"Biliniz ki; yanlış kişiye duyulan sevgi çabuk unutlur."
Beyaz Geceler, Dostoyevski
**
"Jungkook uyanmış olmalı."
"Evet sesler geliyor, umarım bir sorun çıkmaz."
Jimin sıkıntılı bir nefes verdiği sırada yavaşca saate baktı. Ne yazık ki zaman geçmek bilmiyordu. Arkadaşları da konuşmuyordu. Gerçi onlara hâlâ arkadaş diyebilir miydi?
"Aa!" Hoseok şaşkınlık içinde bağırdığında hepsi ona baktı. "Seokjin ne ara bu fotoğrafı paylaştın? Birde sokağa çıkma yasağı ile ilgili seyler yazmışsın hayranlarına." Elindeki telefonun ön yüzünü ona doğru çevirdi. Bu, Jimin'in gördüğü kadarıyla Seokjin'in instagramdan yeni paylaşılmış olan fotoğrafıydı.
"Bakayım." Dedi umursamadan. Öne eğilip ona gösterilen fotoğrafa baktı bir süre. Omzunu silkti. "Bilmiyorum, menajerim paylaşmıştır."
Jimin o an içinden 'vay be' diye geçirdi. Demek işler böyle yürüyordu sektörde. Onun şaşkınlık dolu yüz ifadesini gören Yoongi ise hafifçe sırıtmıştı. Gözleri hep Jimin'in üzerinde geziniyordu. Birkaç dakika sonra Jimin'in dudaklarını büzerek eline karnına götürmesiyle acıktığını hemen anlamıştı. Öyle ki konuşması uzun sürmedi.
"Akşam oldu. Acıktım biraz, yemek yapayım mı? Malzeme var mı Hoseok?"
"Var."
Yoongi gelen onayı duyduğu anda hızlıca ayağa kalkıp mutfağa gidecekken aklına gelen şeyle duraksadı. "Ah şey, Jimin bana yardım eder misin?" Tıpkı eski günlerdeki gibi diye geçirdi içinden. Jimin ise bu soruyu beklemiyor olacak ki minik bir telaşa girmişti. "Tabii, geliyorum."
İkisi birlikte mutfağa doğru ilerlerken Hoseok onları arkalarından bir süre süzdü. İkisi arasında kesinlikle bir şeyler yaşandığı belli oluyordu. İletişimde kalmadıkları için tam olarak bilmese de o olaydan sonra görüşmeye devam ettiklerini fakat sonradan görüşmeyi kestiklerini anlamıştı. En azından araları kötü değil diye geçirdi içinden. Nefret duygusu yoktu, bu onu rahatlatmıştı.
Mutfağa girdiklerinde ikisi de aralarındaki bu garipliği gidermek için bir şeyler söyleme derdine girdi fakat doğru sözcükler ağızlarından bir türlü çıkmıyordu.
"Ne yemek istersin?"
"Fark etmez."
Yoongi birkaç saniye düşündükten sonra sonunda yapacağı şeyleri kafasında belirleyip dolaba ilerledi. İhtiyacı olan malzemeleri alınca Jimin gülümsemeden edemedi. Onun en sevdiği çorbayı yapacaktı. "Ben sebzeleri doğrarım." Diye atladı hemen.
Jimin ellerini yıkarken gözünde eski anılarından biri canlandı. O yemek yemeyi sevdiği için Yoongi de yemek yapmayı çok seviyordu, bu yüzden her akşam yemeklerini Jimin'in küçük yardımlarıyla Yoongi hazırlıyordu. Şimdi yine o zamanlardaki gibi yemek yapacaklardı.
Jimin sebzeleri doğramaya başladığında Yoongi de ihtiyacı olan tenecereyi aramaya başladı. Sonunda bulduğundaysa ikiside sessizce işlerini yapmaya devam etti.
"Görüşmeyeli nasılsın?"
"Bıraktığın gibiyim."
Jimin gözlerini doğradığı maruldan çekmeden hafifçe güldü. Kötüydü işte. Onsuz iyi olmasını beklemek saçmaydı zaten. "Sen nasılsın, görüşmeyeli?" Bu sefer gözlerini ona diktiğinde çorba için gerekli malzemeleri tencereye döktüğünü gördü.