17'kirazını patlatmak

173 22 41
                                    

nereden geliyor bana bu update hırsı?

taehyung:

Otobüs yolculuğu sessiz geçmiş ardından da iki saat içinde Jejuya varmıştık. Çantalarımızı alıp inerken bir yandan da Hoseok'u aramak için telefon rehberine girmiştim. Arama sesi çalmaya başladığı sırada yanıma Jimin geldi.

"Taehyung konuşalım mı?"

"Alo?"

Aynı anda da Hoseok açmıştı telefonumu.

"Bir saniye Jimin. Alo nerdesiniz? Biz şimdi indik."

"Motelin önündeyiz. Namjoon sigara içtiğim için bana yargılayıcı bakışlar atıyor ama sıkıntı yok twerk çekip kafasını bulandırıyorum."

Kahkaha atıp elimle gülüşümü saklarken Jimin'le göz göze geldik. O bana gözlerini kısıp bakarken benim de kahkaham, gülümsemeye döndü.

"Tamam beş dakikaya oradayız. Lütfen biz gelene kadar dansını bitirme izlemek istiyorum."

"Çok beklersin."

Telefonu kapatıp bizimkilere döndüğümde Jungkook, Yoongi'yi öpmeye çalışıyor. Yoongi ise gülerek onu alnından tutmuş kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu.

"Ya arkadaşlarımın önünde yapma şimdi! Dur daha yeni samimi oldunuz bu ne hız ya?"

"Zaten tanıyorum ki onları niye çekineyim? Hatta Jimin'i çok yakından tanıyorum, anlarsın ya."

Jungkook göz kırpıp Jimin'e öpücük atınca karnım kasılmıştı. Pekala kıskanması gereken ben değil Yoongi'ydi. Evet.

"Seni öldürürüm."

Yoongi sinirli bir şekilde Jungkook'un kafasını tutup kendine çevirince dürüst olayım aşırı seksi görünmüştü. Ah be... 30 yaşına kadar sevgilimiz olmasaydı biz bu adamla evlenecektik. Yazık oldu, kaldım Jimin'e. O da siklemiyordu gerçi orası ayrı.

"Niye öldürüyorsun yahu, çok iyi arkadaşlarız biz."

"Taehyung al şu çocuğu gözümün önünden yoksa çarpacağım ikisine de."

Yoongi bu sefer ciddi ciddi sinirli bakınca aslında bu konuda ne kadar hassas olduğunu fark etmiştim. Muhtemelen tek ben fark etmiştim çünkü duygularını gizlemeyi iyi biliyordu ama sebepsiz yere aramızda öyle bir bağ vardı ki gerçek hislerini anlayabiliyordum bu yüzden Jimin'in elinden tutup önden yürümeye başladığımda Jimin bana dönmüş gülüşü yüzünde kalmış bir şekilde parmaklarını benim parmaklarım arasına geçirmişti.

"Aklına gelebilmek için Yoongi'nin benden bahsetmesi mi gerekiyordu hayrola?"

Göz devirip ona dil çıkardım. Lose-lose'a yaklaştığımızda ileride Hoseok'un ayakta gerçekten de Namjoon'a poposunu dönmüş "chicken noodle soop" dansını yapıyor olduğunu görmek beni travmatize etmişti. Ben gülerken Yoongi hayretle sormuştu.

"Napıyor o salak?"

Herkes şokla onlara bakarken ben daha fazla dayanamayarak anıra anıra güldüm ve Hoseok'a koşup üstüne atladım ardından da sarıldım.

"Çok beklersin demiştin ama görsel şölen sağlıyordun az önce bana!"

Hoseok son anda beni tutup gülerken Namjoon da oturduğu yerden kalkıp Yoongi ile yumruk tokuşturdu, Jimin ile sarıldı ve Jungkook ile tokalaştı.

"Ekip tamam olduğuna göre geçelim içeri."

Hoseok ise bunun üzerine konuşmak istemediğini belirterek motele girmemiz için bizi teşvik edince susarak koluna girdim ve beraber içeri girdik. Jimin arkamdan geliyordu. Namjoon elleri cebinde Hoseok'un yanındaydı. Bilmiyorum sabahki olayı yok sayarsak çok huzurlu hissediyordum şuanda. İyi ki bu geziyi düzenlemiştik. Aşırı iyi gelecekti.

koy gote gitsin | yoonkook [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin