koy gote gitsin | yoonkook [✓]

14'yalakanım bebeğim

'merhaba :3'

"Jungkook!"

"Ama sürprizi bozamam açamam gözlerini bir dur ya!"

Durum analizi yapalım. Okuldan sonra zorla eve getirilmiş ve duşa girmem için beni zorlamıştı. Siktiğimin evladı bir de yetmezmiş gibi takım elbise giydirip gözlerimi bağlamıştı. Artık sabrımın son demlerindeydim zaten okuldan dolayı tüm enerjim çekilmişti ve ılık duş iyice uykumu getirdiği için sadece ona sarılıp uyumak istiyordum. Hadi onu da geçtim canım sigara çekiyordu ve açtım.

"Gerçekten senden ayrılacağım en son."

Ağzıma eliyle şap diye vurunca gerçekten bu son nokta olmuştu.

"Ya ne diyorsun sen?!"

"Sen bana vurdun mu?!"

Bir boğuşma yaşanırken göz bandından sonunda kurtulduğumda onu üzerinde sadece önlük ve boxer ile görmek beklediğim en son şeydi. Like literally...

"Jungkook, sen ne bok yiyorsun acaba?"

"Her şeyi bozdun işte of. Masaya kadar sabretsen olmaz mıydı?"

"Ne masası?"

İç çekip elimden tuttu ve beni odasından salona götürdü. Anladığım kadarıyla ailesi bugün eve gelmeyecekti. İş seyahatinde olduklarını söylemişti. Salona girdiğimizde karşılaştığım manzara ise ağzımı bir karış açmama sebep olmuştu. Çünkü yemeklerle süslenmiş bir masa görmeyi beklemiyordum. Arkamda ellerini omzuna koydu ve kulağıma eğildi.

"İyi ki doğdun sevgilim,"

Yanağıma öpücük kondurup tamamen sarılınca kendime anca gelebilmiştim.

"Jungkook sana inanamıyorum... Ya süt kokulu, ciguli boyum benim! Kurban olurum sana ben!"

Yanağını ısırıp boynunu koklaya koklaya sarılınca o da aynı içtenlikle sarılıp ellerini saçlarıma geçirip okşadı. Geri çekilip ona biraz daha baktığımda ise uzerindekiler aklıma gelmişti ve bakışlarımı bu sefer de çıplak vücuduna çevirmiştim.

"Peki ya bunun olayı ne?"

"Sadece giyinmeme fırsat vermedin..."

"Yalan söyleme üzerinde mutfak önlüğü var giyinecek olsaydın ilk bunu geçirmezdin üstüne."

Sinsice sırıtıp bir anda beni öpmeye başlayınca elimi nereye koyacağımı şaşırmıştım. Şerefsiz bir de aniden ağır biçimde öpmeye başlamıştı. Geri çekilip dudaklarını yalayınca sıcaklayan halimi bastırmak adına konuştum.

"Yemek yiyeceğimizi sanıyordum Jungkook birbirimizi değil."

"Tam olarak ikisini de yapacağız!"

"Beni korkutuyorsun."

Sandalyemi çekip oturmam için kafasıyla işaret ettiğinde tekrarladım.

"Jungkook, beni cidden korkutuyorsun."

Kahkaha atıp mutfağa gittiğinde yemek odasında tek başıma kalmıştım. Salak değildim bu gece olacakları az çok tahmin ediyordum. Bunun konuşmasını daha önce yapmıştık fakat doğum günümde tam olarak birlikte olacağımızı düşünmemiştim. Heyecanla dizlerimi birbirine bastırıp tırnak etlerimi yerken daha fazla hazırlık yapmam için bana izin vermesi gerektiğini düşünüyordum sadece. Ben kendi kafamda bin beş yüz seksen dokuz tilkiyle dururken sonunda masaya getirdiği tencereyi masaya koydu. Yanında da birkaç meze ve çorba vardı. Yemek yapmayı beraber öğreniyorduk. Üniversiteye geçtiğimizde aynı eve çıkma planlarına başlamıştık ve şimdiden bunun için hazırlık yapıyorduk.