𝐒𝐎𝐍 𝐎𝐅 𝐇𝐄𝐀𝐕𝐄𝐍 || 天国の息子 ﾐ
━━━━ ❝ People are like wine: Aging sours the bad and sharpens the good. ❞
𖥻 [+18] sanzu haruchiyo × princess!f¡reader
royal au
15/01/23 ━━━━ 00/00/00
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❝ Yanmış. ❞
Hava mizaçlıydı. Kin ve Sara ile öğle yemeğinden sonra günlerce fırtına çıkmıştı fakat yine de hava sıcaktı. Gece boyunca yatağında dönüp durdun, uyumaya çalıştın. Saçların terli tenine yapışmıştı, yastığını sürekli ters çevirip soğuk tarafına başını bastırıyordun.
Açık pencereden gök gürültüsü duyuluyordu, yağmur damlalarıyla birlikte güçlü ılık rüzgarlar esiyordu. Yağmuru hep sevmiştin. Toprağı ıslattıktan sonra o kadar taze ve yenilenmiş kokuyordu ki, o kadar güzel bir manzaraydı ki...
Artık sabahlar daha serindi. Sonbahar geri dönüyordu ve beraberinde soğuk rüzgarları da getirmekteydi. Soğuk meltem teninde süzülüp parmaklarında ağrı yaratırken ellerini birbirine sürttün. Bahçe güzeldi. Yağmurdan sonra hava daha da soyumuştu, uzun süre dışarıda kalamazdın. Uzuvların cübbenin altına sarılıyken bile titriyordun. En sevdiğin çiçeklerden toplayıp bir vazoya koyması için Kia'ya verdin, ardından hizmetçilerin yaşam alanında yaktığı ateşin yanında oturabilmek adına aceleyle içeri girdin.
El ve ayak parmaklarını ateşin önünde ısıtmaya çalışıyordun. Yetimhaneyi ziyaret etmeyi ummuştun ama bunun için bir gün daha beklemen gerekecekti. Tekrar dışarı çıkarsan hastalanma riskin artacaktı.
Elin, Saeya'yı düşünerek boynundan aşağıya, kolyenin olduğu yere indi. Yılın hangi zamanı olursa olsun, Baye'de hava her zaman soğuk olurdu. Onunla ilgilenildiğini umuyordun.
Ama kolyeyi kavramak istediğin an, orada olmadığını fark ettin. Cüppenin altında koyu renkli kolyeyi aramaya başladın, elini boynunda gezdirerek zincirini kavramaya çalıştın fakat nafile, kolyen yoktu.
"Hayır," diye mırıldandın, hızla ayağa kalkarak. Cübbeni karıştırdın ve etrafına bakındın. "Hayır, hayır, hayır!"
Onu kaybedemezdin. Ondan sana kalan tek şey o kolyeydi. Banyo yapmadığın sürece asla çıkarmazdın, üstelik yanlış bir yere koyma riskini de almamıştın.
