Sonunda kış mevsimi gelmişti mutsuz değildin aksina yağmurlu havalar tam sana göreydi, ama doğruyu söyleyecek olursak güneşli havaları daha çok severdin güneşin doğuşu ve kuşların sesi seni kendine getiren şeydi, düz yolda yürümeye devam ederken yağmur yağdığını anlayamamıştın.
Kafanı yukarıya kaldırdığında soğuk su damlacığı tam yanağına düştüğü anda durumun kötü olduğunu anlamıştın şehire varmana daha çok vardı ve sen ormanın içinde yağmurun ortasında bir başına kalmıştın buna talihsizlik mi yoksa aptallık mı denir bilemiyordun, daha bu sabah Xiangling sana havanın kötü olduğunu ve çıkmaman gerektiğini söylemişti ama sen yine kendi bildiğin yola doğru ilerlemeye karar vermiştin.
Yağmur bastırmadan bir kayanın altına geçtin elinde ki kitapları sıkıca kavrayıp etrafına bakındın kimsenin olmadığını farkedince derin bir iç çektin sadece bir kaç araştırma yapmak için ormana dalmıştın ama zamanın nasıl farkettiğine bile bakmadan akşam olmuş hatta yağmur bastırmıştı, kendini duvaraya yaslayıp kitapları yanına koydun duvara sürtünerek yere çömeldikten sonra bacaklarını kendine çektin.
Saatlerce orada çaresizce oturacağına emindin ta ki tanıdık bir ses duyana kadar. "Bay Zhongli!" Bay Zongli'nin sesini duyar duymaz sana kafasını çevirdi elinde ki şemsiyeye bakılırsa yağmur başladığı anda çıkmıştı dışarı.
"Y/N? Ne yapıyorsun burada." Zhongli senin olduğun taşın altına doğru yaklaştı elinde tuttuğu şemsiyeyi indirip yerden kalkman için elini uzattı. "Hiç bilirsiniz yağmurds ıslanıp yürüyüş yapmaya bayıldığım için bir dışarıya çıkayım dedim."
Bay Zhongli kıkırdadı onun gülümsemesi ile sende onun elini tutup yerden kalktın üstünü silkeledikten sonra yerde duran kitaplarını aldın Bay Zhongli'nin yanına geçip ona bakmaya başladın gülümseyerek şemsiyesini kaldırdı davetkar bir şekilde seni şemsiyesinin altına çekti, bu nazik teklifine karşı çıkmaya niyetin yoktu.
İkiniz geriye yürürken konuşmuyor sadece yağmurun toprak yola düşünce çıkardığı sesi dinliyordunuz.
Ta ki Bay Zhongli turuncu saçlı bir çocuğu gördüğünde durana kadar. "Bay Zhongli?" Bay Zhongli'nin az önceki gülümsemesi yok olmuştu önünüzde duran turuncu saçlı çocuğa doğuk gözler ile bakıyordu.
"Bay Zhongli yine karşılaştık." Kafanı yana doğru eğdin tanışıyor olmalarına şaşırmıştın Bay Zhongli Liyue'nin nerdeyse tamamını tanıyordu ama bu adamı daha önce görememiştin zaten Liyueli gibi de gözükmüyordu.
"Kimsiniz?" Turuncu saçlı çocuk kafasını sana çevirdi sanki orda olduğunu yeni görmüşcesine bir ifade vardı yüzünde sen gülümseyip kafanı eğdiğinde turuncu saçlı çocuk kıkırdadı.
"Childe, yani herkes bana öyle der." Sen konuşmadan önce bay Zhongli aranıza girdi. "Gidelim Y/N görülecek bir şey yok." Bay Zhongli'ye sen geri cevap veremeden çoktan seni peşinde sürüklemeye başlamıştı sen arkanı dönüp baktığında turuncu saçlı çocuk size el sallıyordu sende aynı şekilde gülümseyip el salladın önüne döndüğünde Bay Zhongli'nin az önce ki soğukluğu yine kabolmuştu, soru sormak istiyordun ama şimdilik merakını geriye atmaya çalıştın.
Yolculuğunuz boyunca ikinizde konuşmamıştınız sonunda evinin önüne geldiğinizde Bay Zhongli'ye hoşçakal dedikten sonra evine geri girdin etrafta durab kağıtlar yere atılmış çalışmlara baktın, evin her zaman ki halinden daha dağınıktı elinde duran kitapları yanında duran masaya koyup şöminene doğru yürüdün şöminenin içinde duran odunları ateşe verip gülümseye başladın.
O çocuğun kim olduğunu henüz bilmiyordun ama bilmek istiyordun. Çünkü seni bir bakışı ile etkilemeyi başarmıştı.
🌸:Diluc Malesef yarım kaldı biliyorum ama onu yazacak kadar motivasyonum yok ve olacak gibi durmuyordu o yüzden yazmaya devam etmek için Cgildr yazmaya karar verdim bu bittiğinde diluc'a geri dönecehim ama capitano'ya muhtemelen geri dönmeyeceğim, her neyse umarım beğenmişsinizdir!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓞𝓷𝓾𝓷 𝓸𝓵𝓪𝓷-𝓣𝓪𝓻𝓽𝓪𝓰𝓵𝓲𝓪
Fanfiction"Y/N!" Geriye çekildin olacaklar veya olanlardan korktuğun için değil kendini düşündüğün içinde değil, yapacak başka bir şeyin olmadığı için. "Uzaklaş! Bir adım daha atarsan kendi hayatıma son veririm!" Childe iki adım geri çekildi havada olan elin...