyordum sağ ol ya! "Bilmiyordum sağ ol" dedim alaycı sesimle. "Evet bilmiyordun," dedi. Hayır Kumsal sinirlenme. "Haksız mıyım?"
"Haksızsın!" diye bağırdım.
<~>
Gemi buraya geldiğinde herkes indi ve şimdi sıradakiler binecek. Umarım kalabalığın ortasında kaybolmam.
"Kumsal,"dediği an elimi tuttu. N'oluyor?
"Gemiye binerken beni kaybetme diye elini tutuyorum, hazır ol" dedi. Niye şimdi boş boş bana gaz veriyor? Bismillah
Kaan hızlıca koşmaya başladı ve bu yüzden ben de koşmaya başladım! Koşmaya ne gerek var? Yürüsek olmuyor mu? "Kaan neden koşuyoruz?" kalabalığın için de beni duysun diye bağırdım. "Çünkü öyle olması gerekiyor" dedi. Senin lanet olası çünkü öylelerin bitmiyor! "Bi kere de nedenlerime cevap ver be adam!"
"Ne diyeceğime karışma kadın" Kadın mı? Tamam ben ona adam diyorum da kadın ne oğlum? Çok kaba duruyor!
"Kaan" Ne dicektim ben? Unuttum! "Efendim Kumsal?" normalde duymazsın beni, şimdi mi duydun? "Ne diyeceğimi unuttum" aptal
<~>
Oturduğumuz da iki çocuk daha vardı. Bunlar kim ya? Kaan "Umut ve Ege" diye tanıştırdı. Umut, ses kaydı? "Umut sen de ses kaydı varmış, sarhoşken söylemişim bişiler" dedim. Anlamıyorum, ben ne demiş olabilirim? "Bi dakka bakıyorum, buldum" ses kaydını açtı.
"Seni sevdiğimi biliyorsun dimi?"
"Biliyorum"
"Sen beni sevmiyorsun galiba"
"Seni senden daha çok seviyorum"

Ses kaydını kapattı, bi zahmet! Ben bunları demiş olamam değil mi? Has.. Sıçtın Kumsal. Tek anlamıyla sıçtın! "Kumsal Hanım ne düşünüyorsunuz?" Kaan sen bi sus zaten hayatımın şokunu yaşadım! "Ben mi, ne mi düşünüyorum?" diye boş boş keşkelerim. Ege "Yenge valla sen de hızlı çıktın."

Akşam yemeğini bu saatte yediğime inanamıyorum! Saat akşam 9 yani, ben normalde 7 de falan yerim. "Yenge," dedi Ege. Ege Sus, sus lütfen sus! "Siz ne zaman evleniyorsunuz?"
Sessizlik.
Tamam biraz daha sessizlik
Peki, dayanırım ben
Daha çok sessizlik!
Biraz daha fazla sessizlik
"Of yeter! Ne sessizliği bu?" dedim. Dayanamadım. Ege "Soruma cevap versene yenge" Bu çocuk beni delirticek! Umut "Yazın olsun düğününüz" dedi. Niye hepsi güldü? Gülünecek ne var?
<~>
Garson bizim sıraya doğru geliyordu. Tek isteğim sadece nazik yemek. Garson "Buyrun efendim" derken tepsideki yiyecekleri masaya koymaya başladı. "Hassiktir!" dedim anlık. "Bula bula beni mi buldun?" diye garsonu azarladım. Üstüme bildiğin su döktü. Ama bir litre su anasını saatim!
"Efendim çok üz-"
"Kapa çeneni," diyerek sözünü kestim. "Üzgünüm diyerek düzelse keşke,"
Kaan sadece bakıyordu. "Sen ne bakıyorsun?"
"Güzelliğine" Ne?
"Sen iyi misin? Dondum burda!" dedim. Sadece güldü, yine güldü, kahretsin!
<TUVALLETTE>
Tuvalete gitmeye kalkmıştım. Aklım hala o su da kaldı. Tuvalete girdiğim de sadece bir kişi vardı. Bu kız mı erkek mi? Kızlar tuvaletinde olduğuma göre kız.
Kız mı erkek mi belli olmayan kişi "Erkekler tuvaletinde ne işin var?" Burası kızlar tuvaleti değil mi? "Kızlar tuvaleti burası, sen yanlış gelmişsin aptal" diye söyledim. Adam "Hayır, burası erkekler tuvaleti. Buraya gelmeden önce tabloyu okusaydın keşke" dedi. Ne tablosu? "Tablo mu?" diye sordum. Adam "Kız ve erkek tuvalletlerinin yeri değişti. Sadece daha görünüşleri değişmedi" Kahretsin! Rezil oldum, şimdi çıkmam gerek. Kapıya doğru giderken adam kolumu tuttu "Hiç bir yere gitmiyorsun güzellik" Ne? Adam beni öbür köşeye geçiri, beni sıkıştırdı. Sadece çığlık atıyordum. Adam eliyle ağzımı kapatınca daha kötü oldum! "Daha yeni başlıyoruz tatlım."

AY TUTULMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin