Hümeyra'dan"Anlamadım." dedim. Rahatsız olacağı kadar uzun süre baktığımda bakışlarını kaçırdı. Gözlerim yeşil olduğu için kaçırmadığına emindim.
"Asuman, sizden bahsetti. Şöyle birini arıyordum diyemem ama o anlattıktan sonra, durup düşündüğümde, ancak böyle bir insanla hayatımı devam ettirebilirim dedim."
Hümeyra çek gözlerini adamdan!
Göğüs kafesimde bir şeylerin beni sıkıştırdığını hissettim. Kalp krizi mi geçiriyordum? Kahve fincanını kaldırıp içecekken boş olduğunu fark ettim, bırakıp yeşil çayı aldım. İlk yudumdan sonra bal eklemediğimi fark ettim ama buradan dönüş yoktu.
"Aslında benim sorum yok, Asuman'ın anlattıkları yeterliydi fakat sizinle konuşmak istedim."
Yeşil çayın buharını izlemekten başka bir şey yapamıyordum. Buraya gelmeden önce hayal ettiğim görüşme bu değildi. Sorularımı soracak, onunkilere cevap verecek, ardından istişare ve istihare yapıp karar alacaktım.
E şimdi dilim neden tutulmuştu? Göğsüm neden sıkışıyordu?
"Bir şey söylemeyecek misiniz?"
"Ya farklı biriysem?.." dedim bir çırpıda.
Tuttuğu kupanın kulpunda başparmağını gezdirmesini izledim. Geri çekilip sırtını sandalyeye yasladı. "Bir ihtimal daha var."
"O da ölmek mi sensiz?"* diyecek sandım devamında, kalbim birkaç vuruşunu göğüs kafesimi kırmaya yönelik yaptı.
"Ben de farklı biri olabilirim. Az önce size bahsettiğim gibi değil de sabah namazına çoğu gün kalkamayıp uyanınca kaza eden, ilim adına yaptığı tek şey cuma hutbesi dinlemek olan, iş yoğun olunca namazı kazaya bırakan biri olabilirim. Sadece sizi etkileyebilmek için söylemiş olabilirim tüm hepsini. Ve bunu nikah kıyılana kadar oynadığım bir tiyatroya dönüştürebilirim."
Asuman, bu mu az konuşuyor?
Bunu düşündüğümde, kafamın içindekileri duymadığı için şükrettim. Bu, en büyük hediye olmalı insana.
"Demek istediğinizi anladım. Fakat bir şüphe düşürüyorsunuz insanın aklına. Söylediklerinize kolayca inanmıştım. Sözlerimde de dürüst olmak için özen gösterecektim -bir soru sorsaydınız. Belki de elli yıl yaşayacağım birinden gerçek yüzümü birkaç ay saklasam geri kalan elli yıla haksızlık yapmış olmaz mıyım?"
Güldü. Başını eğdi gülüşünü gizlemek için. "Bunu kast etmiştim, ancak sizin gibi bir insanla evlenebilirdim, tereddüt etmeden sözlerine güvenebileceğim ve hatta biraz açık sözlü olan biriyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çekirgeler ve kelebekler
General Fiction"Tüm gerçekleri bir anda söyleseydim ne değişirdi ki?" demiştin. Ne değişirdi ki? Tüm gerçekleri, pençeleri kıvrık bir hayvanınki gibi derime geçirseydin ve kanım sahile vursaydı dalgaların ardından, bu hikayeyi hiç yazmazdım. Sen bunları hiç okumaz...